Fenerbahçe öyle ya da böyle stresli, acılı bir gece de olsa istediğini aldıysa bunu önce Mehmet Topal’a sonra da Salih’e borçlu. Sakatlıktan dolayı değişim 34’te geldi ve o dakikaya kadar durumu idare etmeye çalışan F.Bahçe Salih ile futbol oynamaya başladı. 6-7 dakika sonra Sow’a bir pas attı. Senegal’li kaleciye takıldı. Plzen savunmadan hızlı çıkarken onları en can alıcı noktada durduran Salih oldu. Bunlarla da kalmadı karambolde rakibinin ayağından aldı golü yaptı. Peki abisi Volkan ne yaptı?

Ah be kardeşim. Ne güzel ilk yarıda golü bulmuşsunuz. 60’a kadar kontrol takımında. Bu konsantrasyon kaybı niye ki? Bu kadar ucuz gol yenir mi? Tıngır mıngır gitti top, hem de yakın köşeden. Ama maç boyunca kayıptaydın Volkan kardeşim. 2-3 tane boş topa çıkman, Bekir bir top verip adamı krize sokman, geri pasa kaleni terkedip kötü vurunca Rajtoral’a “Al da at” demen hep gecenin öne çıkanlarıydı senin adına. Yakışmadı sana.

Plzen futbolun gereklerini yerine getirip doğru oynamaya çalıştı ama dün gece ancak bu kadardı. ‘pehlivan’ Horvath hiç koşmadan metrekaresinde oynayarak takımı 2. antrenör olarak sahadan yönetti. Zaman zaman paslar atarak, zaman zaman da arkadaşlarına direktifler vererek.

Bu arada 61’de gol gelince F.Bahçe’nin stresli halinden de iyi yararlandılar, bir gol, bir de Limbersky’nin direkte patlayan topu diz boyu stres yaptı Fener’i. Aykut Hoca Topuz’u taze kuvvet alıp orta sahayı dinçleştirdikten sonra ortada bir oyun vardı bu da zaten tura yetti.

Ayrıca, tribünlerde 100 kadar seyirci nasıl vardı anlamadım. Hepsi de ayrı ayrı Aykut Kocaman’dı. Bekir’e önce sallayıp sonra aferin diyenler, 3-1’e eleniriz diyecek kadar bilgisizler daha neler neler. Neyse...

Gecenin kısa özeti 3 isimden geçti. Salih, Volkan ve ‘Pehlivan’ Horvath. Tebrikler çocuklar.