Bağışlayabilir miyiz?
Sevgi Özel
Son Köşe Yazıları

Bağışlayabilir miyiz?

12.12.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Yaklaşık on yıl önce yine Cumhuriyet’te benzer başlıkla eğitim kural ve kurumlarındaki tersine akışı yazdığımda da kaygılıydım. Önce 8 yıllık kesintisiz eğitim bitirildi; çocuk ve gençlerin çoğunu okuldan uzaklaştıran 4+4+4’lük uygulama dayatıldı.

Öngörüsü yüksek devrimci Atatürk’ün örgütlediği laik eğitimle özgürce düşünerek tarihimizi, coğrafyamızı, tüm varsıllıklarımızı nesnel bakışla öğreneceköğretecek, eleştirel bakışla sorgulama, araştırma becerisi kazanacaktık. Evrensel ve ulusal değerleri aklın öncülüğündeki bilimsel-sanatsal verilerle harmanlayacak kuşaklar yetişecekti. 

1950’den başlayarak MEB’nin başına hangi partinin temsilcisi geçtiyse, eğitime partisinin dünya görüşünü kopyaladı. Üniversiteyi kara cüppeliler yeri sayan, halk isterse hilafetin döneceğini duyuran, “küçük Amerika” olacağımızı muştulayan, oturup kalkıp cumhuriyetin devrimleriyle hesaplaşanları ya anlamadık ya duymazdan geldik.

1960’lardan 2000’lere dek iktidardaki milliyetçi muhafazakâr koalisyonların ortakları, yaşamsal bütün değer ve alanlara milliyetçilik görüntülü muhafazakârlığı akıttılar. Eğitimöğretime din baskılı yamalar yapıldı. Yamalıbohçaya dönen eğitim, bu sistemi kurgulayan politikacıların işine yaradı. Uğur Mumcu 1970’lerde, “Türkiye’de çok partili hayat, yıllarca çıkar çevrelerinin kısır iç diyaloglarıyla zaman öldürdü. Bilim ışığı seçim sandıklarının karanlıklarında boğuldu. ‘Parayla sarığın ittifakı’ Türkiye’yi bugünkü olumsuz koşullara sürükledi. Bir düzen, ekonomik ilişkileri ve siyasal kurumlarıyla bir bütündür. Ya bu düzene karşı olunur ya da bu düzen savunulur. İkisinin arası idareyi maslahatçılıktır” diye yazmıştı.

Atatürk, “idareyimaslahatçılar” köklü devrim yapamazlar demişti; her işi günlük bireysel ya da partisel çıkara uydurma siyasası zamanla toplumun inanç ve köken ayrımını kaşıma yarışı oldu; doğallıkla el atılacak ilk alan eğitim kural ve kurumlarıydı. Çoğumuz imamları okullara taşıyan, cumhuriyetin yüzyıllık birikimini hiçleyen, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin gelişini yıllar önce görmüştük.

2025 kapı önünde...

Yazık ki laik eğitim de... Atandığına sevinemeyen öğretmen, “Ders kitaplarının çoğu, kitap görüntülü birer kâğıt tomarı... Benim gibi düşünen birçok öğretmen bunlara mahkûm” diyor. Gözleri dolarak ekliyor; “Çoğumuz ana babalarımızı büyüten öğretmenlerin yüzde biri kadar bilgili değiliz. Kimimiz bilgiyi nerede arayacağımızı bilmiyor, merak etmiyor, meslektaşlarımızdan bile korkuyoruz. Öğrencilerimiz mi? Sorma!

Sevgili öğretmenim adının, yerinin, kaç yaşa ne okuttuğunun bilinmesini istemiyor.

Öğretmeni umarsız, yalnız bırakanları bağışlayabilir miyiz? Öğretmen, bilimsel-sanatsal-çağdaş bilgiye nasıl ulaşacak? Yakın çevremiz yangın yeriyken yurttaş, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkemizi hangi eğitimle içselleştirecek? 

Yapay zekâ ciğerimizi okurken aklın ipinin kopararak bilimsel olanı, laik eğitimi yok sayanları, çocuklarımıza sıfır çektirenleri bağışlayabilir miyiz?

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sırasında eskimiş okulların bile kapatılmaması için savaş bütçesinden pay ayırarak kurduğu ilk bakanlıklardan biri MEB’dir. 1920’lerin MEB’si savaş sürerken ulusal eğitim için kolları sıvamıştı. Laik cumhuriyetin MEB’si, 1950’den sonra eğitimi ulusallıktan uzaklaştırmakta çok yol aldı; “ulusal”lık bugünkü bakanlığın salt adında kaldı. Özgür düşünce kısıtlanınca, boş inançlar eğitime yansıyınca neler olacağını kestirebiliyoruz.

