Haydi sana güle güle sevgili Trabzonspor’um! Basketbol birinci liginde yerin yok senin... Böyle düşük bir bütçeyle, Halil Üner gibi komplo teorisyeni bir koçla ve ona inanıp abuk sabuk demeçler veren acemi bir yöneticiyle yola devam edersen olacağı budur: Küme düşeceksin! Planın yok, programın yok, paran yok! “Dördüncü büyük”lük böyle mi olur? Düş, git, olsun bitsin... Ah! Giderken Üner’i de al da git çünkü o da yakışmıyor bu lige. “Şapkadan tavşan çıkarırım” sloganıyla Trabzon’a gelen Üner hiç değişmemiş: Basketbolu iyi bilir ama... Şapkasında yalnızca tavşan yoktur onun. Bazen pis kokması da bu nedenledir o sihirli şapkanın. İşler kötü gidince elini atar oraya ve... Yerse! Yemiş birileri! Galatasaray M.P’nin Antalya yenilgisi için “çete mete” demeçleri patlatmış. Neymiş? “Menajerler tezgâhı ile Galatasaray M.P, Antalya maçını yitirmiş ve Trabzon’u küme düşme potasında bırakmış...” Yuh! Normal ligi birinci bitirme şansını yitirme pahasına Antalya’ya kıyak yapacak birileri varsa bu sporun içerisinde, biz hiçbir şey bilmiyoruz demektir. Ya da... Bugünkü şike yasası çerçevesinde suç sayılacak böylesi bir girişimde bulunacak birileri hâlâ varsa ortalıkta; “yuh” yetmez “çüş” derim ben onlara! Ancaaak... Ortalıkta fol yok yumurta yokken, yalnızca başarısızlıklarına kılıf aramak için komplo teorileri üretenleri ve onlara inanıp “şike - çete” demeçleri verenleri uyarmak isterim: Devir değişti beyler! Artık ağzınızdan çıkanı kulağınız duyacak. Yasaya göre suç sayılan bir eylemin (şike) varlığını iddia ediyorsanız, bir gün yargı önünde bunun hesabını vermek zorunda kalabilirsiniz. Benden uyarması! Gelelim Trabzonspor’a! Gönlümüzden düşürdük seni “spor şehri”nin sevgili basketbol takımı ama inanın bize içimiz kan ağlıyor. Eğer dağ fare doğurmasaydı, başımızın üzerinde yerin vardı ama bu tablo içinde gitmen, kalmandan daha iyi... Ve sen sevgili Yigit Mehmet Alp! Sen daha yenisin galiba bu işlerde. Benden sana tavsiye: Üner’in basketbol bilgisine inan ama söylediği her şeye inanma. Komplo teorilerini üzerine sazan gibi atlamadan önce sor bakalım koçuna: Neden size yüz binlerce dolara mal olan iki yeni transferinizden hiç yararlanmamış? Ve... Neden aldırmış onları size? Bak beyim! Basketbolun içinde her şey vardır. Zayıf güçlüyü yenebilir. Olur böyle şeyler... Sorarım size: Siz hiç mi sürpriz galibiyet almadınız bu sezon? Ne yani? Şike mi vardı o maçlarda? Örneğin... Birkaç hafta önce siz, son topta elinizden kaçırdığınız Banvit’i yenmiş olsaydınız, Banvit size “yatmış” mı olacaktı? Ben yanıtlayayım: O zaman öküz altında buzağı arayacak, koçunuzun size anlattığı “şapkadan tavşan çıkardım” hikâyelerini dostlarınıza satacaktınız. Ya şimdi? “Eski sponsorum, menajerler, çeteler cart curt...” diyorsunuz. Ayıp beyim ayıp! Lekelemeyin basketbolu. Siz lig üçüncüsüne kök söktürürken iş “sihirbazlık” oluyor da çok büyük bir yüzdeyle şut sokan Antalya, lig birincisi Galatasaray’ı yenince neden “çetecilik” oluyormuş ben anlayamadım? Susun ve şerefinizle düşün. (Veya kalın fark etmez...) Ligin en dibine oturup dedikodu üretmek Trabzon’a yakışmıyor!

\n\n