Şeytan Karizmanın Neresinde?

18 Şubat 2014 Salı

Karizma kolay elde edilmiyor.
Bu uğurda Mersin’de sokak ortasında, dert yanan bir vatandaşı, “Ananı da al git!” ve “Artistlik yapma lan!” diye azarlamıştı
Karizma biraz da artistlik gerektiriyor.
Önüne çıkarılan ata, arkada kameralar var diye, anında ve yarı resmi kıyafetle binmeye kalkması artistlik ile karizmayı karıştırmasından.
İlk çiziği o gün aldı.

***

Kurtlar Vadisi’nin ünlü senaristi Ömer Lütfi Mete, henüz havuza düşmemiş olan Sabah’ta ertesi gün şöyle yazdı:
“Karizma israfına artık son ver! Hem ibadet ehli ol, hem de karizma müsrifi. Aynı anda Allah’ı ve Şeytan’ı memnun eden bir çizgi yok!” (1 Ağustos 2003)
Olayın üzerinden nerdeyse 11 yıl geçti.
Bu arada Ö.L. Mete vefat etti.
O kişilik sahibi atın da öldüğü (?) açıklandı.
Atseverler çekindi elbet; ama CHP nedense otopsi istemedi!
O günden sonra değil ata binmek, faytondan bile uzak durdu. (Motorlu aracın yasak olduğu Büyükada’ya bile geçen yıl çıkartma gemisi ile taşıttığı zırhlı makam aracı ile geldi. İyi mi?!)
Uzatmayalım.
Karizma rüzgârına kapılmış tam gaz ve dörtnala gidiyor.
İnanmış ve gerçek bir muhafazakâr olarak bilinen merhum Mete’nin uyarısını hatırlamanın zamanıdır:
“Karizma müsrifi olanla felek uğraşır!”
Felek kim?
Fethullah Gülen...
Gezici gençler..
Derin Washington...
Yoksa İsrail mi?
Felek kim?
Hiçbiri veya mutsuz, işsiz ve umutsuz bıraktığın milyonlar dahil, hepsi!

Tutulmamış Yargıçlar Adına Bir Not!
Bu ülkede kimsenin tutmadığı, ancak hukuk ve adaletin özü olan kavramların tutabildiği yargıçlar da var elbette!
İşte onlardan biri, adıyla sanıyla...
“Ben de bunlardan birisiyim!” diyor.
Avukat Tutma Hâkim Tut- Notlar’ınızı okudum. Yargıç ve savcıların iktidarın ya da cemaatin tuttuğu saptamanızın doğru olmadığını düşünüyorum.
Beni tutanlar farklı:
- Beni ‘hukukun üstünlüğü’, ‘adil yargılanma hakkı’, ‘masumiyet karinesi’ bazen ‘mahkemeye başvurma hakkı’, ‘kanun önünde eşitlik ilkesi’, ‘örgütlenme özgürlüğü’, ‘düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü’, ‘hukuki güvenlik ilkesi’, ‘isnattan aklanma hakkı’, bazen de ‘suç ve cezaların kanuniliği ilkesi’ tutuyor.
Saygılarımla.”

M.Önder Tekin (Yıllardır Danıştay’da yargıçlık yapmaya çalışan bir TC vatandaşı)

Yatanın da Dostu Olmuyor
Eski İçişleri Bakanımız belli ki İngilizce düşünüp Türkçe konuşmuş.
Telefon tapelerinde yakalanmaktan korkan Sarraf’a “over my dead body- ölümü çiğnerlerse ancak” anlamında “Önüne yatarım!” demiş.
Elbette birçok yoruma yol açtı.
Önüne yatmak önemli. Ancak hangi pozisyonda yatılacağı daha da önemli.
Sırtüstü yatılacaksa haber değeri yok.
Ama yine de bazı gazeteler manşete çektiler.

Bilal Daldı mı Bostana?
Başka “paralel yapı”lar da var.
- TBMM’nin kent ölçeğindeki paralel yapısı da İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi.
AKP, TBMM’de uyguladığı hukuksuzluğu (çoğu zaman da soygunu)
İstanbul Meclisi’nde de
yapıyor.
İktidar elinde diye bildiğini okuyor. İstanbul’un parsel parsel soyulmasının altyapısını hazırlıyor. CHP tıpkı TBMM’de olduğu gibi önlemek için önerge veriyor, soru soruyor.
Nafile. İmam bildiğini okuyor.
Buranın imamı da Kadir Topbaş.
CHP’li üyeler Hakkı Sağlam ve Serdar Bayraktar belediye meclisinde önerge ile soruyor:
- “200 dönümlük Topkapı Yedikule bostanları, Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın başkanı olduğu TÜRGEV Vakfı’na mı, yoksa başka bir vakfa mı tahsis edildi?
Tayyip Bey, TBMM’de soru önergelerini hep yanıtsız bırakıyor.
Kadir Topbaş da belediye meclisinde onun gibi. Ya yanıt vermiyor, ya da kem küm...
Lidere körü körüne bağlı olduğunu göstermenin başka yolu olmalı!
Yine de umalım ki yanıt Topbaş adına, Başbelediye Başkanı Tayyip Bey’den gelsin:
“Ailemle uğraşmayın!” desin.
Biz de ona desek ki...
“Ailen de ülkenin en değerli arazileriyle uğraşmasa... Hiç değilse bu defa, çıtır çıtır marullarıyla ünlü yüzlerce yıllık yemyeşil bostanlara dalmasa!..”

Fermuar
Gezi Parkı, iktidarın kendi eliyle kendi başına sardığı bir bela.
Haftada 3 gün kapalı.
4. gün açık...
7 saat açıksa 8. saat kapalı.
Sabah açık, öğleyin açık; öğleyin kapalı, geceleyin açık...
Çılgın projelere yenisini eklemenin zamanı!
Japonlara, uzaktan kumandalı ve ipli dev bir fermuar sistemi sipariş edilmeli.
İpin ucu da Tayyip Bey’e verilmeli.
Tespih veya fesuphanallah çeker gibi...
Açsın kapasın!

Gulu Gulu  
Başbakan tehdit ediyor: “Medya attığı manşetlerde boğulacak!”
Manşetin boğması çok gerçeküstü! Ama “havuz” işi Yüce Divan’a düşünce boğulmak kaçınılmaz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları