Ahmet İnsel

Kazananı ve kaybedeni yok

05 Temmuz 2015 Pazar

Yunanistan’da bugün yapılacak halkoylaması, Yunan yakın tarihinde sekizinci olacak. İlki 1920’de, sonucusu 1974’te olmak üzere; bundan öncekilerin beşinde monarşi mi cumhuriyet mi sorusu soruldu. Albaylar cuntası 1967 ve 1973’te anayasa konusunda halkoylaması düzenledi. Cuntanın düzenlediği oylamaların meşruiyeti tartışmalıydı. Bugün halkı evet ya da hayır oyu vermeye çağıranlar, bunun Yunanistan’ın geleceğini belirleyecek en önemli oylama olduğu konusunda hemfikir. Bu yaygın kanaatte geçmişin belleklerde uzak bir iz bırakmasının rolü de var.
Halka sorulan, hem cümle olarak çok uzun hem de içerdiği teknik referanslar yüzünden anlaşılması zor soruya verilen yanıt gerçekten Yunanistan’ın geleceğini mi belirleyecek? Durum o kadar net değil.

İhanet diyen de var...
Oylamada halkı evet oyu vermeye çağıranlar, gerekçelerini “Avrupa, demokrasi ve güvenlik için” yanıtıyla özetliyor. Evetçilerin bir kısmı SYRİZA’nın baştan beri görüşmeleri çıkmaza sokarak, Yunanistan’ı Avro’dan ve ardından AB’den çıkarma niyetinde olduğunu iddia ediyor. Hatta bunu vatana ihanet olarak tanımlamaktan çekinmiyorlar. Evet kazanırsa durumun gene çok zor olacağını ama AB ile güvenin yeniden tazelendiği bir müzakere yapılacağına inanıyorlar. Çipras hükümetinin AB’nin kurumsal yapısını, müzakere ve karar alma kurallarını biraz acemilikten, biraz da radikal gözükme telaşından tanımadıklarını, işin bu noktaya gelmesine neden olduklarını dile getiriyorlar.
Evetçilerin arasında, SYRİZA yönetiminin Avro ve AB’de kalınmasını istediğine inanmakla birlikte, beş ay içinde anlaşma niyetlerinin olmadığının ortaya çıktığını belirtenler de var. Bir kısmı SYRİZA’ya çok yakın, hatta oy vermiş olanlardan oluşan bu evetçiler, “Evet”in kazanması durumunda Çipras’ın başbakanlığa devam edebileceğini de düşünüyor. Ama müzakere ekibinin değişmesinin gerektiğinin ardından belirtiyorlar. Sağ ve merkez solda yaygın kanaat, Çipras’ın partisinin birliğini korumayı, müzakerelerde orta yol bir anlaşma elde etmeye tercih ettiği yönünde. Dokuz örgütün özerk yapılarını koruyarak birleşmesiyle kurulan SYRİZA’nın içinde AB karşıtı bir radikal sol kanat var ve azınlıkta olsa da ciddi bir ağırlığa sahip. Halkoylaması kararı alınmasının hemen ertesinde bunun nedenini sorduğum bir SYRİZA milletvekili, “Ya halkoylaması ya da erken seçim dışında bir seçeneğimiz yoktu, anlaşmayı meclisten geçiremezdik” demişti.

‘E, şimdi ne oldu’
Çipras, “Hayır” kaybederse istifa edeceğini ima etmesine rağmen, böyle bir durumda onun başbakan olarak devam edeceğine evet cephesinde inananlar var. Perşembe günü Çipras’ın “Her durumda AB ile müzakerelere devam edeceğimizin güvencesini veriyorum” demesi, genellikle buna yoruluyor. Nitekim, Çipras’ın cuma akşamı son mitingde yaptığı daha düşük profilli konuşmanın bu kapıyı açık bırakmaya yönelik olduğu düşünülebilir. Ayrıca halkoylamasında “Evet”le “Hayır”ın arasında çok az fark olması durumunda, ki son anketlere göre gerçekleşme olasılığı yüksek, SYRİZA’nın koalisyonu genişletmeye ihtiyacı olacak. Zaten bu durumda Yunanistan’da herkes “e, şimdi ne oldu” sorusuna yanıt arayacak.
AB ile müzakerelerin Yunanistan’ın eli bütünüyle zayıflamadan ve hükümette küçük bir değişiklikle birlikte yeniden hemen başlamasını, halkoylamasının kazananı ve kaybedeni olmayan, iki yanıt arasında yok denecek kadar küçük bir farkla sonuçlanması belki sağlayacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları