Güvenoyu kurultayı!
Anadolu'nun her ilinden yurttaşların buluştuğu bir gün yaşadık. Cesur, kararlılık dolu mesajlarıyla İmamoğlu da salondaydı! Bu aşamadan sonra iktidar, CHP Genel Merkezi’ne siyanür bombası atsa da parçalayamaz. CHP dün yeni bir ivme daha kazandı.
İmamoğlu, Silivri'den duyurdu
Silivri'de 11. gününü dolduran Ekrem İmamoğlu Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay ile görüştü. CHP lideri Özgür Özel’le mücadele ortaklığı yaptığını söyleyen İmamoğlu, hapishaneye sığmayacağını belirterek “Bizim gücümüz haklılığımıza olan inançtan geliyor” açıklaması yaptı.
‘İlhan Selçuk’a Ağıt…’ Mustafa Balbay’ın Silivri’de yazdığı şiir!
İlhan Selçuk 21 Haziran 2010’da yaşamını yitirdiğinde Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mustafa Balbay’ın o günlerde kaleme aldığı şiir: ‘İlhan Selçuk’a Ağıt…’
İpuçları arttı, olasılıklar çoğaldı
Aynı güne denk gelen Trump-Netanyahu görüşmesiyle Erdoğan-Şara görüşmesi yakın gelecekte Ortadoğu’da meydana gelecek olası gelişmelere ilişkin ipuçlarını artırdı, olasılıkları çoğalttı.
Özel'den Cumhuriyet'e demeç
Yerel seçim sonrası siyasette başlayan sürecin partide de devam edeceğini söyleyen Özel, “Ben bu partide kimsenin değil, CHP’nin adamıyım. Tek hedefim var. CHP’yi iktidar yapmak” dedi.
Balbay'ın izlenimi
CHP’nin 38. olağan kurultayı, Kemal Kılıçdaroğlu döneminin en “bilinemez” buluşmasıydı. Kılıçdaroğlu, “son kez” oy istedi. O sırada tribünlerde duygusal bir dalgalanma yaşandı.
Bora Gezmiş:
Bora Gezmiş o geceyi “Hayatımın en çaresiz gecesiydi” diye anlattı. Bora Gezmiş’in bir iç çekmesi var. Dedi ki, “Eğer Deniz 30 yaşına kadar muhafaza edilseydi, yine yasaların içinde kalarak mücadelesini en mükemmel şekilde sürdürürdü.”
Deniz'lerin idamının 50. yılı
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamının üzerinden 50 yıl geçti. Zaman göreceli bir kavram. Bazen birkaç ay önceki olay çok eski kalır. Bazen on yıllar önceki yaşanmışlıklar taptazedir. Deniz’lerin idamı Türkiye’nin toplumsal mücadeleler ve hukuk tarihinde güncelliğini koruyor. Bu yazı dizisinde 68 Hareketi’nin en büyük sembolü olan Deniz Gezmiş’in yaşamını, yargılanışını, idamın yankılarını ve bugünden o döneme bakışı konu edeceğiz.
İttifakta maya tuttu
Başkentte altı partinin genel başkanları ve üst düzey yöneticileri Ahlatlıbel Zirvesi sonrasında gece geç saatlere dek mesai yaptılar. Tarihi zirvenin perde arkasına Cumhuriyet ulaştı.
O’nun Ankara’sı!
Geleceğini arayan kıraç bir kentti Ankara. Buna rağmen “Anadolu’nun iki yakası ancak tam ortasında birleşir” diyen Mustafa Kemal, Ankara’yı seçti. Düşüncesinde yanılmadığını da tez zamanda gördü.
Yakışıklı devrimci Tarık Akan
Ne mutlu Türkiye’ye Tarık Akan gibi bir sanatçısı oldu. Onun beyni gözlerinden daha renkliydi. Onun yüreği yüzünden daha güzeldi. Sinemada 50. yılın kutlu olsun Tarık Akan.
Yakışıklı devrimci Tarık Akan
Türkiye’de darbe dönemleri, otoriter iktidar dönemleri dahil daima gerçekleri haykırmak kolay değildir. Tarık Akan haykırdı. Türkiye’de sanıkları şeytanlaştırılan bir davada mahkeme önüne gelip demir bariyerlere omuz atarak adalet istemek kolay değildir. Tarık Akan istedi.
Yakışıklı devrimci Tarık Akan
Bütün “en”ler Akan içindi. En yakışıklı, en çok aranan, en güzel gülüşlü, en uzun boylu, en güzel saçlı, en güzel gözlü, en sevilen... Ancak Tarık Akan’ın içinde başka şeyler kaynıyordu.
‘Yaşlanmaz şair çocuk’ 100 yaşında!
“13 Ocak 1921’de, bugün Yunanistan, Batı Makedonya sınırları içinde kalan Florina şehrinde doğan Necati Cumalı, Kurtuluş Savaşı sonrasındaki ‘mübadele’de ailesiyle birlikte İzmir’in Urla ilçesine yerleşti. Aile büyüklerinin Makedonya’sını hiç unutmadı, onlarla büyüdü. Urla’yı çok sevdi, dünyanın neresine giderse gitsin hiç kopmadı. Büyük şair, öykücü, romancı, oyun yazarı, denemeci Necati Cumalı’nın; köklerine, yaşadığı topraklara, ülkesinin insanlarına, “vatanım” dediği Türkçeye olan bağlılığı, sevgisi onu edebiyatın neredeyse her alanında eser veren bereketli bir yazara dönüştürdü. ‘Yaşar Kemal’in “yaşlanmaz şair çocuk’ diye tanımladığı Cumalı’nın 100. yaşı yıl boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.”
