Değişim rüzgârlarının sert estiği CHP’de kurultay takviminin ilk yaprağı geride kaldı geçen pazar. İlçe delegelerinin belirlendiği mahalle seçimleri kimi zaman sakin kimi zaman gergin geçerken gözler İstanbul’daydı. Üyeler, 39 ilçedeki 964 mahallede delegasyonu seçti. Yaz mevsimi nedeniyle katılım yüzde 50’lerin altında kaldı, birçok mahallede listeler yarıştı. Sultangazi, Beşiktaş gibi ilçelerde sandık sonucunu bir oy belirledi. Bir mahallede de seçim iptal oldu. Bazı parti emekçileri kılpayı delegelik şansını kaçırsa da il genelinde liyakat-emek-örgütlü çalışmanın sandıktan zaferle çıktığı görüldü. Anadolu yakasında iki, Avrupa yakasında üç ilçe hariç belediye başkanları, mahalle seçimlerine fazlaca hâkim olamadı. İl yönetimi için de aynı şey söylenebilir, çünkü mevcut yönetimin bazı başkan yardımcıları kendi mahallelerini kaybetti. 

Her anlamda değişim isteyen tarafla, parti geleneklerine sahip çıkıp “Değişim zaten var, yenilenme devam etmeli” diyenler arasında ise ilginç bir denge oluştu. Ancak CHP’deki asıl çekişme eylül ayı ortasındaki İstanbul kongresinde yaşanacak gibi. Ortaya atılan isimler de bu gerçeği ortaya koyuyor. Olası senaryolara gelirsek İstanbul örgütünün, Canan Kaftancıoğlu’nun siyasi yasağı nedeniyle İBB Meclis üyesi Selçuk Sarıyar’a sıcak baktığı söyleniyor. Değişim tarafında ise PM üyesi Onursal Adıgüzel’in ismi ön planda. Önceki il başkanı Cemal Canpolat, geçmiş dönem milletvekili Ali Şeker ve üç ilçe başkanının adları da örgüt binalarında yüksek sesle yankılanıyor.

Evet, İstanbul’da böyle parçalı bulutlu bir hava hâkim. Kim kazanır kim kaybeder bilinmez ama konuştuğum CHP’lilerin tamamına yakını, “Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun da Belediye Başkanımız İmamoğlu’nun da mahalledeki sade üyemizin de önceliği, 25 yıl sonra alınan İstanbul’u AKP’ye kaptırmamak olmalı” diyor ve ekliyor: “İlçe ve il kongreleri lütfen, ‘O gitsin, bu gelsine’ indirgenmesin, CHP sosyal medyadaki kısır çekişmeye meze yapılmasın...”

AVRASYA UCUZA GELİYOR

Anadolu yakasından Avrupa’ya geçişlerde kullanılan ve 53 TL’lik fiyatı nedeniyle de neredeyse unutulan Avrasya Tüneli son dönemde İstanbullulların kurtarıcısı oldu. Tünelin her iki girişinde de uzun kuyruklar var. Gerekçeyi sorduk, anlattılar: “Tünele 50 TL ödeyip 3-4 km’lik bir sürüşle Avrupa’ya geçiyorsunuz. Anadolu yakasının Ataşehir, Üsküdar, Kadıköy gibi ilçelerinden otomobille kıta değiştirmenin maliyeti ağır. Litresi 38 TL’lik benzin/mazot tüketimi (en az 2 litre) ile  8.5 TL’lik köprü geçiş  hesaplandığında en az 80-100 TL. O yüzden artık tünel lüks değil, ucuz!” Düşünsenize, Erdoğan’ın “Parası olan geçsin” dediği ve lüks diye tanımladığı Avrasya Tüneli, Türkiye’deki hiperenflasyon karşısında ucuz kalmış!

20 MİLYON TABANCA!

Esenyurt’taki cinayet Türkiye’nin bireysel silahlanma konusundaki defosunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Aslında yıllardır kanayan bir yaradır “tabanca sevdası”. Kimi kıyar paraya ruhsat alır, kimi avcılık belgesiyle edindiğini av silahının namlusunu kesip “şehir eşkiyalığı”na soyunur kimi de hapis cezasını göze alıp ruhsatsız tabanca bulundurur. Umut Vakfı’nın verilerine göre 2023’ün ilk yedi ayında 1938 silahlı şiddet olayı yaşandı, 1200 kişi öldü. Bu silahların 1187’si tabanca, 397’si uzun namlusu tüfekti. Polise göre 1 milyon kayıtlı silah var, ruhsatsız silah sayısı ise 20 milyon. Kabaca bir hesapla her dört kişiden birinin belinde ya da yastık altında “emanet” var! Ama kimsenin TCK’nin 13. maddesini işletip, kayıt dışı silaha işlem yaptığı yok!