Kazanmak sadece kazanmak. Bu strateji ile 3 kulvarda sınırları zorlamak, Türkiye ve UEFA Avrupa Ligi’nde de yarıfinal, ligde liderin peşinde olmak her takımın harcı değildir.

Perşembenin gelişinden pazarın böyle olacağı belliydi. Lazio maçının yorgun kadrosu karşısında Eskişehir istediği gibi 45 dakika oynadı. Hem daha çok koştular hem de daha fazla gol pozisyonu buldular. Volkan dün gece özellikle ilkyarı sezonun en iyi görevini yaptı. Kurtardığı toplar yanında arkadaşlarını uyarması, oyunu zaman zaman çabuklaştırıcı, bazen de yavaşlatıcı aksiyonları ile maçın adamıydı bence. 3-4 maçtır üstüne koyarak ilerliyor. Lazio karşılaşmasının en çalışkanı Webo yorulmuş olsa gerek, ikili mücadeleleri kaybetti dün gece. İlkyarı mesafelerine bakınca F.Bahçe’de en uzun mesafe 5.7 km iken Eskişehir’de 3 orta saha, adam başı 6.3 km olduysa buradan anlayın yorgun F.Bahçe’yi.

İkinci yarı daha zor geçer derken araya sıkışan bir Baroni golü, yine işleri avantaja çeviriverdi. İyi mi oynadı Baroni? Hayır. Lazio maçında sahada yoktu. Aslında o maçta Caner de attığı gole kadar sahanın kötüsüydü. Baroni’nin dün geceki golü de onu öne çıkarıverdi. Topal hasta, serumla oynuyor, sağlam Salih kenarda ama ne desem ki. Aykut Hoca’nın bir bildiği vardır demek doğru olur. Çünkü takım yine mücadele ederek araya bir de gol sıkıştırıp maç kazandı. Yalnız Eskişehirli Alper‘i de yazmadan geçmeyelim. Tribünde “Bu çocuk bizde çok iş yapar” dedirtmek kolay değildir. Haydi hayırlısı!