Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ruh sağlığını koruma

20 Aralık 2020 Pazar

Covid-19’dan korunma yöntemlerini biraz aklı başında olan biliyor. Hükümetin açıkladığı sayılara ve yöntemlere inanmayan, güvenmeyen, farlı kaynaklardan gerçeklere ulaşabilen, okuduğunu anlayabilen, daha da iyi biliyor. 

Bedeni korumak, ruhlarımızı korumaktan daha kolay. Güvendiğimiz bilim adamlarının önerilerini izleriz... Ama ruhumuzu korumak? O daha zor. 

AKP iktidarı dini inançlarımızı altüst ettiğinden; yalanı talanı dine, dini politikadan ekonomiye her alana alet ettiğinden beri; Anadolu’nun hoşgörülü, güler yüzlü Müslümanlığını, Arap dünyasının emperyal, baskıcı, ürkütücü, gerici, baskıcı taassubunun hegemonyasına verdiğinden beri, millet dinden uzaklaşmaya başladı. 

Bu söylemlerle nereye kadar?

İçinde yaşadığımız şu zor dönemlerde ruh sağlığımızı korumak için benim ilk öğüdüm elbet sanat olacaktı ki ülkemde şu son bir haftadır egemen olan söylemler bunu dahi güçleştirdi. 

Adının önünde Prof. yazan Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Ebubekir Sofuoğlu, “Üniversiteler fuhuş evine döndü” diyor ve bu sapkın sözlerine “Cumhurbaşkanımız da vurguladı” diyerek karma eğitime zaten düşman olan siyasi erkten de destek alıyor! 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Meclis’teki “Ülkede seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz” sözleri demokrasi olduğunu iddia eden hiçbir çağdaş ülkede ağza alınmayacak biri tümcedir. Bizim anayasamıza göre de suçtur. Ayrıca darbe tutkusunun dışavurumudur. 

Bu söylemler arasında sıkışıp kalmışken yine de ruh sağlığımızı korumak için sanata sığının! 

Cumhuriyet’in doldurduğu boşluk 

Bedri Rahmi Eyüboğlu söylemişti: “Ey sanat seni bana musallat ettiler. Ben de seni başkalarına musallat etmezsem Yuf olsun bana.” 

Bu sözleri kendimi bildim bileli öyle benimsedim ki ben de her daim sanatı başkalarına musallat etmeye yöneldim. Bu açıdan Cumhuriyet gazetesinin büyük bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum. 

Haftanın her günü kâh bir kâh iki sayfasını, cumartesi ve pazar günlerini daha da çok sayfasını sanat ve kültür haberlerine ayıran; evinizden çıkmadan tüm çevrimiçi konser, tiyatro, sergi programlarını okurlarına duyurmaya çalışan bir başka gazete ben bilmiyorum. Bu nedenle de gazeteme minnet duyuyorum. 

Kitap okumak, çevrimiçi de olsa tiyatro ve film izlemek, sergileri ekranda dolaşmak, kültür ve sanat kurumlarının konferanslarını çevrimiçi dinlemek, ruh sağlımızı güçlendirmenin en etkili yolu. Sanatın iyileştirici gücünden her birimizin yararlanması en doğru yol...

Mevlana’yı anarken 

Önceki gün, Osman Kavala’ya yönelik fantastik sözde suçlamalardan yine tahliye çıkmadı. Hapiste işkenceye zulme devam kararı verildi.

Haberi duyar duymaz Mevlana’nın bir sözü geldi yerleşti yüreğime. (17 Aralık 1273’te Konya’da hayata gözlerini yuman Mevlana’yı anma haftasındaydık...) 

Şöyle der eşsiz bilge: “Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikenlere su vermek!”

En iyisi “anlayana” diyerek haftayı Mevlana’nın 7 öğüdüyle bitirmek: 

1- Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. 

2- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. 

3- Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

4- Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

5- Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol.

6- Hoşgörülülükte deniz gibi ol.

7- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

İki kaybımız 

ATİLLA SAV Baro Başkanı, milletvekili yanı sıra, çok usta bir tiyatro eleştirmeniydi. Tiyatro tutkusunu birikimleriyle, “Beyefendi” kişiliği, avukat titizliği, sorumlu aydın benliğiyle bütünleştirmişti. Tiyatro Eleştirmenleri Derneği’ni kurarken, verdiği desteği yol göstericiliğini, çözümleyici gayretlerini, her daim gülümseyen yüzünü unutamam. Onu hep ama hep “yanımızda” hissetmek, tiyatromuza, tiyatro eleştirisine, derneğimize hep ama hep güç verdi. Tiyatro tozu ve ramp ışıkları içinde uyusun. 

GÖNÜL SARAY, sadece girişimci başarılı bir sanayici, Amasya milletvekili, Türkiye’nin ilk kadın cumhurbaşkanı adayı değildi. Kadın sorunlarına, kadın dayanışmasına canı gönülden inanmış, Atatürk ve Cumhuriyet ilkeleri savunucusu, özel bir insandı. Türkiye-Yunanistan, Türkiye-Ermenistan arasında geliştirdiği dostluk çabalarıyla da yalana ve talana karşı çıkışlarıyla da anılacak. Nur içinde uyusun. 

İki kaybımızın da yakınlarına, sevenlerine sabırlar dilerim. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları