Tarihi Değil Geleceği Tüketmek

16 Kasım 2012 Cuma

Artık iyice belli oldu ki her kavrama, her kuruma, her şeye Taksim Meydanı muamelesi yapmak...Sıfırlamak bu iktidar için hem ticari hem siyasi rantın tek yolu.

\n

Eksiği gediği de ola, bu ülkenin neredeyse bir buçuk yüzyıla varan bir parlamento deneyimi var.

\n

Meclis deneyimi birçok ülkeden çok daha eski, çok daha köklü. İlk Meclis 1876da kuruldu.

\n

İkincisi, (Meclisi Mebusan) 1908de açıldı.

\n

Bugünkü Meclis de, 1920de çalışmaya başladığına göre pek az ülkenin sahip olduğu bir parlamento deneyimiz var. Bunu sıfırlamak için çok tehlikeli ve riskli. Denebilir. Ama tersi de doğru.

\n

Muhtar bile olamazdenilen bir siyasetçiyi tek adam yapan.. On yıldan beri de ülkeyi tek başına yönetmesine olanak tanıyan bu parlamenter sistem değil mi?

\n

Bir başka siyasi partinin iktidara gelmesini beklemeden bu sistem değişiyor.

\n

Bu değişim, belki görünmeyen bin türlü hayırlara vesile olabilir.

\n

Yerine işporta usulü de olsa. Türkiye tipi bir başkanlık sistemigelmesi.

\n

Altının üstünden daha iyi olması ihtimali de vardır.

\n

Bizzat olayın başkahramanı on yılda ortaya çıkardığı bu tabloyu kendisi değiştirmek istiyor. Belki bundan daha az kötü olacaktır. Elbet tersi de mümkün. Ne derlerdi? Güneşin doğmasına en yakın an karanlığın en yoğun olduğu dakikalardır.

\n

\n

İpsiz Sapsız Değil

\n

\n

Başbakan Amerikada da idam var diyor. Bir CUMOK da diyor ki: Amerikada erkek erkeğe, kadın kadına evlilik de var!

\n

Başbakan diyor ki: Sultan Fatih, 23 yaşında İstanbulu fethetmişti. Gençlerimiz niye 18inde milletvekili olamasın? Bir CUMOK da diyor ki: Fatih, devletin bekası için kardeşler öldürülebilir!diye kanunname çıkartmıştı. Bir başka CUMOK da ekliyor: Allah muhafaza bu işini ucu Çankayanın bekasına kadar uzarsa ne olacak?

\n

***

\n

Çöldeki bedeviden, kutuptaki ayıdan, 18lik milletvekilinden, idam sehpalarından fayda umar hale gelmenin Ve giderek daha da sertleşmesinin, hırçınlaşmasının tek nedeni var: Her hafta, her ay yaptırılan... Ama hiçbirisi de açıklanmayan anketlerin, kamuoyu yoklamalarının hiç de parlak olmaması!

\n

Tünelin İki Ucu...

\n

Zamanın ruhu son yıllarda entelektüel dünyanın en popüler kavramı.

\n

Tayyip Erdoğan da dünya ve bölge ölçeğinde değil ama yerel ölçekte zamanın ruhunu en iyi okuyan siyasetçi ama nedense bir kez olsun bu kavramı kullanmadı, kullanmıyor.

\n

Nutuk yazarları belli ki bundan özenle kaçınıyor.Zaman ruhuna Fatiha okuduğu için herhalde!

\n

Hedef 2023 ten sonra

\n

Epeydir de Hedef 2071 diyor.

\n

Batılı gazeteciler 1. hedefin Cumhuriyeti sıfırlamak olduğunu gördü. Bu yüzden kendisine 2. Atatürk diyorlar.

\n

Ama Hedef 2071e bir mana veren olmadığı için henüz, 2. Alparslan diyen çıkmadı.

\n

Sahi Tayyip Beyin 2071deki hedef ne ola ki?

\n

Mebus Deneyimi

\n

Meclis Deneyimidir

\n

1911’de kurulan Hürriyet ve İtilaf Partisi önde gelenlerinden Konyalı Mehmet Zeynel Abidin Efendi, Osmanlı Meclisi Mebusan’ı için milletvekili olma ölçütlerini tek tek şöyle sıralamış:- Milletvekili, aday olacağı şehirde uzun sureli oturmuş ve yaşamış olmalı, halkın mizacını iyi bilmeli Devletin şan ve şerefini düşünmeyecek kadar cahil olmamalıdır.

\n

Hükümetin kanunsuz ve haksız işlerini söylemek hususunda kimseden korkup çekinmez, ölmekten bile kaçınmaz ve bu dünyada kimseye müdana etmemelidir. - Parayı görünce her şeye boyun eğecek kadar bağrı yufka ve parayı çok sevenlerden olmamalıdır.

\n

Memuriyetini muhafaza etmek ve başka bir menfaatini korumak için şuna buna yüzsuyu dökmüş (ağlamış), kendisine haksızlık edenlere göz kırpmış ve kendisi de (başkalarına haksızlık) etmiş olmamalıdır. - Rüşvet almış, para ile onun bunun hakkını satmış ve mahvetmişlerden olmamalıdır. - Halk içinde zulmü ve işkencesi olanlardan olmamalıdır. - İki sözlü, ikiyüzlü olan adamlar da milletvekili olamaz. (Bu bilgiler gazeteci Ali Akgül‘ün aktardığına göre Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi kataloğunda ‘9521/2’ sayıyla kayıtlı olan İslamiyet ve Meşrutiyet isimli eserde yer alıyor.)

\n

“Sınırsız ihtiras başarısızlığın son sığınağıdır”

\n

Oscar Wilde

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları