Evin direği
Adnan Binyazar
Son Köşe Yazıları

Evin direği

12.10.2018 09:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dede Korkut Kitabı’nda Dirse Han’ın, eşini överken söylediği deyiş, “Kadunum, ziregüm, dölegüm” dizesiyle son bulur. Dizede yer alan “ziregüm” sözcüğü; “hünerli, akıllı, anlayışlı”, anlamına gelir. Semih Tezcan, Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar adlı incelemesinde, “direğim” sözcüğünün yanlışlıkla “ziregüm” diye yazıldığı olasılığından söz ediyor. Tezcan’ın konuya yetkinliğinden güç alarak, yazıma “Evin direği” başlığını uygun buldum.

45 kadın!
Eylül ayında, 45 kadın öldürülmüş. Cinayetlerin 11’i şüpheli ölüm olarak kaydediliyor. 12 kadının öldürülüş nedeni saptanamamış. Kadınların 13’ü kendi hayatına dair karar almak isterken, 16’sının faili meçhul, 11’i evli olduğu, 6’sı birlikte yaşadığı erkek, 5’i akraba ya da tanıdığı kişiler, 2’si babası, 2’si tanımadığı, 1’i ayrıldığı erkek, 1’i erkek kardeşi ve 1’i de imam nikâhlı eşi tarafından öldürülmüş. 27 kadın da cinsel saldırıya uğramış...
Bu ulus yüzyıllarca nelere katlandı! Türkiye’yi paramparça etmek isteyenlere karşı verdiği Kurtuluş Savaşı dünya tarihinin ilk sayfalarında yer alıyor.
Nasıl oldu da ülkesini kurtarma yolunda canını veren soylu insanlarımızın arasında canavar ruhlu soysuzlar türedi!

Ana
Canını vermekte kadınımız erkekten geri kalmamıştır. Kültürümüzün ölümsüz anlatısı Dede Korkut Kitabı’nda kadın, güzelliğiyle, eşiyle bütünleşen erdemi, çözüm üreten aklıyla yer alır. “Boğaç Han” öyküsünün başkişisi Dirse Han, eşine “başımın bahtı, evimin tahtı, servi boylum, topuğuna inen kara saçlım, çatma kaşlım, iki badem sığacak kadar dar ağızlım, güz elmasına benzer al yanaklım, kadınım, evimin direği, anlayışlı eşim” diye seslenir.
“Boğaç Han” öyküsünde, kadının nasıl bir ana olduğu, yoldaşlarının Dirse Han’a ihanetinden sonra anlaşılır. Dirse Han, yoldaşlarını yanına katıp oğlu Boğaç’la ava çıkar. Yoldaşları, azgın boğayı tepeleyen oğlunun bir fırsat kollayıp onu öldüreceğini gammazlar. Dirse Han, onlara kanar, av alanında hünerlerini gösteren oğlunu okuyla iki omzu arasından yaralar.
Akşam olur. Dirse Han’ın avdan oğulsuz döndüğünü gören ananın içine sızı düşer. Yoldaşlar, “Oğlun bugün yarın gelir” diye onu avutmaya kalksalar da, ana kırk ince kızını yanına alır, atına atlayıp oğlunu aramaya çıkar. Kanlara bulanan oğlunu bir derenin içinde bulur. Boğaç, gözü yaşlı anasını merakta bırakmaz, “ana sütüyle dağ çiçeklerinin karışımından oluşan merhemin onu sağaltacağını” söyler.
Bunu duyan kırk ince kız çevreye yayılır, kucak dolusu dağ çiçekleriyle dönerler. Belli yaştaki ana, sütü kesilmiş emceğini (emcek: meme) bir sıkar süt gelmez, iki sıkar yine gelmez, üçüncüsünde sütle kan birlikte gelir. Kızlar tez elle merhemi hazırlayıp oğlanın yarasına sürerler. Kısa sürede kendine gelen Boğaç’ı atına bindirip obanın yolunu tutarlar.
İnsanın içine ihanet girmeye görsün; babayı oğlundan eden kırk yoldaşlar, oğluna güç yetiremeyince, bu kez ellerini ardından bağlayıp kıl sicimi boynuna doladıkları Dirse Han’ı götürür düşman topraklarına atarlar. İçini acılar saran ana sezer ihaneti. Oğlunu önüne oturtur. “Oğul” der, “baban sana kıydıysa, sen babana kıyma!” Anasının sözünü tutan Boğaç, savaş giysilerini kuşanır, atına atlar, düşman topraklarında öldü ölecek babasını tutsaklıktan kurtarır.

Erdemli olmak
Erdemli olmak, kin beslemekte değil, bağışlamayı bilmekte aranmalıdır. Bir, “evin direği” anayı getirelim gözümüzün önüne, bir de boğazı kesilerek, kurşunlar sıkılarak, kanlı bıçaklarla bedeni delik deşik edilerek sokak ortalarında can veren, “korkunç ve mübarek elleri/ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle/anamız, avradımız, yârimiz” olan anaları...
Sırtlarında çantalarıyla okula gitmeleri gerekirken, tecavüz edilip su kıyılarına atılan, taptaze bedenleri toprak altında çürüyen daha ergenliğe ermemiş çocuk kızları...
O çağlarda, Dede Korkut ağzıyla “Göz gördü, gönül sevdi” deyip evin direği saydığımız kadın bu hallere mi düşürülmeliydi...
Bir toplumun kültürü ulusal bilinçle beslenip geliştirilmedikçe evrenselliğe ermenin bütün yolları ona tıkalı kalır.
Atatürk’ün Cumhuriyetin 10. Yıl Söylev’inde 85 yıl önce söylediklerine '6Bulak verilmesi gereken günler yaşıyoruz: “Yurdumuzu en bayındır ve en uygar ülkelerin düzeyine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah olanak ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız.”
Özerkliği yok edilip sıkı denetim altına alınan üniversitelerle mi?
Her gün ayrı bir değişikliğe uğratılan eğitim düzenimizin başıboşluğuyla mı?
İnsanımızı bir lokma ekmekten yoksun bırakmaya yüz tutan ekonomik çöküntümüzle mi?  

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuru

Cumhuriyet okuru, gazeteyi okumakla kalmaz, edindiği izlenimleri yazarlara da aktarır.

Devamını Oku
07.11.2025
29 Ekim 1923: 102 yıllık Cumhuriyet

Cumhuriyet, dört yandan saldırılarak parçalanmak istenen Türk varlığının yeniden doğuşudur.

Devamını Oku
31.10.2025
Einstein’dan 5 öneri

Hemen her çağda toplumların vicdanında yerini bulan devlet adamları, bilgeler, sanatçılar olmuştur.

Devamını Oku
24.10.2025
Yaşam yolculuğum

Yaşam, oradan oraya koşuşturduğumuz uzun mu uzun bir yolculuktur.

Devamını Oku
17.10.2025
Düşünsel oluşum

İnsan olmanın ölçüsü düşünebilmektir, duyumsama güdüsüdür.

Devamını Oku
10.10.2025
Seçim yakındır

Son aylarda İstanbul’dan başlayıp en küçük yerlerin belediye çalışanlarının tutuklanıp hapse atılması, seçime gitmenin yakın olduğunu akla getiriyor. Şu ana dek günlerini hapishanelerde geçirenlerin hiçbirinde somut bir suç bulunamayışı da kamuoyunda şaşkınlık yaratıyor.

Devamını Oku
03.10.2025
Einstein’ın kızına mektubu

Albert Einstein, kızına, toplum onun söylediklerini anlayacak duruma gelene kadar yayımlamamasını istediği bir mektup yazar.

Devamını Oku
26.09.2025
Hak yerini bulur

13.06.25 günlü “Kızlar okusun diye” başlıklı yazımda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan şu alıntıyı yapmıştım...

Devamını Oku
19.09.2025
Mutlu Yaşam Köyü

Köyde, ilçede ya da mahallede, nerede olursa olsun yeter ki yönetenlerle yönetilenler arasında dayanışmayla etkinlikler yaratılsın.

Devamını Oku
12.09.2025
Göğüne Sığmayan Bulut

Her yıl eylülün ilk haftasında, Emin Özdemir’in son günlerinde, öğrencisi Hatice Aydoğdu’nun sorularına verdiği yanıtları içeren Göğüne Sığmayan Bulut (Arkadaş Yayınları, 2016) adlı kitabını okurum.

Devamını Oku
05.09.2025
Ağaç yazışmaları

Her fırsatta kurtuluşu kentlerden kaçıp canını yeşillikler arasına atan arkadaşım Yusuf Gezgör’ün yıllar önce gönderdiği ağaçlarla ilgili bir mektubu geçti elime.

Devamını Oku
01.08.2025
Aydınlanma-aydınlatma

Aydınlanan, yalnızca kendi adına değil, toplum adına da bilgi alanlarına yönelir.

Devamını Oku
25.07.2025
Bilginin gücü

Yaşamını bilgi kaynaklarını çoğaltmaya adayan Bozkurt Güvenç, kültürü “Doğanın yarattıklarına karşılık, insanoğlunun yarattığı her şey” diye tanımlıyor.

Devamını Oku
18.07.2025
Gerçeğin dili

Yaşlılığın anlamını, Shakespeare’in Kral Macbeth adlı oyununda geçen bir söz öğretmişti bana...

Devamını Oku
11.07.2025
Anadolu kadını

Bilim insanları, kadın konusunda aylarca üzerinde çalıştıkları araştırma sonucunu, basına “7 bin 500 yıl önceki Anadolu kadını!” başlığıyla yansıttı...

Devamını Oku
04.07.2025
Köy Enstitülerini canlandırma

CHP’den sonra yönetime geçen Demokrat Parti’nin ilk eylemi Halkevlerini, Tercüme Bürosu’nu, eğitimimizin büyük atılımı olan Köy Enstitülerini kapatmak olmuştur.

Devamını Oku
27.06.2025
Dilsel aydınlık

Düşünürler, dili ulusların soyağacı, yaratıcılığın sihirbazı sayar...

Devamını Oku
20.06.2025
En başta kızlar okumalı

Ekim ayında Mersin’deki İleri Ortaokulu Müdürü Hüseyin Aygül, 62 öğretmenin kararıyla, 1090 öğrencili okulda kız-erkek öğrencilerin yan yana oturmasını yasaklamaya kalkıyor.

Devamını Oku
13.06.2025
Bir sihirli varlık!

Köşe yazarlarının bir görevi de okuru güncel konularda aydınlatmaktır. Aktardığım aşağıdaki yazıda olduğu gibi tiyatro oyuncusu, yönetmeni, eğitmeni Gürol Tonbul gibi bir okur da üstlenebiliyor aydınlatma görevini...

Devamını Oku
06.06.2025
Toplumsal özeleştiri

Özeleştiri, kişinin, kendi özünü özgürce değerlendirebildiği en kestirme anlatı yoludur.

Devamını Oku
30.05.2025
Ulusal bilinç

Atatürk, “Cumhuriyetin 10. Yılı” demecinde yalnızca önemli noktalara değinmiyor, bize gelişmenin ana kaynağını gösteriyor, geçen zaman bir yana bırakıp çağa uymayı öneriyor:

Devamını Oku
23.05.2025
Anadolu kadını

Söz konusu kadın olunca belleğimde Dede Korkut Kitabı’nda okuduklarım canlanır.

Devamını Oku
16.05.2025
Sonsuzluğa yolculuk

Sonsuzluğa yolculuk

Devamını Oku
09.05.2025
Kral Oidipus

Kral Oidipus

Devamını Oku
02.05.2025
Söz yerini bulmalı

Söz yerini bulmalı

Devamını Oku
25.04.2025
Berlin’de hâkimler var!

Berlin’de hâkimler var!

Devamını Oku
18.04.2025
Gerçek dost

Gerçek dost

Devamını Oku
11.04.2025
Ağaçlı çiçekli bir dünya

Ağaçlı çiçekli bir dünya

Devamını Oku
04.04.2025
Toplumsal dayanışma

Toplumsal dayanışma

Devamını Oku
28.03.2025
Gençlere emanet

Gençlere emanet

Devamını Oku
21.03.2025
Barış yolu bilimdir, sanattır

Barış yolu bilimdir, sanattır

Devamını Oku
14.03.2025
Anlamlı özlü sözler

Anlamlı özlü sözler

Devamını Oku
07.03.2025
Camileri ahıra çevirmek

Camileri ahıra çevirmek

Devamını Oku
28.02.2025
Kötülükle iyilik iç içe

Kötülükle iyilik iç içe

Devamını Oku
21.02.2025
Gerçeğin acılı yüzü

Gerçeğin acılı yüzü

Devamını Oku
14.02.2025
Anılarla Tıpta Öncüler-I

Anılarla Tıpta Öncüler-I

Devamını Oku
07.02.2025
Dilsel aydınlık

Dilsel aydınlık

Devamını Oku
31.01.2025
Mum Işıltıları

Mum Işıltıları

Devamını Oku
24.01.2025
Sözün düşünce gücü

Sözün düşünce gücü

Devamını Oku
17.01.2025
Kozmografya

Kozmografya

Devamını Oku
10.01.2025