Şengal ve ‘Joey I’

25 Kasım 2015 Çarşamba

Ortadoğu’da çıkarılan yangın öyle böyle değil. Hayatları harman gibi savuruyor. Kuşakları derinden etkileyecek bir döneme girdik. Kendisinden başka her türlü var oluşu yok etmeye dayalı yıkıcı bir ideolojinin mikrobu dünyayı sarıyor. Bugün fotoğraf ve filmlerini gördüğümüz “IŞİD” tezahürlerini yarın burnunuzun dibinde bulmayacağınızın artık garantisi yok.

***

Dünyada gidişatı 20’nci yüzyılın sonu ve 21’inci yüzyılın başında yerel çatışmalar belirledi. Irak ve Suriye’yi kangrenleştiren IŞİD mikrobu ise meseleyi çok katmanlı bir küresel savaşa dönüştürüyor. IŞİD için bu yüzyılın Nazileri desek yeridir. Elbette küresel ve bölgesel güçlerin sosyo- ekonomik koşullar ve paylaşım mücadelesi üzerinde yükselen bu yeni çatışmanın odağında, bu kez salt milliyetçi saldırganlık yok. İnkâr etmek beyhude, bir inancın ideolojik veçheleriyle de bezeli hale geldiğinde şiddeti daha artıyor. Bırakın yanı başlarındakileri, kilometrelerce uzaktakileri vuruyor. Bugün Paris, Brüksel, Mali, yarın kim bilir neresi…

***

Peki, biz Türkiye olarak nereye yuvarlanıyoruz? Hepimizin sorduğumuz bu soru, bu hafta Kürtçe “Şengal”, Arapça “Sincar” diye anılan şehre yolculuğumda rastlantı eseri birlikte seyahat ettiğim “Joey I” lakaplı Kanadalı genç belgeselci Joey Lawrence sayesinde adeta yüzüme çarpıldı. Büyük kısmında taş taş üstünde kalmamış bu kentin sokaklarında dolaşırken, IŞİD militanlarının gizlendikleri tünellere kazıdıkları isimlerine, kokuşmuş cesetlerinden kalanlara bakıp yüzlerini kafamda canlandırmaya çalıştım. Bir kez daha “niye” diye sormak, anlamak için…

***

Joey bu şehre ilk olarak geçen sene ağustosta IŞİD’in eline düştüğünde gelmiş 26 yaşında bir fotoğrafçı ve belgesel filmci. Çarpıcı kadın gerilla fotoğraflarını koyduğu Facebook ve Instagram sayfaları ağır saldırıya uğramış. “Tek iyi Kürt ölü Kürttür” türü mesajlar ve IŞİD’li bir militanın YPJ’li bir kadının kesik başını tutarkenki dahil tiksindirici fotoğraflarla dolmuş. Hikâye sosyal medyaya yansımıştı. Türkiye’de başlatılan kampanya yüzünden “Joey I”ın “Kürdistan’ın Gerilla Savaşçıları” çalışması temmuzda Instagram’dan kaldırıldı. Bu sansür onu dünyaya mal etti.
Joey I”ın çalışması bugün London National Portrait Galleri’nin duvarlarında. Hikâyesi, Vanity Fair Italia, The Independent and Internazionale’nin kasım sayısının sayfalarını süslüyor. Hazırladığı video tam 600 bin kez izlenmiş.

***

Şengal’deyken bana “Nefret fotoğraflarını Facebook sayfamdan kaldırdım. Ama nefret yorumlarını öylece bıraktım. PKK militan bir aktivitede bulunuyor, bu yüzden eleştiriyi hak ediyor. Ama bu nefret yorumları PKK’ye değil Kürt insanlarına karşı” diye anlattı. Türkiye’den yükselen öfke karşısında şoke olmuş: “Özgür ifade Türkiye’de yok. O insanlar PKK’ye karşılarsa kendi bakış açılarını yansıtmaya hakları vardır. Yapıcı eleştiri diyalog ortamı açar. Kötü söz etmek de istemem. O insanlarla ortak noktamız muhtemelen aynı sonucu, çatışmanın durmasını istememiz. Ama onların yöntemi tam bir sessizlik. Düşmanlarının insani portrelerine bakmak yerine bakmamayı ve sessizliği seçiyorlar. O zaman onları yok etmek çok daha kolay. Oysa bilmezler ki sessizlik korkaklıktır. Fotoğafçılar ve gazeteciler bu korkaklıkla mücadele ederler. Çünkü bu şekilde kazanılacak bir zafer yoktur.

***

NOT: Rojava’da Kürt, Arap ve Süryanilerin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin IŞİD’le savaştığı Haseke’deki cephe hattında olduğumdan, bu haftaki yazımı önceden yazdım. TSK’nin bir Rus jeti düşürdüğünü akşam öğrendim. Rusya küplere binmiş görünüyor. “Hava sahası ihlali” diyen Türkiye NATO’dan destek arıyor. ABD arka çıkmıyor. İlk etapta şu notu düşelim: Dikkat çekici olan zamanlama. Türkiye’nin desteklediği cihatçı grupların sahada sıkışmalarıyla ortaya katliam iddialarının atıldığı, diplomasi cephesinin Paris saldırısından sonra hareketlendiği bir döneme denk gelmesi. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları