Destansı Gerekçe Üzerine Yaşasın Ergenekon Notları

04 Nisan 2014 Cuma

16 bin 798 sayfalık Ergenekonname, sayfa sayısınca köşe yazısını hak edecek bir zenginlik içeriyor ve kendisi kadar uzun bir başlığı hak ediyor. “Kendisini Kuran İktidar Tarafından Ani Bir Hukuk Darbesi ile Defteri Dürülen Tarihi Bir Mahkemenin Hazin Serencamı”. Gerekçeli karardan satır başları : (Parantezi hak eden naçiz ve özel mütaalamızla birlikte.)
? Derin devlet” ile ilgili ilk kez bir yargı kararı verilmiştir. (Bunu tersi de doğrudur: “Derin yargı” ile ilgili ilk kez bir siyasi karar verilmiştir.)
? Örgüt üyeleri arasında sınırlı iletişim olduğu tespit edildi. (Ya iletişimin sınırsız olduğu tespit edilseydi, müebbet yerine daha müptezel cezalar mı verilecekti?)
? Ortaya çıkarılamayan hücreler için soruşturma devam etmeli. (Kapatılacak mahkemelere keşke son arzuları da sorulsaydı!)
? Örgütün bazı hücrelerine ulaşılamadığı görülmüştür. (Başbakan’ın “inlerini bulup gireceğiz” dediği hücreler bunlar olmasın sakın!)
? Uzmanlık alanlarına göre örgüte katkı sağlayan bir yapı var. (Demokrasi ve uygarlık uzmanlığa saygı demektir. Asıl suç, bu gerçeği görememektir!)
? Örgüt, harp okulu öğrencilerini Genelkurmay Başkanı aleyhine kışkırttı. (Kışkırtma suç ise, “Yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyorum” diyen Başbakan hakkında işlem yapmayan cumhuriyet savcıları için de bir işlem yapılmalıydı!)
? Azınlıklara karşı sistematik bir nefret söyleminin gerçekleştirildiği açıktır. (Aynı açık söylemin bizzat başbakan tarafından Kadıköy vapurundan inen kadınlardan, içki ‘zıkkımlananlara’ dek her kesime yöneldiği de açık değil midir?)
? Bugüne kadar yasama ve yürütmeye karşı işlenen suçlar cezasız kaldı.(Peki yasama ile yürütmenin yargıya ve halka karşı işlediği suçlar çok mu ‘cezalı’ kaldı?) ? Polisin aleyhte delil ürettiği iddiası doğrulanmadı. (Ama komşu Suriye için iktidarın aleyhte –hem de füzeli- delil ürettiği iddiası yalanlanmadı!)
? Bugüne kadar hesap sorulmaması örgütün gücünü ortaya koyar. (Pardon, bu örgüt Başbakan’ın 17 Aralık’tan beri diline doladığı ise bu örgüt için güçlü demek biraz propaganda suçuna girmiyor mu?)
? Ergenekon davası, demokratikleşme için katkı sağlayacaktır. (Bunu keşke Başbakan’ın kulağına fısıldasaydınız da mahkemenizi kapatmasaydı. Dava bittiği için ‘ileri demokrasi’nin sekteye uğraması çok hazin!)
? Her davada görülebilecek hatalar büyütüldü. (Bu dava ‘her dava’ değil ki. Öyle olsa 16 bin küsur sayfalık destan niye? Keşke o ‘hatalar’ın kastiliği yüzünden tek celsede beraat edebilecek 275 sanıktan ölenler, kanser olanlar ve hayatı karartılanlar için de iki laf edilseydi!)
? Türk ordusuna büyük bir bühtan -iftira- yapıldığı iddia edilmiş ve sanki Türkiye’de iç darbe olmamış gibi bir yaklaşım sergilenmiştir. (Bu bühtan lafı Demirel’indir. Asıl sözcük “kumpas”tır. Bu lafı da darbeye maruz kaldığına hükmedilen Başbakan’ın başadamı söylemiştir. Destansı gerekçede sergilenen gayri hukuki ve polemikçi performansı ile sayın mahkeme heyetinin havuz medyasında köşe yazarlığı yapabileceği de kanıtlamıştır!)

Ergenekonname
Org. İlker Başbuğ sevinçten uçuyor olmalı. Ergekonon mahkemesi 16 bin sayfalık kararı içinde, kendisi hakkındaki gerekçeyi de açıkladı:
- “Başbuğ, terörist değil. Terör suçlusudur!” Mahkeme, verdiği kararın neticede “üfürükten teyyare” olduğunu görüp son dakika torpili mi yaptı? Yoksa, ucu Cumhurbaşkanı ile Başbakan’a da dokunacağı için gerekçeyi “ince ayardan” mı geçirdi?! Keşke Başbakan’ın bir başka başdanışmanı çıksa da bunu açıklasa.
Mahkeme Başbuğ’a “terörist” deseydi ne olurdu?“Güvenlik tahkikatı” yapmadan, kendisini Genelkurmay Başkanlığı’na tayin eden Cumhurbaşkanı ve Başbakan da “görevi ihmal suçu” işlemiş sayılacaktı!
(Ve sicilleri bozulacağı için belki de 4 ay sonraki Çankaya yarışına katılmaları tartışmalı hale gelecekti!)
“Terörist”, terörü “meslek” edinenlerin adı.
“Terör suçu” ise bu işi, bir defalık yapanların eylemi!
26. Genelkurmay Başkanımız, çok şükür şeytana uyup “terörist” olmamış. Boş bulunup bir defalık “terör suçuna” bulaşmış. (Beşer dediğin bazen şaşar!)
Mahkeme yine de kendisini “müebbet”e mahkûm etti.
Başbuğ, ya şanına unvanına uygun davranıp da “teröristbaşı - bebek katili” falan olsaydı ne olacaktı Müebbetten daha ağır ceza yok!.
Ergenekonname’de bu davanın “üfürükten teyyare bir kumpas” çıkmasına ilişkin bir izahat da yok!

Vakit Nakittir Anıtı
M. Gökçek Ankara’yı buna benzer yapıtlarla bezedi.
TBMM’nin önüne dikilen bu “Altın Kol Saati Heykeli” de, 17 Aralık sürecinde ortaya çıkan saat aşkının simgesi adeta!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları