Adnan Binyazar

Meclis Süreci

17 Nisan 2020 Cuma

17 Nisan... Köy Enstitülerinin kuruluşu üzerinden 80, her yeniliğe karşı olunduğu gibi, daha dört yıllıkken, dinideoloji-milliyetçilik perdesine bürünenlerin suçlamasıyla kapatılışının üzerinden 66 yıl geçti.

Türkiye’nin çağdaş eğitiminde önemli bir atılım olan Köy Enstitüleri romanlarla-araştırmalarla-incelemelerle hiçbir zaman gündemden düşmemiştir. Yalnızca son birkaç ay içinde yayımlanan şu kitaplar bunun kanıtı sayılmalı:

- Öner Yağcı, Büyük Oğul Efsanesi/ Tonguç’un Romanı, Bilgi Yayınevi, Ankara 2019.

- Mustafa Gazalcı, Köy Enstitülerinin Meclis Süreci, Bilgi Yayınevi, Ankara 2019.

- Muzaffer Gündoğar, Bir Köy Enstitülü Ali Çetintürk, Besmat Yayınları, 2019.

- Mehmet Saydur, Köy Enstitülerinin Düşün Babası İsmail Mahir Efendi, Kaynak Yayınları, İstanbul 2019.

- Mehmet Saydur, Göl 1938/Bir Eğitmen Kursunun Kuruluş Destanı, Öğretmen Dünyası Yayınları, Ankara 2020.

Kuruluş

Mustafa Gazalcı, Köy Enstitülerinin Meclis Süreci adlı kitabında, TBMM tutanaklarından yararlanarak, her dönemde karşı çıkanların önyargılı, savunanların inançlı görüşleriyle Köy Enstitülerinin kuruluş-yıkılış sürecini kanıtlayan belgeleri gözler önüne seriyor.

Yazının oylumundan dolayı Köy Enstitülerini sokak ağzıyla karalamaya kalkanların, her çağdaş gelişmeye yönelttikleri sözlerinin üzerinde durmayacağım. İlkel düşünceli o geçici kahramanların adı sanı bile anılmıyor artık günümüzde.

Enstitülerin kapatılışından sonra, bir ara kısa bir rahatlama yaşanan 1978-1980 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilen Necdet Uğur’un görüşleri, eğitim tarihimize aydınlanma ışığını tutmuştur.

Necdet Uğur

Okullarımızda hep akademik bilgi, soyut bilgi verilir. (...) Verilen bilgi ayrı, toplumun koşulları ayrı. Oysa enstitülü öğretmen, gittiğinde çevrenin üretimine katkıda bulunsun denildi.

İkinci sanayi devriminden sonra Avrupa’da yalnız üretime dönük insan yetiştirilmesi yeterli sayılmaz oluyor. Çünkü sanayinin ve ileri teknolojinin şartlarına göre çok iyi teknokrat yetiştirilmiş. Makineyi biliyor, bilgisayarı biliyor, hesap biliyor, yöneticilik bilimlerinin hepsini biliyor. Ama bu bir yerden sonra robotluk. Bunun üzerine bir insancılık lazım; bir insan sıcaklığı, insan sevgisi lazım. Köy Enstitüleri bunu koymak istedi, o zaman kıyamet koptu!

Şimdi bana diyeceksiniz ki: ‘Siz, Köy Enstitülerini tekrar kurar mısın?’Aslında Türkiye’de bir enstitü kurmak lazımdır ama bu Köy Enstitüsü müdür eski biçimi ile, yoksa bir kent enstitüsü müdür?

Uğur’un görüşünü, kırk bir yıl sonra, yaşama geçirmeyi, İBB Ekrem İmamoğlu tasarlıyor bugün:

İstanbul’da çeşitli bölgelerde, 5 adet Köy Enstitüsü kuracağız. Her bir enstitü, en az 100 dönümlük alanda olacaktır. Her yaştan insan burada eğitim alarak bir senede mezun olacaktır” (21.11.2019).

Emek ürünü bir araştırma

Mustafa Gazalcı, kökü Köy Enstitüsüne dayanan Gönen Öğretmen Okulu’ndan sonra, Necatibey Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü bitirmiş, uzun süre öğretmenlik yapmıştır. Onun, 1977 ve 2002’de iki kez CHP’den Denizli milletvekili seçilmesi, yalnızca kendisinin değil, öğrenim gördüğü okulların da başarısıdır.

Üzerinde bugün bile tartışmaları bitmeyen, açık kaldığı süre boyunca Türkiye’nin yüzünü ağartan aydınları yetiştiren Köy Enstitülerinin gün yüzüne yeterince çıkmamış Meclis sürecini yansıtan” kitabı bu dönemin ürünüdür. Aksu Köy Enstitüsü’nden sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün Yüksek bölümünü de bitiren Pakize Türkoğlu, kitaba yazdığı “Sunu”yla aydınlatıcı görevini yerine getiriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ağıt toplumu 13 Aralık 2024
Anılar yumağı 6 Aralık 2024
Fotoğrafı buzlamak 29 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları