Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir İletinin Duyumsattıkları...
Köşe yazıları, düşünceleri yorumlayıp okurlara iletmenin ötesinde yararlı etkileşimlere de yol açıyor. Bugünkü yazım böyle bir etkileşimle ilgili.
Derya Ece Şencan’ın şu iletisiyle başladı yazışmamız:
“Bugünkü yazınızda, bir şiirden ‘Taş atılmış kuşlar gibi perişan’ dizesini aktarmışsınız. Bu dize ilgimi çok çekti ama şiiri ve şairini bulamadım. Onca işiniz arasında iki dakikanızı ayırıp bana şairinin adını bildirirseniz çok sevinirim. Bildiremezseniz de canınız sağ olsun. İyi çalışmalar.”
Ece’nin sonraki iletisinden 18 yaşında olduğunu, İstanbul Aydın Üniversitesi hazırlık sınıfında İngilizce eğitimi gördüğünü de öğrendim.
***
Bir şiirde “Taş atılmış kuşlar gibi perişan” dizesinin sarsıcı içeriğini duyumsayabilen bir okurun ayrıcalığı vardır; emekli de olsam, Ece’nin iletisi, öğretmenliğimi daha derin bir sorumlulukla yerine getirmem gerektiğini duyumsattı bana. Cahit Külebi’nin “Biz ve Amerika” başlıklı şiirinin yalnızca adını yazıp şairini belirtmekle yetinmedim, tümünü ilettim.
Külebi’nin şiirlerinden bir seçmenin İngilizceye çevrilip Bilgi Yayınevi’nce yayımlandığını duymuştum. Kitap elime geçince şiirin İngilizcesini göndereceğimi de yazdım Ece’ye.
***
Ece’nin yanıtının, Külebi’nin toprak altında “sürme olmuş” kemiklerini titreteceğini söylemem abartı sayılmasın!..
“Az önce eklemeyi unuttum! Cahit Külebi’nin İngilizce çevirilerinin hoşuma gidebileceğini düşünüp haberdar etmişiniz. Çok teşekkür ederim! Şiirlerimizin ve şairlerimizin yurtdışında da tanınmalarını sağlayan bu çevirilerden sonsuz gurur duyar, onlara kütüphanemde sevinçle yer ayırırım! Ama tahmin ettiğiniz gibi, “Senin dudakların pembe/Ellerin beyaz,/Al tut ellerimi bebek/Tut biraz!” dizelerini binlerce kez Türkçe okumayı iki defa İngilizce okumaya tercih ederim. Böylece şairin duygu dünyasına daha çok yaklaşmış olurum! İnceliğinize teşekkür ederim. Saygılarımla.”
İletisine şunu da ekliyor Ece:
“Psikolojiyi Türkçe okuyabilmek için bu üniversiteyi seçtim. Şimdi İngilizce öğreniyoruz; çalışma kaynaklarımızın bazıları İngilizce yazılı olabilir diye. Ama psikolojiyi Türkçe okuyacağım. Yani dersleri Türkçe işleyeceğiz. Aksini asla istemedim.”
YÖK Başkanı, rektörler, profesörler... Türkçenin kavram yönünden yetersizliğini sorumsuzca savunanlara, Ece’nin bu dediklerini iletin!
***
Okuma dünyasını yansıtsın diye sözü yine Ece’ye verelim:
“Benim okuma sevincim beş altı yaşlarında bana okumayı öğreten dedem sayesinde; gözlerini bahane edip elindeki gazeteyi ya da kitabı; ‘Hadi sen bana oku!’ diye vermesiyle başladı. O bir şeyler okurken ben de elime kitabımı alır, yanından ayrılmazdım; elindekini bana uzatıp sesli okutsun diye...
Edebiyatçıların kütüphanelerinden bile büyük bir kütüphanem olacak ilerde! Kütüphaneden kitap alıp okusam da, aynı kitapları satın alır, kendi kütüphaneme de koyarım. Bu yüzden hasta olduğumu düşünenler bile var.
Kendimi yalnız hissettiğimde kendimle konuşur gibi yazarım. Yazmak, bende günah çıkartmak gibi bir duygu.”
***
İletisinin sonunda, bana, “Berlin’de sıkılmanıza üzüldüm. Siz her şeyin en iyisine layıksınız; yalnızlığın bile...” diyen Ece’nin yazarlığını şimdiden ilan etmek erken mi olur?..
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!