Yüzyılda bir olan durgunluk dönemi
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Yüzyılda bir olan durgunluk dönemi

26.01.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gelişmiş ülke ekonomileri çok uzun sürecek bir duraklama dönemi mi yaşıyor? Birkaç yıldan beri yazılarında bu görüşü savunan Amerikalı iktisatçı Robert Gordon, bu ay yayımlanan 700 sayfalık hacimli kitabında, ABD ekonomisinin 1870’lerden bugüne kadar geçirdiği değişimi ve ortalama yaşam seviyesindeki artışı inceliyor. Amerikan Büyümesinin Yükselişi ve Düşüşü başlıklı kitabın (Princeton University Press) son iki bölümünde 2040’a kadarki büyüme öngörüleri yer alıyor. Gordon’a göre, önümüzdeki 25 yılda toplam faktör verimliliği çok yavaş artacak. Bu da uzun vadeli büyümenin çok yavaş olması demek. Gordon’un öngörüsü, Lawrence Summers’in 2014’te söylediği “yüzyılda bir olan durgunluk” iddiasını destekliyor.
Büyümeyi kısa vadeli, üç ay veya bir yıllık iniş çıkışlardan arındırıp, uzun vadeli eğilimi içinde ele alınca, uzun vadede büyümenin en önemli belirleyeninin teknik ilerleme ve onunla bağlantılı olan toplam faktör verimliliği artışı olduğu kabul edilir. Toplam faktör verimliliği, emek ve sermayenin birleşim tarzından doğan verimliliktir. Bunun ölçümü tartışmalıdır, emek ve sermayenin içerdikleri verimlilik dışında, “dışsal” bir verimlilik kavramı doğru mudur, vs... İktisatçılar arası bitmez bir tartışmadır bu.
Bu tartışma ayrı bir konu. Gordon, yeni teknolojik değişikliklerin toplam verimliliği 1920-1970 arasındaki gibi hızla artırmadığını ve gelecek 25 yılda bu artışın çok düşük kalacağını söylüyor. Başka bir ünlü iktisatçı Robert Solow da, “bilgisayarları her yerde görüyoruz, verimlilik verileri hariç” diyerek, dijital devrimin 1994-2004 arasında, çok kısa süren anlamlı bir verimlilik artışı etkisi yapmasını sorgulamıştı. ABD’de gözlenen uzun durgunluk eğilimi, Avrupa ekonomileri, Güney Kore ve Japonya’da da gözleniyor. Almanya’yı tek başına değil, AB ekonomisinin bütünü içinde ele alınca, durum daha net ortaya çıkıyor.
Gordon, verimliğin gelecek 25 yılda yılda ortalama yüzde 0 ve 0.5 hızında artacak olmasının bir nedenini eğitim seviyesinin yükselmesinin duraklamasına bağlıyor. Bir de, yeni teknolojik uygulamaların tüketim artışı yaratma etkisinin sınırlı olmasına. Bu son etmeni, gelir dağılımındaki çok büyük eşitsizliğin toplam tüketimi kısıtlaması tamamlıyor. Nüfusun yüzde 1’inin toplam gelirin neredeyse yarısını ele geçirdiği bir ekonomide, talebin yapısal yetersizliği büyümeyi daha da aşağı çekiyor.
Uzun vadeli büyümenin yavaşlaması, araştırma-geliştirme harcamalarının verimliliğinin de azalmasının bir sonucu. Gözlemciler, çok daha fazla Ar-Ge harcaması yapıp, çok daha az inovasyon elde edildiğini belirtiyor. Benzer biçimde Marx’ın, zamanında öngördüğü gibi sermaye/hasıla oranı sürekli artıyor. Fransız iktisatçı Patrick Artus’un yaptığı hesaplar, aynı miktarda malı üretmek için elli yıl öncesine göre iki misli yatırım gerektiğini gösterşiyor. Artus da, uzun dönemde AB’nin dört büyük ekonomisinin ortalama yılık büyüme hızının yüzde1’den düşük olacağını öngörüyor.
Bütün bunlara dünya ekonomisini pençeleri arasında tutan finans sektörünün üretken yatırımları kısıtlayan etkisi ilave oluyor. Finans dünyasının günümüzdeki tahakkümü, birkaç koldan verimlilik artışlarını frenlerken, aynı zamanda dünyadaki büyük siyasal çatışmaların, yoksulluk ve yoksunluktan kaynaklanan büyük göçlerin, yerel şiddet patlamalarının ve giderek gerçekleşme riski artan küresel ölçekli savaşların yuvasını yapıyor.
Bütün bunları, gelişmiş ülke yöneticileri elbette biliyor. Ama kısa vadenin, şimdinin o bunaltıcı baskısı altında, mış gibi yapmaya devam ediyorlar. Genetik psikolojinin kurucularından, yapısalcılığın önde gelen isimlerinden Jean Piaget, büyük krizi şöyle tarif eder: “Büyük kriz, krizden çıkmak için yapılması gerekenlerin ne olduğunun bilindiği, ama sistemin yapısının bunlara izin vermediği zaman yaşanandır.” Yüzyılda bir görülen bu durağan ekonomi dönemi, bu anlamda büyük bir krizdir. Önümüzdeki dönemde daha da bunaltıcı olması ve daha az denetlenebilir hale gelmesi kuvvetle muhtemeldir.  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018