Kanımca değişen ve gelişen futbola ayak uyduralım derken rotayı karıştırdık. Ne kadar ince işlerin sahada beceriyle sergilendiğini, bu inceliklerin takım olarak çok çalışmayla maça yansıdığını sağladığımızda, devamlılıkla birlikte en iyisine ulaşmak mümkündü. Futbol değişti fark etmedik! Edenleri ise para uğruna çıkarımız için harcadık. Tamam da başka egolar soktuk işin içine. Bizim boy ölçüşeceğimiz tek arenanın yurt dışı olduğunu unuttuk. 

Kulüpler ve ulusal anlamda kendi sistemimizi kuramadık. Her yeniliği kaptık ama kafalar yenilenmediğinden kulüp gerçeğinden yola çıkmadık!

GENÇLERİ UNUTTUK

Devrim için Piontek’ler, Derwall’ler, Stankovic’ler gelse de şunu öğrenemedik. Futbolda başarı bizim gencimizin gelişmesiyle olacaktı. Taşıma suyu ile değirmen dönmüyor. Şimdi futbol bir anda endüstriyel oldu. Kazanan ve işi yönlendiren kitle büyüdü! Her kafadan bir ses çıkınca neredeyse futbolun bıraktıklarının sahadan kulübeye geçtiği acı günlerdeyiz. Takım olamıyoruz. Zaman ve sabır yok.

DEĞİŞEN YOK

Bizim ülke gerçeğimizde üç büyükler futbolun lokomotifi. 14 yabancı şimdi azalsa da sorumsuzca harcanan paralar ve kulüp yapılarındaki yetersizlikler, sorunu büyüttü. Onlar oynuyor biz izliyoruz. Değişen yok çünkü anlayış yeterli değil.

ALARM VAR

Ülkenin “Futbol İmparatoru” ilan edilen Fatih Terim’in sonu ve takımın oynadığı futbolun yetersizliği artık sahaya yansıdı! Şimdi gerçekler bellidir. Gelin oturalım bu alandaki geleceği planlayalım. Sorun sadece teknik direktör değişimi değil, daha da derin! “İmparator” da gönderiliyorsa alarm var demektir.