Bir tarafta, sezonun en tempolu, en baskılı, en savaşçı, kısaca kazanmak için son düdüğe kadar hep hücum oynayan takımı Fenerbahçe. En yakın rakibi Kasımpaşa’ya 8 puan fark atmış durumda. Diğer tarafta Akhisar ama ‘karaları’ bağlamış durumda. Oğuz sakat, Bilal sakatlanıp 15’te çıktı. Ya Sonko, 24’te ikinci sarıdan o da çıktı. Takım 10 kişi kalınca Hamza Hoca golcüsü Bruno’yu stopere çekti. Daha ne olsun be abi. Akhisar zaten kendi içinden dağıldı. Ayakta duran tek isim genç kaleci Evren oldu. O da ‘okyanusu geçip derede boğuldu.’ Emenike’nin golünde tecrübesizliğine kurban gitti. Kısa düşen kale vuruşu, Kuyt’ın orta sahadan ‘kafa ile asist’ yaparak lig tarihine geçişi ve Emenike’nin akıllı ve kolay plasesi... Sonrası zaten malum.
Fenerbahçe’nin sezon başı en büyük sıkıntısı kadro genişliği ve Ersun Hoca’nın oyuncu seçiminde zorlanacağı idi, ama kazın ayağı öyle değilmiş. Adam hemen her oyuncusuna eşit davranmaya gayret ederek, ‘ego’yu ortadan kaldırarak müthiş bir iş başardı. Zaten futbolu hep güzelleştirmeye yönelik oyun çerçevesine sokan anlayışı belki de Ersun Hoca’nın futbolcularını kendine bağladığı en önemli faktör sanırım. Kim sevmez ki bu oyunu. Sağ-sol beklerin bile rakip yarı alanda gole katkı için oynuyor. Emenike - Sow - Kuyt - Webo’dan üçü, bazen dördü sahada keyifle goller atıyor. Dün gece 3 silahşörler gollerini atarken Dartanyan penaltıyı Evren’e teslim etti.
Yalnız; dün gece Sow takıma göre daha bencil oynadı. Pas vermesi gereken yerlerde gereksiz ve amaçsız vuruşlar yaptı. Arkadaşları boşken bile.. Emenike onun tam tersi, hem attı hem attırdı. Maçın adamı olmayı da hak etti. Sahanın en zayıf halkası Alper oldu. Pısırık ve yaratıcılıktan uzak, sorumluluk almadan oynadığı futboluna Ersun Hoca 45 dakika dayanabildi. Hasan Ali’ye kulübe doğal olarak yaramamış, ama onun tam tersi yine kulübeden gelen Mehmet Topuz ve Bekir hep hazırlar. Hele Topuz, 11’i hak ediyor ama...
Sonuçta Fenerbahçe’de işler tıkırında gidiyor. Onu takip eden rakipleri daha kendi aralarında oynayacaklar. Puan farkları daha da açılabilir. Bu farklar ligin çetin geçecek ikinci yarısında, tabii ki ‘yol, su, elektrik’ olarak takıma nefes aldıracak.