Milletsiz Kürdistan Yaratma Kumarı...

22 Kasım 2013 Cuma

Kumar haram ama barbut atıyor
Kızım lise son sınıfta. Milyonlarca yaşıtı gibi “iyi bir üniversite” hayali ve mücadelesiyle yaşıyor.

Hayatı dershanelerde, se-be-se’lerle, testlerle, sınavlarla geçti geçiyor..
Ve geçecek.
Tayyip Amcası’nın evlenen öğrenciye 10 bin lira kredisine tamah etmezse.. KPSS’den sayısız mülakata, onu daha onlarca sınav bekliyor.
Enayi baba, en iyi yuva
4 yaşına girdiğinde, “görmemişin kızı” misali, “en iyi yuva” diye tutturduk.
Üstüne başına dökmeden kendi başına yemeğini yiyebiliyor;
Bir iki tutukluk yapsa da, 1’den 100’e kadar hatasız sayabiliyor;
Teklemeden “mini mini bir kuştu!” dahil, 4 tane çocuk şarkısını ezbere söylüyordu.
Sözde “en iyi yuva” yı bulmuştuk.
Ama “Biz sınavla alırız!” dediler.
-Sınav mı?
-Evet bir tür test!
-Ama bu daha 4 yaşında!
-Beis yok. Çoğu o yaşta.
-Dershaneye falan da hiç gitmedi.
-Zarar yok. Biz zaten, bilgi ve zekâ ölçüyoruz.
-Yani ailesinin bilgisi ve zekâsını!
-Estağfurullah!
Ara renkli sınav
Kızı, sınav odasına tek başına almak istediler. O yanında bizi de istedi.
Kabul emediler. Bu “en iyi yuva”nın kurallarına aykırıydı.
Sonunda, buzlucamlı bölmenin arkasından oturma formülüne kız da okul da razı oldu.
Sınav başladı.
Üç tane çiçek, beş tane meyve adı söylettiler.
Oturduğu semtin, kentin adını sordular.
Renkleri gösterip saydırdılar. Hepsini bilince ara renklere, turuncuya, firuzeye geçtiler.
Baba refleksiyle, ağzımdan dökülen “O-ha!” yı, “Ö-höö” diye öksürerek örtmeye çalıştım.
Biraz sonra sonuç açıklandı.
Sınavı orta ile başarmıştı.
- Orta?
- “Firuze”yi bilemedi..“Camgöbeği” dese de olurdu?
Bendeniz “O ne ya?” deyince..
Annesi araya girdi:
“Turkuvaz !”
Cemaate ana muhalefet muamelesi!
Kızımızın, dershaneye gitmeden kazandığı ilk ve son okul ve benim de aldığım en ağır ders bu oldu.
4 yaşından sonraki hayatı, milyonlarca Türk (pardon artı Kürdistan) çocuğu gibi iyi bir okula girme hayali ve mücadelesi ile geçti.
Bu mücadele giderek daha da zorlu bir hal alıyordu.
Aynı hayal ile mücadeleye yönelen “rakip” sayısı milyonları aşıyordu.
Her ders yılı o yıl doğan 1 milyondan fazla bebek ve daha önce doğmuş olan milyonlarcası okul kapılarına dayanıyordu.
Hepsinin ana babası da “iyi okul” peşindeydi.
İyi okul ise ancak “dershane” ile mümkündü.
Bu “gerçeği” ilk gören ve icraata geçen, hükümetlerden çok önce Fethullah Gülen oldu. (Adına “Hizmet” demesi boşuna değil!)
Gelecek kuşaklara, kadrolara ve dolayısıyla ülkeye hükmetmenin en sağlam yolu dershane - okul - yurt üçgeni oluşturmak ve bunları yönetmekti.
AKP “kökümüz aynı” diyerek ya da “Müslümanın malı ortaktır!” düşüncesiyle buna ses çıkarmadı.
Daha güçlü olasılık da şu:
“Nasıl olsa iktidar dümeni elimizde. Her şeye kadiriz. Bir günde 4 artılı yasa çıkarır, 5 yaşında çocukları bile okullara süreriz. 40 yıllık liselerin tabelasını söker, imam hatip okulu yaparız. Fatih Sultan Mehmet’ten kalma tersaneyi kapattık. Fethullah Hocafendi’nin dershanelerini mi kapatamayacağız!”
Nitekim Başbakan, önceki gece seçilmiş gazeteciler üzerinden TV’de kestirip attı.
“Kapatıyoruz!”
Bendeniz gibi “iyi okul” derdindeki milyonlarca muhalif veli de açmaza düştü.
“Kapansın!” dersen Tayyipçisin!.
“Kapanmasın!” dersen Fethullahçı!
Tam bir iki ucu da tutulamaz değnek pozisyonu.
Rastlantıya bakar mısınız?
Aynı “değnek” “Kürdistan” tartışması için de söz konusu.
- Kürdistan dersen, hem Kürtçü hem Tayyipçisin
- Demezsen hem ulusalcı hem faşist!
İki ucu tutulamaz değnek!
Bu iktidar bu halkı açmaza sürüklemek için mi var?
Hem sınav sistemini sürdüreceksin.
Hem AVM açar gibi her gün paralı bir okul ve üniversite açacaksın.
Hem de dershaneleri kapatacaksın! Hem “Kürdistan” diyeceksin..
Hem de milletini inkâr edeceksin! Sınavlar sürdükçe...
Dershaneler kaçınılmaz!
“Kürdistan var!” diyorsan...
O Kürdistan’ın bir milleti olduğunu kabul edeceksin ve ettireceklerdir sana!

***

İslamiyet kumarı haram kılıyor.
Bu yüzden herhalde hayatı boyunca hiç kumar oynamamıştır..
Ama şimdi, hayatının kumarını oynuyor.
Yerel seçim kazanmak, partisinin oylarını korumak, Çankaya’ya çıkmak için Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kumar oynuyor.
Komşunun Kürt lideri ile iş tutmaya yöneliyor.
PKK’ye, Öcalan’a ve BDP’ye bile kazık atıyor.
Büyük umutlar beslenen “çözüm süreci”ni çıkmaza sokuyor.
Hayatlar üzerine hayatının kumarını oynuyor.
Kürdistan - dershaneler - halılar
Her zamanki gibi yapıyor. Perdeleme yapıyor. Gündemi “dershaneler” ile değiştirmek istiyor.
Dünyanın her yerinde genel kabul görmüş yüzlerce yılın protokol rengi kırmızı halıları değiştiriyor.
Artık yürüyeceği halının rengi “Turkuvaz!” (Niye? “Az” diyerek Kürtleri mutlu etmek için mi?)
Halı rengi değişikliğini, dershaneler gibi tam da “Kürdistan” açıklamasından sonra yapıyor..
Belki de Kasımpaşalı raconuyla iskemle tekmeler gibi..
Altındaki halıyı kendisi çekiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları