İdil Biret'le nefes nefese...

29 Temmuz 2011 Cuma
\n

1958 Brüksel: Saygun’un 1. Piyano Konçertosu’nun dünya prömiyeri

\n\n\n

\n\n\n

Kimi insanlar Tanrının seçilmiş kulları... Benim için İdil Biret de öyle... Allah baba, daha doğarken onun on parmağına da birer öpücük kondurmuş! Ama sonra ne olduysa hepsini kendi dehası, yeteneği, azmi, çalışması ve mükemmeliyetçi kişiliğiyle elde etmiş... Müthiş bir hafıza... Mükemmel bir teknik... Olağanüstü geniş bir repertuvar... Besteciye sonsuz sadakat... 70i aşkın CD ve LP... Satış rekorları kıran plaklar, kayıtlar... Benzeri olmayan bir disiplin... Sonsuz duyarlık... Bunlar onu öne çıkarak özelliklerinden sadece birkaç başlık...

\n

Onu düşündüğüm, yaptıklarını sadece satır başlarıyla gözden geçirdiğim vakit, nefes nefese kalıyorum. Onun plaklarından birini dinleyerek ancak soluklanabiliyorum.

\n

Önümüzdeki aylarda İdil Biretin baş döndürücü programına, CD yayınlarına, kayıtlarına, çalışmalarına bakarken, bir minik kuşAsıl sürpriz aralık ayında diye fısıldadı. Merak kediyi bile öldürürmüş diye bir rivayet var. Nedir diye, sürprizin peşine düştüm. İşte yanıtı:

\n

Yıl 1958: Brüksel’deyiz

\n

Şimdi arkanıza yaslanın, gerilere dönüyoruz. Yıl 1958. Brükseldeyiz.

\n

O güne dek dünyanın görmediği kadar görkemli Dünya Fuarı açılmış. Atom çağını simgeleyen Atomium dev çelik küreleriyle Brükselin göbeğinde yükseliyor. Dünya, Brüksele akın ediyor fuarı görmeye... 8 Ağustos Cuma akşamı... Dünya Fuarında Türkiye gecesi var...

\n

Hayır hayır, sandığınız gibi değil. Mehter takımıyla ya da halk oyunlarıyla katılmıyor Türkiye. Çağdaş sanatçılarıyla ve yorumcularıyla katılıyor. (Bunlardan biri de Bedri Rahmiydi... Hani o meşhur kaybolan pano hikâyesi...)

\n

O akşam, fuardaki dev oditoryumun dev sahnesinde Parisden gelen Colonne Orkestrası yerini almış. Üç Türk bestecisinin eserleri çalınacak: Cemal Reşit Rey, Cemal Erkin ve Adnan Saygunun... Salon hınca hınç dolu. En ön koltukta Belçika Ana Kraliçesi Elizabeth oturuyor.

\n

Konserin iki de genç solisti var: (Genç mi dedim? Neredeyse çocuk bunlar!) Ayla Erduran ve İdil Biret..

\n

O akşam Adnan Saygunun 1. Piyano Konçertosunun dünyadaki ilk çalınışı... Piyanonun başında İdil Biret.

\n

Ve işte şimdi sürprizi açıklıyorum: O akşam Adnan Saygunun yönettiği o 1. Piyano Konçertosunun konser kaydı, şu sıralarda ABDde dijital ortama geçiriliyor ve CD, aralık ayında piyasaya sürülecek. Bu tarihi konserin kaydı İdil Biret arşivinde bulunuyordu. Dijital ortama geçirecek olan ise bu işin ustası Mark Obert-Thorn Bu CDde ayrıca Adnan Saygunun İdil Birete ithaf ettiği 12 Prelüt, 70lerdeki konser kayıtlarıyla yer alacak

\n

Ben bu heyecan verici kaydı beklerken, İdil Biretin CD kayıtlarıyla ilgili çalışmalarına bir göz atayım dedim. İşte öğrendiklerim:

\n

Gelecek Kuşaklara

\n

Ekim ayında dünya piyasalarına İdil Biretin komple Beethoven dizisi çıkıyor. 19 CDden oluşan bu dizi, ölümsüz bestecinin 32 sonatını, 5 konçertosunu, Fanteziyi ve Lizstin piyanoya uyarladığı 9 senfonisini içeriyor.

\n

23 yıla yayılan bir çalışma bu! (Bir çırpıda yazılan, bir çırpıda okunuveren şu yukarıdaki cümleyi, lütfen dönüp bir kez daha okuyun!) Bütün bu eserlerin tümünü, hepsini, tamamını konserlerde çalan ve tümünün kaydını yapan tarihteki ilk piyanist İdil Biret! Bildiğim kadarıyla halen de tek! Daha kimse böyle bir işe kalkışmadı!

\n

Bir yandan Beethoven dizisini tamamlarken, bir yandan da Brahms, Chopin ve Rachmaninovun tüm piyano eserlerini ve konçertolarını; Liszt, Çaykovsky, Ravel, Saint-Saens, Schumann, Grieg, Franck, Massenetnin piyano konçertolarını ve solo piyano eserlerini; Boulezin üç sonatını, Gyorgy Ligeti etütlerini; Berliozdan Symphonie Fantastique, Harold en Italie ve Stravinskynin Ateşkuşunu 50 kadar CDye kaydettiğini anımsatayım.

\n

İdil Biret ilk kayıtlarını Fransız radyosu stüdyolarında yaptığında 8 yaşındaydı. O gün bugün durmak bilmedi. O gün yaptığı kayıtların hemen hemen tümü bugün IBA (İdil Biret Arşivi) etiketi altında toplandı, toplanıyor. Yukarıda sözünü ettiklerim de...

\n

Müthiş bir çaba! Olağanüstü emek! Akıllara durgunluk veren bir çalışma, bir üretim, bir disiplin...

\n

Kalabalık bir toplulukta şu size verdiğim dökümü paylaşıyordum. Dinleyenlerden biri, Bugünün Türkiyesinde kaç kişi farkında ki?deyiverdi...

\n

Türkiye değilse de dünya farkında demekten kendimi alamadım

\n

Bakmayın son yıllarda değer ölçülerimizin allak bullak olmasına, giderek içimize kapanmamıza; geçmişe duyulan özleme; ötekine karşı öfkeyle yatıp kalkmamıza; popüler kültür adı altında halk dalkavukluğu yarışına girdiğimize... Cumhuriyet ilkeleriyle yetişen değerler kolay kolay yok olmuyor. Emeği, çabayı, bayrak yarışını sürdürüyorlar....

\n

Türkiyede kaç kişi farkında ki? Elbet yanlış bir soru bu. Dünya farkında! Ülkemde çok sesli müziği, niteliği sevenler farkında! Gelecek kuşaklara bir hazine bırakmaktan haz alanlar farkında... 

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları