O yollar çoktan ayrıldı bile

O yollar çoktan ayrıldı bile

22.09.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllık geleneksel New York Birleşmiş Milletler ziyaretleri vesilesiyle uçmadan önce verdiği demeçte Avrupa Birliği’ne (AB) çattı, “AB ile yolları ayırabiliriz” dedi.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) açıklamasından sonra cevabı zaten ne zamandır bekleniyordu. Geç bile kalmış sayılırdı.

AP Türkiye raporunda üyelik müzakere sürecinin sürmesinin anlamı kalmadığını açıklayan AB’yi, Erdoğan, “AB Türkiye’den kopmanın gayreti içerisindedir. Bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve gerekirse AB ile yolları ayırabilriz” diye yanıtlamış bulunmakta.

Şimdilik karşılıklı restleşmeye bakıp, yeni bir durumun doğduğunu düşünerek telaşlanmanın gereği yok. Daha doğrusu yol ayrımı yeni bir durum değildir.

Her iki taraf da yollarını çoktan ayırmışlardı. Aslında iki taraf da güya anlaştıkları sırada, bağdaşılması imkânsız koşullarda bir araya gelme kararını vermekle uzlaşmazlıklarını daha 2004 Aralık ayında cümle âleme ilan etmişlerdi.

***

2004 Ekim-Aralık ayındaki görüşmelerde, AB Türkiye’ye, serbest dolaşım hakkı tanımadan da tam üyelik görüşmelerinin yürütülebileceğini, Türkiye’nin bütün koşulları yerine getirmesi halinde bile, kalıcı derogasyonlar uygulayabileceğini, Türkiye’nin bütün koşulları yerine getirmesi halinde de üyelerin referanduma başvurabileceğini, böylelikle AB’nin başka üyelerine uygulamadığı şartlarla, bu işin yürütülebileceğini söylemekteydi.

Buna karşılık AB’nin bir demokrasi kulübü olduğu gerçeğini görmemekte direnen Türkiye, zaman içinde demokratik rejimin temel uygulamalarına sırt çevirerek AİHM’nin kararlarını tanımazlıktan gelebileceğini düşünmüş, yine zaman içinde ülkesini bir sığınmacı diyarı haline getirerek hem kendi ülkesini hem de Avrupa’yı tehlikeli bir mecraya sokmuştur.

İki tarafın da gizli koşulları, ortaklık yapma niyetleri olmadığını ortaya koyuyordu. Aslında AKP yalnız müzakere sürecini sürdürerek Türkiye’deki dengeleri ülkenin yeni ve kendi emellerine yönelik yapılanmasına yarayacak ortama uydurmayı istiyordu.

AB de koşulları herkese olduğu biçimde eşit uygulamaya yanaşmıyor ve üyeliğe kapıyı açmakta direniyordu. AB açısından Türkiye, Avrupa ile eşit koşullarda ortak bir Türkiye değildi. Avrupa’nın yakın denetiminde olan ama AB’nin bütün üyeleri ile eşit olmayan bir Türkiye isteniyordu.

İki tarafın da birbirlerini özde değil, sözde istedikleri böyle bir ortamda, bu işin iki tarafça da istenmeyeceği açıktı. Nitekim öyle de oldu. Söz konusu olan, ikisi de aslında birbirlerini istemeyen ortaklardı. Ortakların ikisi de birbirlerini istemeyince uzlaşmazlık da anlaşmak da güç olmuyordu.

Artık Türkiye ile AB, birbirlerine karşı daha dürüst davranıyorlar ama çifte istemezliğe dayanan bir işbirliği yerine yeni bir partnerlik daha yararlı olacaktır. Bu özel ortaklık ikisi için de daha uygun olabilir.

Avrupa kendi göçmen sorununu Türkiye sırtından çözmekte ısrarlı olduğuna göre, bu özel ortaklık statüsü ona daha da uygun gelecektir. Göçmen sorununu Türkiye’nin sırtından çözmeyi hesaplayan Avrupa’nın nasıl, eli Ankara’ya muhtaç ise Türkiye’nin eli de Avrupa’ya muhtaçtır.

O bakımdan Türkiye de daha dobra bir formülü benimseyebilir.

Açıkçası böylesi her iki taraf için de daha iyi olacaktır.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023