Necati Cumalı... ‘Yaşlanmaz şair çocuk’ 100 yaşında! Mustafa Balbay'ın yazısı...
“13 Ocak 1921’de, bugün Yunanistan, Batı Makedonya sınırları içinde kalan Florina şehrinde doğan Necati Cumalı, Kurtuluş Savaşı sonrasındaki ‘mübadele’de ailesiyle birlikte İzmir’in Urla ilçesine yerleşti. Aile büyüklerinin Makedonya’sını hiç unutmadı, onlarla büyüdü. Urla’yı çok sevdi, dünyanın neresine giderse gitsin hiç kopmadı. Büyük şair, öykücü, romancı, oyun yazarı, denemeci Necati Cumalı’nın; köklerine, yaşadığı topraklara, ülkesinin insanlarına, “vatanım” dediği Türkçeye olan bağlılığı, sevgisi onu edebiyatın neredeyse her alanında eser veren bereketli bir yazara dönüştürdü. ‘Yaşar Kemal’in “yaşlanmaz şair çocuk’ diye tanımladığı Cumalı’nın 100. yaşı yıl boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanacak.”
OVADA YERLEŞİM TARTIŞILIYOR
Merkezi Sisam Adası olan deprem en büyük hasarı 87 kilometre uzaklıktaki Bayraklı ilçesine verdi. Uzmanlar, kentsel dönüşüm, imar barışı, binaları güçlendirme gibi adımların tümünün sorunun kökten çözümüne dönük olmadığını vurguluyor, “Asıl olan zemin” görüşünde birleşiyor. Ovada yerleşim tartışmaya açıldı.
‘ÖMRÜMÜ ADAYACAĞIM’
İzmir’de bugün yoğun yerleşim alanı haline gelen Bornova, Balçova ve Menemen ovası da kentin gelecek planlaması ile birlikte gündeme geldi. Soyer, “Tarıma öteden beri destek veren bir belediye başkanı olarak bu konudaki hassasiyetimizi daha üste çıkaracağız. Ovaya bina yapmak hem tarım alanı kaybına neden oluyor hem son derece sağlıksız depreme dayanıksız bir şehirleşme oluyor” dedi.
MİLLİYETÇİLİK NEREYE-10
MHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Şevket Bülent Yahnici milliyetçiliğin bugün geldiği noktadan ve AKP-MHP ortaklığından memnun değil. “Ülkücü hareketin de zeminden uzaklaştığını, işin tadının tuzunun kaçtığını” düşünüyor.
Milliyetçilik Nereye-9: Elde kılıç, fütuhat... Bu çağın işi değil!
Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, milliyetçiliğin kucaklaşma ve ortak kültürü ifade ettiğini, bu kavramın da çağa ayak uydurması gerektiğini vurguladı.
AKŞENER VE BAHÇELİ
“Milliyetçilik Nereye?” başlıklı yazı dizisine başlamadan önce, eylül ayı başında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de başvurduk. Şunu önerdik:
Bağış-lanmaz kutuplaşma! (02.04.2020)
AKP, salgın konusunda da kutuplaşma yaratmayı başardı. Gerçekten kutlamak gerekir.
AKP alkol ithalatını desteklerken… (31.03.2020)
Yıllardır şeker fabrikalarının satılmaması, devamında kapatılmaması gerektiğini, nedenleri ile birlikte anlatmaya, yazmaya çalışırken aklımıza konunun başka boyutları da gelmişti.
Sola hazır giyim yakışmaz
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Türkiye’nin 20’nci yüzyılın ikinci dilimindeki beyni ve hafızası. Ecevit’in Göreme Sokak’taki beyin takımı içinde yer alan Prof. Kuruç, “Sola hazır giyim yakışmaz, yaratıcı düşünce şart. Dünyadan kopmayalım, küresel sermayeye teslim olmayalım” diyor.
Eşitsizlik eşittir huzursuzluk
ABD Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde görevli iktisat profesörü Daron Acemoğlu, küreselleşmenin kazanan - kaybeden yarattığını, derin eşitsizliğin savunulamayacağını belirtti. Demokrasinin her yerde ciddi saldırı altında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Acemoğlu ile Türkçe anlaştık. Sorularımızı Türkçe gönderdik. Yanlış ifade etme endişesi nedeniyle yanıtlarını İngilizce ileteceğini söyledi. Yanıtları arkadaşımız Birol Güger Türkçeleştirdi. Prof. Acemoğlu’nun yanıtları şöyle:
Aydınlanma yükseliyor
Sosyoloji profesörü, CHP’nin gençlik kollarından başlayarak mutfağından vitrinine pek çok kademesinde görev alan Prof. Dr. Sencer Ayata ile dünyada ve Türkiye’de solu konuştuk.
1992’de CHP’yi yeniden açan Erol Tuncer: ‘Halk bizi anlamadı’ siyasette yanlış cümledir
12 Eylül 1980 darbesinden sonra kapatılan siyasi partiler 1992’de DYP-SHP koalisyonu döneminde çıkarılan yasalarla yeniden açıldı. CHP’nin açılışını bütün hukuki gereklerini yerine getirerek 12 Eylül öncesi partinin yöneticileriyle birlikte yapan Erol Tuncer’le geçmişi ve bugünü konuştuk.