Affedersiniz dostlar! Yanılmışım: 17 Mayıs 2013 tarihinde Akdeniz Oyunları öncesinde yazdığım yazıda büyük hatalar(!) yapmışım. Onları şimdi düzelti - yorum!

1. Aşağıdaki yazıda “500 altın ödül” yerine “75 altın” demeliymişiz çünkü takım sporlarında oyuncu ve teknik adam başına verilen ödül bu. Dolayısıyla Turgay’ın saz arkadaşları da kelle başına 500 değil yalnızca 75 altın alacaklar. Altın fiyatları da düştü. Bazılarının dişinin kovuğunu bile doldurmaz bu “hanut”. “Paylaşın bakalım” diyerek haksızlık etmişiz…
2. Ufuk Sarıca yerine Ertuğrul Erdoğan yazmalıymışız. Onun dışındaki her şey cuk oturmuş. Demek ki Turgay’ın hesabı buymuş. Yanılmamışız. Buyrun güle güle okuyun eski yazımızı: Anlayın Turgay’ın ne kadar hınzır olduğunu:
“Tanjisic!
Yuh artık Turgay! Hiç utanma kalmamış sende. Alavere dalavere, getirdin yine Tanjevic’i göreve. Yanına da koymuşsun İzic’i... Oh! Paylaşın bakalım aile arasında Akdeniz Oyunları için devletin koyduğu kelle başına 500 altınlık ödülü.
Hani Messina’yı getirecektin ulusal takımın başına. O olmazsa yerlilerden Ergin Ataman, Oktay Mahmuti veya Erman Kunter’i düşünüyordun. Uyuttun milleti yine: Aynen geçen hafta yazdığımız gibi Tanjevic - İzic ikilisine görev verdin…
‘Uyuttun’ diyorum çünkü ne Messina’yla resmi bir görüşme yapmışsın ne de diğerleriyle. Şimdi sen diyeceksin ki ‘O takım Akdeniz oyunlarına katılacak; ulusal takım ayrı, bu takım ayrı.’ İyi de... Kadronun neredeyse tamamı aynı. Koy Semih’i ve NBA oyuncularını takıma; olsun sana Ulusal A Takım. Üstelik... 18-30 Haziran tarihleri arasında Mersin’de oynanacak Akdeniz Oyunları ile A Ulusal Takımımızın katılacağı Avrupa Şampiyonası arasında yalnızca iki ay var. Birini ‘Tanjizic’ çalıştıracak, ötekini de bir başkası mı? Yeme bizi Turgay!
Sen de çok iyi biliyorsun ki Akdeniz’in ikinci sınıf takımları katılacak o oyunlara. Büyük bir olasılıkla da şampiyon olacağız Mersin’de. Sonra? ‘Bakın’ diyeceksin. ‘İtalya’yı, İspanya’yı, Yunanistan’ı geride bıraktık.’ İnanacak sana işi bilmeyenler. Ödüller paylaşılacak ve A takımın başına da baştan planlandığı gibi Tanjizic getirilecek...
Ah! Belki de Avrupa Şampiyonası’na hazırlanmak için hiçbir güçlü takım gelmeyecek o oyunlara. O zaman iş çift kaymaklı ekmek kadayıfına dönecek. Şampiyonluğa yetecek bir kadroyu oraya götüreceksin, diğerlerini de İstanbul’da bir emanetçi koça (örneğin Ufuk Sarıca) çalıştırtacaksın. Maçlar bitince Tanjizic görevi devralacak, Ufuk günah keçisi gibi önde tutulacak. Mersin’de iyi oynayan oyuncular ile İstanbul’da hazırlananlardan bir kadro oluşturulup yeni ufuklara yelken açılacak…
Sonrasını hepiniz biliyorsunuz: Avrupa Şampiyonası’nda işler iyi giderse başarı Tanjizic’in olacak. Kötü giderse Ufuk Sarıca’ya önce selam verilmeyecek, sonra da görevine son verilecek. Tanjevic - İzic ikilisi bir süre için buzdolabına kaldırılacak. Ve... Zamanı geldiğinde ısıtılıp balık hafızalı bizlerin önüne konulacak... Yersek! Yerseniz!’’
Tamam Turgay! Yine yedin bizleri. Yaptın Tanjevic’i ulusal takım koçu. Koydun yanına İzic’i. Fenerbahçe yardımcı antrenörü Ertuğrul’u da koydun vitrine. Tamamdır! Şimdi…Öp bizi Turgay! Öp bakanı! Öp herkesi çünkü bizler “aldatılırken” öpülmeyi çok severiz...