2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları, koronavirüs salgını nedeniyle 1 yıl sonraya bırakıldı Nisan ayının ilk haftasında. Aslında geç alınan bir karardı. Japonya'ya bir kuş uçumu mesafelik komşusu Çin'de başlayıp, önce Avrupa, ardından da Amerika'yı vuran koronavirüs mecbur kılıyordu Japon Hükümeti'ni. Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC'nin tamamen duygusal tavrına karşın, ev sahibi 'erteledik' dedi. 12 Milyar dolarlık tesis yatırımı, tanıtım, hazırlık, ön satış hazırlığındaki milyonlarca müsabaka bileti rafa kalktı.

Açıklanan tarih, tam 1 yıl sonra; 23 Temmuz - 8 Ağustos 2021.

Daha doğrusu, işler iyi gider, salgın Çin başta olmak üzere ikinci kez 'kafa kaldırmaz ve Dünya Sağlık Örgütü startı verirse seneye buluşacağız Tokyo'da.

Bu madalyonun ön yüzü; arka taraf ise sisli, puslu, belirsiz.

Çünkü, stratejist ve ekonomistler, insanlığın artık kolay kolay, bir yerden öteki yere; hele binlerce kilometre ötesine 2020 öncesindeki gibi gönül rahatlığı ile gideceğine inanmıyor, hele 1 yıl sonra ekonomik-sağlık-sosyal şartların ne durumda olacağını öngören yok.  Oyunları sportif bir etkinlik değil de endüstriyel bir buluşma olarak yorumlayan Brian Martin,1896'da başlayan modern olimpiyatların geleceğini çok parlak görmüyor. Martin'e göre, "Milliyetçilik-Ticari öncelik-Rekabet-Yüksek Bahis-Erkek Egemenliği-Irkçılık-Şiddet-Ünlülük-Teknolojik Yoğunlaşma-Seyircilik ve Hükümet Baskısı"  5 halkayı kopartabilir. Daha doğrusu olimpiyat oyunları, şekil değiştirebilir, hele Japonya'nın uğradığı milyarlarca dolarlık zarar düşünülürse!

Dünya ve Avrupa şampiyonu (57 kilo) güreşçi  Ahmet Ak'ın, "Dünden Bugüne Olimpiyatlar" adlı kitabının son bölümündeki bu alıntı metin, sanırım olimpiyatların geleceğine ilişin önemli bir saptama. Belki de iyi olur, modern olimpiyatların, 'daha modern' hale getirilmesi. Çünkü geriye dönüp baktığımızda 1896 sonrası 2016 Rio'ya kadar oyunlara 166796 sporcu katılmış, Bir o kadar da antrenör, yönetici, gazeteci. Ve ne yazık ki olimpik sporcuların 121.388'ini erkek, sadece 45.408'i  kadın. Gönül ister ki erkek erkil yapı, modernize edilir, tam eşitlik sağlanır, ticari kaygılardan ziyade, amatör ruh ortaya çıkar, oyunlar üzerine  dönen hatır gönül işleri son bulur! Mazallah, İstanbul'la Tokyo'nun çekiştiği ev sahipliği yarışını anımsıyorum da, Tanrı korumuş İstanbul’u! Japonya gibi güçlü bir ekonominin telafi etmekte zorlandığı olimpik yatırım, sadece dev kenti değil, ülkeyi batırırdı. (12 milyar dolar x 6.90 TL)

***

23 Nisan haftasındayız, bu yıl buruk kutlayacağız, çünkü  sokağa çıkıp çıkılmayacağı konusu tartışılırken, Kadıköy ve İzmit Belediyelerinin masumane bayram etkinliklerinin nasıl engellendiği ortadayken, insan 1-2 gün sonrası için bir şey söylemiyor. Elbette bu haftanın bir başka önemli günü de 25 Nisan; Mustafa Kemal Atatürk'ün, Arıburnu'nda, İngiliz-Anzak güçlerini durdurmak için, "Size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum.." diyerek vatan harcının çimentosunu emperyalistlerin boğazına döktüğü gün. 105 yıl geçmiş; ama güncel zamanda bile insanın tüylerini diken diken ediyor bu tarih!