Arif Kızılyalın

Bakanlar, damatlar ve...

11 Şubat 2020 Salı

Bir önceki haftanın gündemini, Bakanların, milletvekillerinin, yerel siyasetçilerin spora, özellikle futbola müdahale ettiği iddiaları meşgul etmişti.

Özellikle de Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Trabzonspor maçlarını “fanatik taraftar” görüntüsüyle izlemesi, Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’ın, “Bu sezon şampiyon olacağız..” demeci ile AKP Trabzon milletvekillerinin, şampiyonluk meşalesini  yakışı gündeme damgasını vurmuştu.

Belki örgün medya konuyu - ulvi menfaatler adına -  fazla kurcalayamamış, ama Twitter başta olmak üzere sosyal medya video görüntüleriyle, resimlerle  “Futbol-Siyaset” ilişkisini gündemde tutmuştu günler boyu..

Konu da doğal olarak TFF Başkanı’nın 250 günlük icraatını anlattığı Riva toplantısında gündeme geldi. “Futbol-Siyaset” ilişkisi sorulduğunda Federasyon Başkanı Nihat Özdemir, net bir tavırla, “Biz varken..” diye başladığı cümle ile siyasetin futbola giremeyeceğini söyledi. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kulüp başkanı ve federasyon yöneticilerine, “Ne bana gelin ne başka bir siyasetçiye gidin. Sorununuzu kendi aranızda halledin..” dediğini söyledi.

Peki gerçekten öyle miydi, siyaset futbola ama isteyerek, ama istemeyerek etki etmiyor muydu?

Fenerbahçe’nin Alanyaspor ile berabere kaldığı maç sonrası, Semih Özsoy’un, Başkan Ali Koç’un, hatta teknik direktör Ersun Yanal’ın üstü kapalı söylemlerine bakılırsa, durum Nihat Özdemir’in söylediği gibi değil.

Elbette koca koca bakanların, milletvekillerinin, yerel politikacının, futbolu yönetenlere, “Şu takımı kolla..” direktifi vermesi düşünülemez bile, ama siz, tüm Türkiye’yi yöneten pozisyonlardaysanız, hele Bakansanız sıradan bir taraftar gibi davranamaz, TV mikrofonu uzatıldığında, aklınıza geleni söyleyemezsiniz.

Ha, “Kime ne.. İstediğimi yaparım, istediğimi de söylerim” diyebilirsiniz. İşte o zaman, ilk maçta Fenerbahçe tribünlerinin, “Damat istifa..” sloganlarıyla muhatap olursunuz. Ayrıca bugün tribünlerde ses bulan bu slogan yarın sokaklarda meydanlarda da tekrarlanır. Bizden uyarması; bilirsiniz ki sosyologlar futbolu tanımlarken, “Stadyumlar sokağın aynasıdır..” demiş.

O yüzden, hangi takımı tutarsanız tutun eğer camialarınıza zarar vermek istemiyorsanız, ölçüyü kaçırmayın değerli siyasetçi arkadaşlar! 

***

Gelelim geçen haftanın kaotik konularına;  Fenerbahçe doğal olarak öfkeli. Keza Sivasspor da yangın yeri gibi eksi 10 derelik hava sıcaklığına karşın. Fenerbahçe diyor ki “Kara bir cumartesiydi... Fragmanı saat 17.00’deki maçta başladı, bizim maçla devam etti..”

Bu fragman benzetmesini Asbaşkan Semih Özsoy yaptı. Alanyaspor maçının sonlarında verilmeyen penaltılarını, Altay’ın kurtardığı penaltıdaki tekrar kararını, aynı günün bir önceki maçı Gençlerbirliği-Trabzonspor karşılaşmasındaki hakem yönetimi ile örtüştürüyordu Özsoy. Demek istiyordu ki “Ey TFF, ey MHK, ey VAR odası, sen Trabzonspor’un Gençlerbirliği maçında penaltısını verebilmek için dakikalarca pozisyonu inceliyorsun, benim son dakikadaki net penaltımda VAR odasına bile başvurmuyorsun..” Semih Özsoy haklıdır, haksızdır bilemem, ama ortada bir adaletsizlik olduğu kesin. 

Adaletsizlik demişken, Sivasspor’un da hakkı yendi bu hafta. Penaltıları güme gitti. İsyan ettikleri konu Clichy’nin, topu koltuğunun altına alıp kornere taşıdığı pozisyondu. Halis Özkahya, VAR’a bile gitmedi, VAR’dan da uyarı - sanırım - gelmedi. Eğer Özkahya o pozisyonu tekrar izlese penaltıyı verirdi. Çünkü Başakşehirli oyuncu, maşallah pazardan aldığı karpuzu eve götürür havasındaydı. Peki Sivasspor’un penaltısı verilmedi de ne oldu? 

Ne mi oldu? Liderlikleri gitti, eğer erteleme maçında Trabzonspor Malatyaspor’u yenerse.

Görüldüğü üzere, insanlar isyan etmekte haklı. Ülkeyi yönetenler, bakanlar, “damatlar” iş bu deni kızışmışken futboldan biraz uzak durmalı. Hele hele durumdan vaziyet çıkartma huyu bu kadar modayken güzel Türkiye’mde..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sadece 3 puan değil 6 Ekim 2024
Yönetim faturası 5 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları