Yıllarca tek prensibim oldu futbol eğitiminde. Önce adam sonra futbolcu olmak! Adam nasıl olunur? Bunu en azından futbolcu şöyle bilmeli. Sahada en özel de olsa ona duyulan hayranlık toplumda etki yapar. Bu etki gelecek kuşaklara dahi iz bırakır. Bir idol olursunuz adeta. Pele, Metin Oktay, Turgay Şeren, Baba Recep, Baba Hakkı, Lefter ve son neslin akılda kalanlarıyla Messi... Sahada hayranlık duyulan futbolcu olmakla saha dışında da adam olmak çok önemlidir. Önce aile sonra çevre ve işinizde aldığınız doğru yaşam bilgileriyle eğitim, sizi adam yapar. Sadece futbol beceriniz ve yapınızla kendinizi kabul ettiremezsiniz. Yaşam ve toplum kuralları vardır. Aksi halde ünlü olmak sizi kurtarmaz.

Birçok ünlü futbolcu son derece küçük takıntı ve egolarının esiri olarak yok olmaya mahkûm olmuşlardır. Golü kaçırır sonra kendinizi bir başka pozisyonda affettirme şansınız vardır, ama adamlığınızı yitirirseniz telafisi yoktur. Bir anda kapılar yüzünüze kapanır.

Geçmişte futbol yedeksiz oynanır ve hafta içinde ilk on bir belli olurdu. Siz on ikinci olarak müthiş bir sabır ve mücadeleyle takıma girmeye çalışırdınız. Tek şansınız hocanızın gözüne girmektir. Kimse oynamadığınız sürece farkınızda da olmaz. Şimdi artık on sekiz denilen kulübe sayısallığıyla sahadasınız. Her an görev alma ve kendinizi kabul ettirme şansız açıktır. Ancak hiçbir şekilde bu sizin üst kademe görevlilerine, arkadaşlarınıza, teknik adamınıza tavır koyma hakkını vermez. Sabırlı bir çalışmayla bir anda formanın sahibi olursunuz. Ancak bu yine de sizi takımın, arkadaşlarınızın ve sizi çalıştıran teknik adamın, toplumun üstüne çıkmanızın nedeni olamaz. Bunu bilmiyorsanız tıpış tıpış bu âlemden gidersiniz.

Son yıllarda ülkemiz futbolunda bunlar önemsenmez oldu. Kuralları atlamak gibi bir ego hatasına düştük. Ve sonuçta da ufalanıp gidiyoruz. Antrenmana ayakkabılarının topuğuna basarak gelen teknik adamların eğittiği aynı tip futbolcular da var aramızda. İşin tadı kaçtı. Aragones’e küfreden, futbol eksiği ve terbiye fakiri kişi ve benzerleri dolu futbolda. Ama doğmadan yok oluyorlar. Arkalarında dolaşan anne ve babaları birer rantiyeci ve pazarlamacı gibi para peşinde, menajer ilişkileriyle yönetici ve teknik adam avlamakla meşguller. Sonuçta hepimizin dışladığı adamlar hâlâ futbolun içinde ...

Tuncay buradan giderken benden başka çok az kişi geleceğiyle ilgili gerçeklere değindi, dışlandı adeta. Hatta başarılı olmasını istemediler. Zayıf takıma gitti diye yok olacağını sandılar ve beklediler. O, eğitim içindeki üst düzey bir ligle daha büyüdü ve şimdi starların arasında konuşuluyor. Oysa oradan ve dışardan gelen bazı taklitlerin hali ortada. Altı ayda bir kulüp değiştiren kimliksiz, eksik futbolcuların liginde çok çabuk sırıtanlar var. Hamileri olsa da artık onların bu ülkede işi bitti. Çünkü toplumu hiçe saydılar ve cehaletlerini topu dürterek örteceklerini düşündüler. Biz sporda ve özellikle futbolda bu doyumsuzluk ve haksız kazanç elde etme pazarında olduğumuz sürece kazıklanmaya ve beklenen gerçek sonuçlara hayallerimizle ulaşmaya çalışacak, arada bir başarılı insanları da terbiye noksanlarına feda etmeye devam edeceğiz. Çünkü futbolcu olmak adam olmanın önüne geçti!..