Mevlana, “Her gün bir yerden göçmek ne iyi/ Her gün bir yere konmak ne güzel,/ Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!” diyor. 

Bulanmadan, donmadan bir yere akarcasına başka bir yere göçmek iyi midir, hoş mudur? Sorunun yanıtını ancak göçü yaşayanlar verir... 

Uzun yıllar Yeşiller Partisi’nde siyaset yapan Türkiye kökenli bir Alman vatandaşı olan Özcan Mutlu, Almanya’ya göçün 60. yılı dolayısıyla, Doğan Kitap’ın yayımladığı Almanya Nasıl Vatan Oldu? sorusunu yanıtlıyor.  

MUTLU KİM?  

Üniversite eğitimini Berlin’de elektronik mühendisi olarak tamamladı. Yeşiller Partisi’nde siyasete atıldı. Kreuzberg belediye meclisinde, ardından da eyalet meclisi ve federal mecliste yer aldı. 2013’ten 2017’ye kadar Federal Alman milletvekili olarak Birlik 90/Yeşiller Partisi’nin eğitim ve spor politikaları sözcüsü görevinde bulundu. 

2014’te Türk-Alman Bilim Yılı dolayısıyla Bahçeşehir Üniversitesi BAU-Global eğitim kurumlarına bağlı Berlin-International University of Applied Sciences’ı kurdu. 2018’den bu yana Berlin Paralimpik Spor Federasyonu (Behindertensportverband Berlin) başkanı.  

2019’da Türk-Alman Dostluk Federasyonu Kybele Ödülü’ne değer bulundu Mutlu, 2020 yılında da seçilerek Almanya UNESCO Komisyonu üyesi oldu. 

KİTABIN İÇERİĞİ

Kitap, Mutlu’nun, kendi gibi Türkiye’den Almanya’ya göçmüş onlarca kişiyle yaptığı röportajlardan oluşuyor. Röportajlarda, “kısa bir süre sonra dönmek üzere” gittikleri Almanya’da kalan ailelerin yaşadığı olaylar gerçekçi anlatılarla dile getiriliyor. Yazar bir zamanlar, insanımızda yurt özlemi başladığında “Almanya Acı Vatan” başlıklı kitaplar yazılırken günümüzde konu, Almanya’nın ona nasıl vatan olduğunda yoğunlaşıyor.  

İlk gelenler, en ağır işlerde çalışırken eğitim gören ikinci kuşak uzmanlık gerektiren alanlarda görev yapıyor. Üçüncü kuşak arasında, bilim insanları, uzmanlar yetişti. Bugün Türk kökenli doktorların bulunmadığı hastane yok gibi. Hukuk, mühendislik, sinema, spor, TV alanlarında uzman Türklerin adı da geçiyor. BioNTech aşısını bulup dünyaya yayılmasını sağlayan Prof. Dr. Uğur Şahin’le eşi Prof. Dr. Özlem Türeci anne babaları 60 yıl önce Almanya’ya gidenlerin çocuklarıdır.  

DEĞERLENDİRMELER

Kitabı okuyan Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier sözü Almanya’daki insanımıza getirerek “Her biri toplumumuzu zenginleştirdi ve zenginleştirmeye devam ediyor. Bu kitaptaki hikâyeler bize bu insanların hangi sorunlarla ve zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını ve kalmaya devam ettiklerini gösteriyor” diyor.

Kitabın Türkçe baskısının yapıldığı Doğan grubunun onursal başkanı Aydın Doğan aynı görüşte: “Bu kitap, doğdukları ülkeyi hiç unutmadan, hakkında hiçbir şey bilmedikleri Almanya’yı yeni vatan haline getiren ve yetiştirdikleri evlatlarıyla iki ülkeye de zenginlik katanların kitabı. Her iki ülke de kiminin ismi bile bilinmeyen bu kişilere çok şey borçlu.” 

GÖÇ SORUNU

Güncel olan göç konusunu gündeme getiren Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı Ertan Aksoy, Cumhuriyet’te önemli bir soruna değiniyor:

“Her yerde olduğu gibi, Avrupa’da da göçmenler için yaşam kolay olmadı. Ama onlar sorun yaşarken onlara destek iki unsur vardı. İlki sosyal devlet, ikincisi sosyal demokrat partiler. Özellikle Almanya, Fransa gibi ülkelerde sosyal demokrat ideoloji kurumsal ideolojidir. İktidarlar değişse de ülkelerin yönetim anlayışının köklerinde sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri yaşamaya devam eder. Bu nedenle diğer coğrafyalardan farklı olarak devlet, buralarda göçmenlerin yanındadır.”