Ahmet İnsel

Etnik/dini kimlik kapanından kurtulmak

01 Eylül 2015 Salı

AKP’nin giderek daha açık biçimde İslamcı çizgiye geri dönüşüyle, Türkiye siyasal haritasında yaygın bir kanaat oluştu: AKP Sünni Müslümanların, MHP aşırı milliyetçi Türklerin, HDP Kürtlerin ve CHP Alevilerin partisidir.
Bu kanaati dile getirenler, bu partilerin içinde kendini bu kimliklerle özdeşleştirmeyen kişilerin olduğunu biliyorlar. Ama partilerin ana gövdelerinin bu dört kimlik olduğuna işaret ediyorlar.
Bu kanaatin gerçeğin bir ucuna değmediğini iddia etmek, safdillik olur. MHP, radikal Türk milliyetçiliğini açıkça sahipleniyor. AKP temsilcileri milli iradeyi dile getirirken, Sünni Müslümanları kapsayan bir milliyete atıfta bulunuyorlar. Milli Görüş’ün çok daha gerisine giden bir referans bu. Medeniyet ihyası projesi çerçevesinde bugün bu kimliği konsolide etme çabası görülüyor.
Geriye kalan iki parti ise, kendilerine atfedilen kimliğin ötesine geçmeye uğraşıyorlar. HDP’nin seçmen ağırlığının Türkiyeli Kürtlerden oluştuğu somut bir veri. Ama unutmayalım ki, HDP’nin hâkim gücün oyununu bozucu parti konumunu elde etmesi, temsil tabanını Kürt etnik kimliğinin ötesine taşımasıyla mümkün oldu.
İktidar partisi HDP’yi Kürt kimliği içine sıkıştırarak ve PKK ile doğrudan ilişkilendirerek, hem yüzde on barajını geçmesini hem de demokratik dönüşüm beklentilerinin güçlü bir taşıyıcısı haline gelmesini engellemek istiyor. Halbuki HDP’nin Kürt kimlik alanına sıkışmaması demokratikleşme için yaşamsal önemde. Bunu sağlayacak etmen, HDP’yi Kürtler dışında geniş bir çevrenin sahiplenmesi, desteklemesi olacaktır. Bu anlamda 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye oy verenlerin, bu desteklerini gelecek seçimlerde de sürdürmeleri, sadece AKP’nin yeniden tahakküm hevesini boşa çıkarmak için değil, HDP’yi de Kürt sorunu alanına sıkışmaktan kurtarmak için gereklidir.
CHP’ye gelince, durum daha karışık. CHP’nin esas olarak Alevi partisi olduğu kanaati, CHP seçmenlerine, milletvekillerine bakınca gerçeği yansıtmıyor. CHP, Türkiye’deki Alevi nüfustan çok daha geniş bir seçmen tabanına ve temsile sahip. Ayrıca, CHP yönetimi Alevi partisi imajına karşı ciddi çaba gösteriyor. 2011 seçimlerinde Alevi kanaat önderleri kitlesel olarak CHP’den aday adayı olmuş ama sadece birkaçı merkezden aday gösterilmişti.
CHP’nin Alevilerin partisi olarak algılanmasına yol açan üç etmen var. Birincisi, Alevilerin büyük bir kesiminin CHP’ye oy veriyor olmaları. Elbette MHP’ye ve HDP’ye oy veren Alevilerin sayısı az değil. Ama büyük kütle CHP’ye oy veriyor. Bunun nedeni, Alevilerin kendilerini büyük bir dini kimlik baskı altında hissetmeleri. Bu baskı, Alevilerin tarihsel bilinçlerine kazınmış korku ile birleşince, onları CHP’ye daha fazla itiyor.
Diğer etmen, Alevilerin çoğunluğun baskı ve tehditlerine karşı örgütlenmeyi ve dayanışmayı ön plana çıkarmaları. Aleviler yaygın bir dernek ağına sahipler ve siyasal katılıma çok daha fazla önem veriyorlar. Bu nedenle, CHP üyeleri arasında Alevilerin ağırlığı bazı yerlerde öne çıkabiliyor. Son seçimlerde, AKP ve MHP adayları bazı seçim bölgelerinde CHP adaylarının arasındaki Alevi ağırlığına işaret ederek karşı kampanya yaptı. CHP aday tespiti için ağırlıklı olarak önseçim uygulamıştı. Bazı bölgelerde Alevi üyelerin Alevi adaylara oy vermeleri, aday listelerinde Alevi ağırlığı imajı yarattı. Ama burada esas sorun, bu durumdan şikâyet eden CHP’lilerin oy verdikleri partiye üye olmaya önem vermemelerinde yatıyor.
Üçüncü etmen ise, AKP kurmaylarının Sünni çoğunlukta var olan Alevi tepkisini CHP’ye yöneltmek ve CHP’yi bu alana sıkıştırma taktiği. AKP tarafından CHP yönetimine Alevi imasının açıkça ve birçok kez yapılması, bu planın parçasıydı. Bugün de Ak troller paralelcilikle yaftalayamadıkları muhalif seslere hemen Alevi etiketi yapıştırıyor.
Siyaseti dini/etnik kimlik temsiline indirgemek, AKP’nin her seferinde sosyolojik çoğunluğu temsil etme stratejisini pekiştirir. Kimlikleri inkâr etmeden, sorunlarını sahiplenmeyi ihmal etmeden ama bunları aşacak bir çoğul yurttaş aidiyetinin AKP’ye karşı demokratik muhalefette egemen olması ancak bu stratejiyi bozacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları