Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sanat Direktörlüğü

16 Ağustos 2015 Pazar

Sevgili okurlar, kültür üzerine en çok düşünen bilim insanlarımızdan biridir Bozkurt Güvenç. Yıllar boyu birçok eserlerinden yararlandım. (“İnsan ve Kültür”, “Türk Kimliği”, “Japon Kültürü”, “Kültür’ün ABC’si”) Bugün sizleri, bana yolladığı “Sanat Direktörlüğü” başlıklı yazısıyla baş başa bırakıyorum:
“Ülkelerin uygarlık düzeyleri sorgulandığında çoğu zaman ilk akla gelenler bilim, sanat ve felsefedir. Bu üçlünün toplum hayatındaki yeri ve değeridir. Picasso, ‘Sanat nedir’ sorusunu, ‘Sanat ne değildir ki?’ yollu yanıtlarken, her şeyde, sanat denen o gizemli şeyden bir şeyler bulunduğunu söylemek ister, gibidir... Sinema sanatlarında, genel direktörden sonra bir sanat direktörü ile yardımcıları, eserin her sahnesinde ‘estetik’ten sorumlu kişilerdir. Her şeyin, yerli yerinde ve kusursuz olması yetmez; güzel olması da arzu edilir. İşte, belki hiçbir şeyin uzmanı olmayan ama sanatı en üstün tutan uzmanlara ‘sanat direktörü’ deniyor. Toplum, sanat ve kültür hayatımızda böyle bir hizmete duyduğum özlemi dile getirmek için yazıyorum.

TBMM konuşma kürsüsü
Hemen her gün, her TV kanalında konuşan siyasiler Genel Kurul’a hitap ederler. Onlar konuşurken hemen arkalarında ve başları hizasında bir çift erkek ve hanım ayağı telaşla gelir gider, köşeyi döner ve kaybolur. Konuşmacının arka planında görülen siyah ayakların Başkanlık ile hükümet locası arasında önemli bir ayakhizmeti gördükleri anlaşılıyor. Ancak bu hizmetin izleyenlerin dikkatini dağıtan bir biçimde yansıtılması gerekli veya zorunlu mudur? Meclis’in bir sanat direktörü olsa ‘Ayaklar out!’ derdi.
Sözgelişi, kürsüye odaklı video kamera biraz yukarıya kaldırılsa, sağa sola kaydırılsa ya da kürsüyle, Başkanlık Divanı ve hükümet locası arasına alaturka bir paravan konulsa, çirkinlik kolayca gizlenebilirdi. Ne var ki, o ayaklar Genel Kurul’da tam boy görünüyor olmalı ki konuşmacılar dahil artık kimseyi rahatsız etmiyor. Asıl kültürel sorun da ayaklar düzeyinde konuşan vekillerimizin artık kimseyi rahatsız etmemesidir.

‘Dalları bastı kiraz’
Geçmiş yılların karikatüristleri kiraz mevsiminden önce açılıp saçılan genç hanımları, ‘Dalları bastı kiraz’ çizgileriyle karşılardı. Henüz bikiniler ve miniler bilinmiyordu, en abartılı kirazlar bile, Türk-İslam ölçütleriyle müstehcen sayılmazdı. O yılların düzgün Türkçe konuşan radyo spikerleri yerlerini görsel medya finallerine aday, seçilmiş güzellere bıraktı. 90-60-90 ölçülerinde, saçı-başı yapılı, mini etekli, saydam bluzları, yıldız Maurine O’Hara’nın özgür göğüsleriyle yarışan gençler...
Yaşam için teknoloji üreten firmalar, modern sonrası medyatristlere hasta olmamaları için her programda uzun kollu, siyah ceketler bağışlayabilir. Tok sözlü bir sanat direktörü, tesettürü bile tavsiye edebilir. Yerim sınırlı! Her şey tamam da ‘sanat direktörlüğü’ kusur kaldı, eleştirisine karşı, gençlerimize iki örnek verebildim. Teşbihte hata, hatasız benzetme olmaz! Genelevlerin neden kapandığını soran bir onur konuğuna, büyük kentin büyük belediye başkanı, ‘Serbest rekabete dayanamadılar’ yanıtıyla ünlüdür. Duymuş muydunuz?”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları