Adnan Binyazar

Kültür dostluğu

29 Ocak 2021 Cuma

İnsanlık nice savaşlar yaşadı. Tarih kitaplarının sayfaları çağlarca savaş öyküleriyle doldurulmuştur. Bilimsel gelişimler, sanatsal yaratımlar ise son bir iki sayfada göstermelik olarak eklenmiştir. Savaşın yıkıcılığı, insanı kültürel gelişimlerin beslediği anlaşılınca siyasal tarihle bilimsel tarihin iç içe olması gerektiği bilincine varılmıştır.

Düşman yaratmak kolaydır, zor olan, milyonlarca insanın ölümüne yol açtıktan sonra düşmanlık duygusunu kökünden söküp atmaktır. Ne yazık ki insanlık, neredeyse her çağda kolay olanı seçmiş, yüzyıllar sonra barış yolları arayışına girmiştir.

Yine de yaşadığımız bu uzay çağında bile birbirini yok etmek için silah üretme yarışına giren büyük devletlerin egemenliğinden kurtulamamıştır.

TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ

Bu hafta içinde, biri her an savaş çıkacağı kuşkusu yaşanırken barışa; biri de toplumlar arası kültürel dayanışmaya yönelik iki sevindirici etkinlik başladı.

Homeros destanlarından bu yana, yüzyıllarca İstanbul gibi büyük bir kentte iç içe yaşamalarına karşın, Anadolu insanıyla Grekler arasında yakınlaşmalar-uzaklaşmalar olmuştur. Her görende bunu çağrıştırır “Tahta At” anıtı.

Birlikte yaşamanın etkisi sürüyor olmalı ki Atina’ya gittiğimde kendimi Beyoğlu sokaklarında bulmuştum. Yunan gençleri, daha vapurda topluca bir Türk şarkısı söyledi. Alışveriş yerlerinde Türkçe bilen kişilerle karşılaştım. Lokantadaki yemeklerin adı neredeyse aynıydı.

Son yıllarda tartışılan karasularının kullanımı konusunda Türk-Yunan yetkilileri İstanbul’da toplandı. İki ulusa da öyle bir doğa parçası bahşedilmiş ki aralarında hiç yoktan orası senin burası benim tartışmaları çıkıyor. Oysa oturduğumuz topraklar, gemi yüzdürdüğümüz sular bize de onlara da yetecek denli geniş. BM, NATO yasalarına da uyulsa, aramızdaki dostluğu iki tarafın daha sağlam perçinleyeceği kesindir.

‘FİKİRLER GECESİ’

Fransa Büyükelçiliği Fransa-Türkiye Enstitüsü, 28 Ocak günü “24 saat sürecek canlı yayınlarla bir Fikirler Gecesi” düzenledi.

Bu gecede:

- Felsefeci yazar Maxime Rovère felsefede “varlık-yokluk” kavramlarını sorguladı.

- Türkiye ve Yunanistan’dan 8 lisenin son sınıf öğrencileri, dünyaya bakışlarını, onları nelerin birbirlerine yakınlaştırıp uzaklaştıracağını tartıştılar aralarında.

- Müzik, dostluğu pekiştiren duygu yoludur; kemençe sanatçısı Derya Türkân ile Sokratis Sinopoulos adalarda dolaşarak iki ülkeyi birbirine bağlayan müzikal dinletiler sundu.

- Her iki ülkenin yurttaşları, doğallıklarıyla birbirlerine çok benzeyen İstanbul’la Strazburg’a yönelik bir söyleşide bir araya geldi.

BARIŞ

Temeli kültürle atılan barış ömürlü olur. İnsanın, varoluşunun değerini bilmesi de barışa bağlıdır. Üzerine şiir yazılan her kavram, belleğe çakılı kalmıştır. İoanna Kuçuradi ile Özdemir İnce’nin Yunanca aslından çevirdiği Yannis Ritsos’un “Barış” adlı şiirinin ilk dizeleri, barışın insan yaşamında ortak bir duygu olduğunu doğruluyor:

Çocuğun gördüğü düştür barış./ Ananın gördüğü düştür barış./ Ağaçlar altında sevdalıların/sevda sözleridir barış. Gözlerinin içinde uçsuz/bucaksız bir gülümseme/ elinde yemiş dolu bir zembil/ve alnında ter tomurcukları/-pencerede suyu soğutan/ testideki damlalar gibi akşamüstü eve dönen babadır barış.

Şairin sesi, şiirinde gürler, iki şairinki kalplerde atar...

Bir barış türküsü de Melih Cevdet Andaydan:

O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör/Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör/Seyreyle deli ozanı/Baştan başa sevda, baştan başa tutku/Dili baldan tatlı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları