Yaşasın Sanat, Yaşasın Hayat

16 Ekim 2011 Pazar
\n

48. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde, bu kez çok az film izleyebildim çünkü sabahtan akşama Antalya Kadın Zirvesine yoğunlaşmam gerekiyordu. Zirveden paylaşılacak daha çok şey var. Ama önce: Ödül alanları ve almayanları, tüm katılımcıları kutluyorum. Sinemaya gönül verdikleri için sanatı meslek olarak seçtikleri için

\n

İlk günden son güne, sahnede söz alan herkes politik mesajını geniş kitlelere duyurmaya çalıştı. Haklıdırlar! Sakın kimse yadırgamasın! Sanat özü gereği muhaliftir! Hele sağır kulaklar tıkalıyken; baskı, tehdit ve sansür sürerken; her muhalife ve protestocuya terör örgütü suçlaması yapılırken başka türlüsü düşünülemez! Tek dileğim, mesajların doğru yerlere ulaşması...

\n

Genellikle ulaşmıyor, çünküİki takımın taraftarları gibi herkes kendi takımını dinliyor, karşısındakini değil

\n

Kadına adanan, kadına, çocuğa ve tüm ötekilereyönelik şiddete karşı direnen, ötekileriadeta kayıran bir festivaldi bu. Kadın zirvesi de öyle Üstelik orada herkes birbirini dinledi.

\n

Karısını dövmek dış politika olursa…

\n

Sabah 8, akşam 18, hiç eksilmeyen bir ilgiyle izlenen 1. Antalya Kadın Zirvesinde en sarsıcı gerçeklerden birini CHP milletvekili Bilgehandan dinledik.

\n

Bilmeyenlere hatırlatayım: Geçen nisan ayında hükümet, Avrupa Konseyi Bakanlar Kuruluyla bir sözleşme imzaladı. Tam adı şöyleKadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Sözleşme” … Evet bu hükümetin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu sözleşmeye imza attı. Yani devlet taraf olmayı taahhüt etti. Sözleşme İstanbulda imzalandığı için İstanbul Sözleşmesi de deniyor.

\n

Ardından CHP, bu işin takipçisi olacağını belirtti. CHP milletvekili Gülsün Bilgehan, sözleşmenin TBMMden geçmesi için Meclis Başkanlığına kanun teklifi sundu.

\n

Ve bekleme başladı. En çok kadın sorunlarıyla ilgilenen sivil toplum kuruluşları bekliyor, muhalefet bekliyor, Meclis bekliyor Bu arada beşer, onar kadınlar öldürülüyor Cevap bekleniyor, kadınlar öldürülüyor

\n

Sonunda Meclis Başkanı Cemil Çiçekten yanıt geldi: Efendim meğer bu iş, dış politika meselesiymiş Uluslararası anlaşmayı imzalamak başka, Meclisten onay istenmesi, onaylanması başkaymış O iş, yürütmenin işiymiş Kısaca sen benim dış politikama karışamazsın diyor Meclis Başkanı

\n

Elbet Gülsün Bilgehan bunu böyle anlatmadı ama biz sıradan insanlar böyle anladık! Herif karısını ister döver ister öldürür, dış politikaya karışamadığımız için de biz oturup seyrederiz! Hükümetin tutumu budur işte!

\n

Zirvenin sonuç bildirgesine derhal yazdık: Talebimiz Avrupa Konseyi sözleşmesinin ivedilikle ve çekincesiz olarak onaylanmasıdır.

\n

Hemen ve ayak diremeden

\n

Hiç ama hiç vakit kaybetmeden bir an önce onaylanmalı... Ayak diremeden, çekince koymadan

\n

Neden mi? Çünkü bu sözleşme, kadına, çocuğa yönelik şiddetten devleti sorumlu tutuyor. Sen sorumlusun diyor. Görevini, sorumluluklarını, verdiğin taahhütleri yerine getir diyor. En ayrıntılı biçimde yapılması gerekenleri sıralıyor. Uygulama için gerekli mekanizmaları kur diyor. Şiddet olaylarını öncesiyle ve sonrasıyla, neden ve sonuç ilişkileriyle bir bütün olarak ele alıyor.

\n

Hemen onaylanmalı Çünkü yaşamla yasaları buluşturuyor.

\n

Çekince koymadan onaylanmalı! Çünkü Fatma Şahinin önderliğinde, STKlerin desteğiyle de hazırlanmakta olan şiddet yasa tasarısı için yol gösterici olacak.

\n

Çünkü hayat kurtarabilecek! O her şeyden değerli olan yaşama hakkı için onaylanmalı.

\n

Bari bu yazı da, ödül töreninde birbirinden başarılı çocuk oyunculara ödüllerini verirken söylediğim sözle bitsin: Yaşasın Sinema! Yaşasın Sanat! Yaşasın Hayat! Kadına ve erkeğe şiddetten arınmış hayat!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları