Özgür Mumcu

Pozcu milletvekilleri

29 Eylül 2016 Perşembe

Malum, AKP’li 12 milletvekilinin ABD’de Fethullah Gülen’le beraber çektirdikleri bir fotoğraf gündemde. AKP’nin Gülen cemaatiyle olan koalisyonu sebebiyle özür dileme faslından CHP’yi suçlama faslına geçtiği bir dönemde çıkan fotoğraf partiyi üzdü. Hele bir de çok sayıda AKP milletvekilinin ByLock uygulamasını kullandığını ileri süren haberler de üzüntüyü artırdı.
Ziyaret 2012’de gerçekleşmiş. AKP’li milletvekilleri toplu halde New Jersey’de bir alışveriş merkezindeymiş. Buna kimse şaşırmamıştır herhalde. Birisi hadi demiş Fethullah Gülen hemencecik şurada ikindi namazını orada kılalım. Tamam demişler ve AVM’den ayrılıp Pensilvanya Fethullah Gülen Dinlenme Tesisleri’nde namazlarını eda etmişler. Kazaya bırakmamışlar. Bu da güzel. AKP, AVM temas heyeti olarak bir de üzerine Gülen’le beraber kameralara poz vermişler.
Bugün o AKP milletvekilleri kendilerini savunuyor. Fakat belli ki fotoğraf beklenmedik bir anda belirmiş ki aralarında söz birliği edememişler.
Mesela Mustafa Hamarat, fotoğrafın 17-25 Aralık’tan önce çekildiği için bir kıymeti olmadığını söylemiş.
Safiye Seymenoğlu, fotoğraf MİT krizinden önce çekildiği için bir sorun olmayacağı fikrinde.
Fatoş Gürkan ise fotoğrafın dershane krizinden önce çekildiği için meselenin büyütülmemesinden yana. Fikir beyan eden diğer milletvekilleri de benzer bir durumda. Artık o an akıllarına cemaatle hangi kriz anı geldiyse fotoğrafın o tarihten önceye ait olduğunu söyleyerek kendilerini temize çıkarmaya gayret etmişler.
Açıklamalardaki bu dağınıklığın sebebi AKPcemaat koalisyonunun tabiatı. İlişkiler öylesine iç içe girmiş ki, milletvekilleri dahi koalisyonun dağılma tarihi konusunda mutabık değil.
MİT krizi mi, dershane krizi mi, 17-25 Aralık mı? Tam olarak hangi tarihi milat alacaklarını bilmiyorlar. Tabii, açığa alınanlar, işten atılanlar, tutuklananlar AKP milletvekilleriyle aynı lükse sahip değil. Bırakalım Gülen’in omuzunun dibinde kameralara sırıtmayı, Bank Asya’da hesap açanın bile başına gelmedik kalmıyor. AKP’li olmak hakikaten bir ayrıcalık.
Gülen cemaati hangi tarihten itibaren bir terör örgütü sayılacak? Hangi tarihten sonra cemaatle işbirliğinde olanlar örgüte üye sayılacak ya da yardım ve yataklık yapmış olarak değerlendirilecek? AKP’li milletvekilleri bile bilmiyor, biz nasıl bileceğiz?
Pekiyi, bir suçun işlenme tarihine kim karar verecek? Siyasetçilerin kendilerine göre bir milat belirleyip ona göre davranışlarını aklamaları hukuka uygun mudur?
2004 MGK’sinde Gülen cemaati bir tehdit olarak değerlendirilmiş ve hakkında tedbir alınması kararlaştırılmış. Bu belgenin altında Erdoğan’ın da imzası var. Sonrasında Erdoğan’ın imzasını sahipsiz bıraktığı biliniyor. Yalçın Akdoğan, kararın hükümet tarafından yok sayıldığını açıkladı.
Herkes kafasına göre bir milat belirlediğine göre bu milat neden 2004 olmasın? Devletin güvenlik zirvesinde cemaatin ipliği pazara çıkarılmış, tedbir alınsın denmiş. İmzalar atılmış. Sonrasında bu karar yok hükmünde sayılmış. İmzalara sahip çıkılmamış.
Yok mudur bu kararı yok hükmünde sayanların sorumluluğu?
AKP’li milletvekilleri ne yapsın? Ne diyor Gülen’in misafirlerinden Dilek Yüksel: “O gün konjonktüründe siyasetçi olarak yaptığımız bir ziyaretti.”
Mesele de tam burada. O konjonktürde. O konjonktürün aktörlerinden hesap sorulmazsa ne cemaat tehlikesi atlatılır ne de darbe girişimi aydınlatılır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları