Bir zamanların efsane takımı G.Saray’ın kendine gelme yolunda işaretler gelmeye başladı. Ali Sami Yen Stadı’ndan değil ülkemizin bu çevrenin en gelişmiş ve en büyük stadına kavuşan Sarı-Kırmızılı kulüpte önce yönetim değişti. Doğrusu Adnan Polat kulüp için önemli adımlar atmıştı, özellikle diğer amatör dediğimiz dallarda başarılıydı. Ama ne yazık ki başarı futbolda alınan sonuçlarla değerlendiriliyor. Yeni başkan Ünal Aysal elini çabuk tuttu. Türk futbolunda önemli bir yeri olan, anadan doğma G.Saraylı Fatih Terim’le el sıkıştı. Terim, G.Saray’a üçüncü kez geliyor. Çekirge örneği kendileri de kabul eder ki, bu son sıçrayışı olacaktır. Ne olursa olsun, gerçek bu; G.Saray, Fatih Terim’den daha üstün, faydalı bir teknik direktörü bulamazdı. G.Saray ancak eski başarılı günlerine, zirveye çıkışı Terim ile gerçekleştirecektir. Ancak bir önemli husus, Fatih Terim’in Sarı-Kırmızılı camiaya ikinci gelişinde 80’e yakın futbolcuyu deneyerek, ortalığı toz dumana boğduğunu unutmamalıyız.

Türk futbolunun Avrupa’da ve dünyada belli yerini koruması ve daha üst sıralara çıkması kendi öz evlatlarıyla gerçekleşecektir. Gerek teknik direktörlerde gerekse de oyuncularda yabancı hayranlığından vazgeçme zamanı gelip geçmiştir. Özellikle dilimizi bilmeyen yabancı sporculara Türk pasaportu verilerek, meydanlara sürerek alınacak sonuçlar saman alevinden öteye gitmeyecektir. Türkiyemiz tesis yönünden de zengindir. Avrupa’nın en genç nüfusuna da sahibiz. O halde unumuz var, yağımız da var. Kendimiz helva yapacak güçteyiz. Terim’li G.Saray’ın başarısı Türk sporunun başarısı olacaktır.