Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sakın çıldırmayın!

28 Ocak 2016 Perşembe

Ey okurlar! Sakın çıldırmayın! Sakın çıldırmayın! Aklınızı kaçırmayın! Silivri cehennemine kurşunkalem girer ama acaba renkli kalem niye girmez diye sormaya, soruşturmaya kalkmayın. Yeşil neden yasak, kırmızı, mor neden yasak diye düşünmeyin! Düşünecek olursanız sapıtmanız işten bile değil! Can Dündar’ın “Bizi yenemezsiniz” yazısını okuduğumdan beri gözyaşlarımı tutamıyorum. Neden diye sordukça aklımı kaçırıyorum. Ha-pis-ha-ne-de renk-ler ne-den ya-sak-la-nır?.. Mantıklı bir yanıt bulun! Bunlar insana düşman, renklere düşman!

Kardeş Türküler ve Candan Erçetin
Sahnede yeryüzünün tüm renkleri, sevinci ve acıları... Siz istediğiniz kadar yasaklayın! Bütün o renkler gelmiş Anadolu’da buluşmuş; Anadolu, bozkırın rüzgârını sırtlanmış, pupa yelken gelip İstanbul’a yerleşmiş...
İş Sanat’ın sahnesinde, Boğaz’ın suları, renkleri ve sesleri kentin iki kıyısına taşıyor. Aşkı da, hüznü de... “Renk Robin Hood”u Can’ın yazısını sabah okumuştum; akşam İş Sanat’ta konserdeyim. (Çıldırmamalıyım! Çıldırmamalıyım!) Kardeş Türküler’le Candan Erçetin’in konseri. İlk kez bir aradalar.
Birbirlerine çok yakışmışlar, birbirlerine güç katıyorlar. Farklı coğrafyaların, farklı birikimlerin, farklı dillerin ama ortak kaygıların, ortak duyarlıkların buluşması...

Şarkılar vicdandan
Konserin başlığı “Boğazı Geçen Şarkılar”.... Ama bunlar daha çok vicdandan geçen şarkılar. Umuttan geçen şarkılar. “Başka bir dünya mümkün”den geçen şarkılar... Evet mümkün! Rumu, Ermenisi, Kürt’ü, Türkü, Romanı, Yezidisi, her vatandaşın eşit ve özgür yaşayabileceği bir Türkiye mümkün...
Cizre’de bir apartmanın bodrum katında günlerdir ağır yaralı 30 insanın göz göre göre ölüme terk edilmesini kim içine sindirebilir? Hepsi kanaya kanaya ölsün diye kim emir verebilir? Ambulansın yanaşmasını kim yasaklayabilir? İçlerinde ölenler var, ölülerin alınmasını kim yasaklayabilir? Sakın çıldırmayın! Sakın aklınızı kaçırmayın!
Sahnede bütün şarkılar, kadim uygarlıklardan ve dillerden geçiyor... O diller ki, kimliğimizdir... O diller ki uğruna ölmeye hazırız... O diller ki düşünce ve yaşam biçimimizi belirler...
Çerkezce, Ermenice, Kürtçe, Rumca, Türkçe, Zazaca, Azerice, Lazca, Arapça... Sahnede hepsi sarmaş dolaş... Ses ve söz iç içe bir bütün...

Aklımızın coğrafyası
Sevgili okurlar! Erdoğan’ın Saray’a davet ettiği kaymakamlara “Mevzuatı bir yana koyun” emrini siz de duydunuz değil mi! “Paralelci” ya da “terörist” avı için kaymakamlara emrini? Bu sözlerin yasalara, anayasaya boşverin demek olduğunu kavrasanız da, bir hukuk devletinde suç sayılsa da ve hâlâ bir hukuk devletinde yaşadığınıza inanıyor olsanız da ‘ama biz hukuk devletiyiz bu nasıl olur’ deyip sakın aklınızı kaçırmayın! Sakın, sakın!
Sahnede farklı dillerde ve biçimlerde “uyuma” diyen ninniler, ağıtlar, bozlaklar, halaylar, türküler ve şarkılar beni aklımın, yüreğimin, vicdanımın coğrafyasında gezdiriyor. Rumeli’ye, iki yakalı Ege’ye, Kayseri yoluna, Türkçe ve Kürtçenin iç içe geçtiği Dersim’e, Munzur’a, Toros ve Kaçkar yaylalarına, Kerkük zindanına uzanıyorum...
Silivri zindanında yatan Erdem Gül ve Can Dündar’a bir kez ağırlaştırılmış, bir kez de müebbet hapis cezası istendi dün. Şikâyetçi: Erdoğan ve MİT Müsteşarlığı. Söylemişti zaten: Onu öyle bırakmam, bedel ödeteceğim diye... Sakın çıldırmayın! Sakın çıldırmayın! Sakın çıldırmayın!
Teşekkürler sahnedekiler: Çıldırmamı ertelediğiniz için!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları