Yazgülü Aldoğan

Yasaklanmalı: Silah varsa patlıyor!

21 Mart 2019 Perşembe

Günlerdir bütün dünyaya “lider nasıl olunur”u anlatan bir kadın var medyada. Üzüntüsü gerçekti. Acıyı paylaşması gerçekti. Teröriste muamelesi gerçek ve oy için değil, adalet için. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’den bahsediyorum. Konuşmasına “Selamün Aleyküm” diye başlıyor. Tıpkı taziyeye gittiği katliam yakınlarının yanında başına bir şal örterken onlarla empati yaptığı gibi. Yoksa ne Müslüman, ne Arap, ne Hıristiyan. Ve saldırgan için ne diyor? “O bir terörist, o bir cani. Kötülükle meşhur olmak istediği için ona bu fırsatı vermeyeceğim. Onun ismini anmayacağım!” Ayrıca yine kötülüğünü yaymak istediği için, üzerine yerleştirdiği kameradan bütün katliamı canlı olarak Facebook üzerinden yayımlayan teröristin planını bozmak amacıyla videoyu paylaşmak, yayımlamak yasaklanıyor. Tabii Yeni Zelanda da. Bizde ne yazık ki yerel seçimde kullanmak üzere bizzat Cumhurbaşkanı mitingde yayımlıyor o görüntüleri, hatta teröristin manifestosundan bazı sözleri bile tekrarlıyor, ölenlerin anısına saygı gösterilmiyor. Amacı ana muhalefet partisi genel başkanına laf söylemek. Neymiş, Müslüman geçinenlerin yaptığı terörden bahsetmişmiş. İki askerimizi canlı canlı yakan teröristler Müslümanlık adına yapıyordu bu vahşeti. Kafa keserken de tekbir getiriyorlardı. Kimse unutmasın: Müslümanı ille de ırkçı, Hıristiyan Avustralyalı faşistler öldürmüyor. İran-Irak Savaşı tarihte değil, daha dün oldu. Suudluların Yemen’deki katliamı ise hâlâ sürüyor. Suriye’de Müslüman Müslümanı öldürdü. Tıpkı yüzyıllar önce Hıristiyanların birbirine yaptığı gibi, Müslümanlar da birbirini Şii, Sünni diye boğazlıyor. Ne yazık ki Müslümanlar da terör için, Paris’te yaptıkları gibi masum insanları katlediyor. Din ya da mezhep farklılığı bahane, terörün dini, milliyeti, vicdanı yok!

Medeniyetler çatışması
Kendi gibi olmayanı yok etmek, varlığına el koymak, dünya politikası oldu tarih boyunca. “Yurtta barış, dünyada barış”a uyulsa keşke. Yeni Zelanda, halkımın yarısının nerede olduğunu bilmediği bir yer. Huzur ve barış içinde yaşanan, kendi halinde bir ülke. Bütün yakınlığımız, Çanakkale Savaşı’nın anma törenine katılan Anzaklılardır. Gelibolu’ya gelen torunları, bu topraklarda yatan dedelerinin anısına Şafak Ayini yapar. Şimdi ortak bir yanımız daha oldu: Okyanusun içinde bir ada kıtaya sığınmış Müslümanlar, camide ibadet ederken bir cani, çok önceden bir bilgisayar oyunu gibi planladığı katliamla elliden fazlasını katletti. Irkçı, beyaz bir faşist, bir İslam düşmanı. Kin ve nefretini adım adım beslemiş. Balkanlardan, Türkiye’den geçtiği dönemde Ayasofya’daki minarelere takmış, kendini bir tür Haçlı gibi görmüş. Tek başına mıydı, organize bir hareket miydi henüz bilinmiyor ama ana fikrin organize olduğu belli. “Bu bir medeniyetler çatışması projesi” diyen de var, “Viyana’ya kadar gideriz” diye yanıt veren de. Ülkesindeki savaştan kaçıp huzur bulmaya gittiği Hıristiyan ülkede şeriat kurallarının uygulanmasını isteyen de!

Silaha erişim yasaklansın
İşin bir de silahlanma yanı var. Tüm dünyada kendi başına hareket eden terörist manyaklar, katliam yaparken kullandıkları silahlara çok kolay ulaşıyor. Avustralyalı saldırgan, kullandığı yarı otomatik AR-15 silahı internet üzerinden satın almış. Bu kadar basit! Tıpkı Norveç’teki gibi, tıpkı lisedeki arkadaşlarını öldüren ABD’li gençler gibi. Türkiye’de de silah satın almak çok kolay. O yüzden birçok kadın, ayrılmak istedikleri erkekler tarafından kolaylıkla katlediliyor. Bu olay üzerine Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, yarı otomatik silahların yasaklanması konusunda tüm kabinenin uzlaştığını ve yasanın çıkarılacağını söylüyor. Ne ki öldürmek için yarı otomatik silaha gerek yok. Av tüfeğiyle bile yapılabiliyor! Her türlü silahlanmaya HAYIR!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları