Öf be Hıncal Abi! Yine yoldan çıkarttın beni. Ulusal takımımızın son durumunu sağlıklı bir gözle irdelemek için bilgisayarın başına oturmuşken Fotomaç’taki yazını koydular önüme. Okudum, dengem bozuldu... Yazmışsın(!) yine abiciğim. Abartmışsın... Neymiş? “12 Süper Adam”mış. “Giren adam da çıkan adam kadar oynuyor”muş. Falanmış da filanmış...

Oysa.. Biz tam tersini yazmayı düşünüyorduk. “Başarıyı alkışlayıp, gelecekteki tehlikeye dikkat çekelim” diye teknik detayları gözden geçiriyorduk. Tam ısınırken senin popülist yazın çıktı karşımıza. ‘Popülist’ diyorum çünkü basketbol tekniğiyle ilgisi yok şu tanımlamanın: “Tıkır tıkır işleyen ve her yerden sayılar atabilen, en iyi savunmayı bireysel ya da zon yapabilen bir takım”mış bizim Tanjevic’in takımı. Anlayan beri gelsin...

Derin bir nefes alıp yeniden düşündük. Yanılıyor muyduk acaba? Bu takım, bize göre, bu düzeydeki görevini başarıyla yerine getirmiş iyi bir kadroydu. Alkışladık... Bu takım maçların koptuğu dakikalarda göze hoş gelen basketbolu sergilemiş, basketbolseverlerin gönlünü kazanmıştı. Katıldık sevinç tablosuna; alkışladık... Bu takımın kimyası tutmuş, arkadaşlık havası sahaya yansımıştı. Savaşıyorlardı. Uyumluydular. Beğendik... Daha bir sürü iyi şey yazılabilirdi bu takım için ama inanın bize, “12 Süper Adam” yoktu şu 5 maçta...

Hep böyle yapıyoruz: Önce onları göklere çıkarıyor, sonra en küçük aksaklıkta yere çakıyoruz hepsini. Yıllardır sürdürüyoruz bu oyunu: Uçur, çak! Ne kadar yükseğe çıkartırsan o kadar iyi (!): Önce uçur sonra yere çak! “12 Süper Adam”mış... Hıh!

Basketbol yazacaksan Kanat Atkaya gibi bir şeyler yaz Hıncal Abi! Girme işin derinliklerine. “İçeriden sayı, dışarıdan sayı, uzuna sayı attırma yöntemleri, üçlük, ikilik..” Bırak bu işleri. Üstelik yaş da ilerledi biraz galiba. “Ben de oynasam ben de 3’lük atarım” muhabbetlerine girmişsin. Bak abiciğim! Sana bir tüyo vereyim: Biz sporcu eskileri arasında en çok ‘ti’ye alınan durum budur. “Ufak at” derler adama... Ha! Eğer çok merak ediyorsan söyleyeyim. Bırak sayı yapmayı, üçlük çizgisi dışından baskı altındayken sen o topu potaya ancak “İstop” diye bağırarak atabilirsin. Sırtın dönük, kalça geride ve olabildiğince havaya.

Hooop! İstop!

e-posta:info6basketdergisi.com