Okulla camiyi eşleştirenlere... Doğruluk minarede kalmış, onun da içi eğri... 

Yazarın Son Yazıları

Gözlüye gizli yoktur...

Cumhuriyetin 102’nci yaşını, “Atatürk ilke inkılapları”nı yaşamıyla özdeşleştiren on binler kutladı.

Devamını Oku
27.11.2025
Atatürksüz olmaz!

Ulusun, çocuklarımızın Atatürk’ü sevmesini...

Devamını Oku
13.11.2025
Harf Devrimi 97 yaşında...

Ortak dilimiz Türkçe siyasal tartışmaların öznesi...

Devamını Oku
30.10.2025
Gerilim, gerginlik...

Kim gerilim içinde olmak, gerginlik yaratmak ister?

Devamını Oku
16.10.2025
Dünya bir, işin bin...

26 Eylül 1972’deki Dil Bayramını, Divanü Lûgatit-Türk’ün yazılışının 900. yıldönümünü dünyaca tanınmış 45 Türkbilimciyle kutlamıştık.

Devamını Oku
02.10.2025
MEB, 105 yaşında...

Bilip de bilmezden gelenlere...

Devamını Oku
18.09.2025
Eğitmeme sistemi...

Okulların açılacağı bugünlerde her alan savruluyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Karanlıkta boy veren, karanlıkta kalır...

Yakın geçmişte Atatürk’e sözle saldıran, baltayla anıtlarını kırmaya kalkışanlara...

Devamını Oku
21.08.2025
Hangi düşünce özgürlüğü?

Bu başlığı 2010’da kullanmış, birkaç ay önce benzer başlıkla ve kimbilir kaçıncı kez sormuştum.

Devamını Oku
07.08.2025
Ah kitap, vah eğitim...

Ay, kim bunlar, nerenin yandaşları... Niçin bas bas bağırıyorlar...

Devamını Oku
24.07.2025
Okuryazarlık...

Yazar kim, okur kim? “Okur” da “yazar” da aydınlanmaya ışık tutandır...

Devamını Oku
10.07.2025
Kitapsız dinlenceler

Yaz geldi. Dinlenmek, çalışanın çalışmayanın en temel hakkı...

Devamını Oku
26.06.2025
Yanaşma yandaş...

Elli yıldır siyasetçilerin, toplumun gözü önündekilerin kullandığı dili izliyorum.

Devamını Oku
12.06.2025
İktidar yenir mi, giyilir mi?

Öteden beri toplumbilimciler, aydınlar bilimsel yazıları söyleşileriyle özgür kürsülerde... Akla, bilime tutunanlar için belge bilgi kitaplar çuvallar dolusu...

Devamını Oku
29.05.2025
Canım öğretmenim...

Yetmişi yarıladım, onları hiç unutmadım.

Devamını Oku
15.05.2025
Dil kiri...

Dil kiri...

Devamını Oku
01.05.2025
Çocuklarımız...

Çocuklarımız...

Devamını Oku
17.04.2025
Bu bahar, başka bahar...

Bu bahar, başka bahar...

Devamını Oku
03.04.2025
Delikanlıyız!

Delikanlıyız!

Devamını Oku
20.03.2025
Kalem oynatmak...

Kalem oynatmak...

Devamını Oku
06.03.2025
Düşünce özgürlüğü mü?

Düşünce özgürlüğü mü?

Devamını Oku
20.02.2025
Dilim seni...

Dilim seni...

Devamını Oku
06.02.2025
Uğur Mumcu’yu dinleyelim...

Devlet çökertilince!

Devamını Oku
23.01.2025
Nâzım Hikmet 123 yaşında

Nâzım Hikmet 123 yaşında

Devamını Oku
09.01.2025
Bu yıl yenisi gelir mi?

Bu yıl yenisi gelir mi?

Devamını Oku
26.12.2024
Bağışlayabilir miyiz?

Bağışlayabilir miyiz?

Devamını Oku
12.12.2024
‘Kadim yalanlar...’

‘Kadim yalanlar...’

Devamını Oku
28.11.2024
Kötünün kötüsü...

Kötünün kötüsü...

Devamını Oku
14.11.2024
Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!

Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!

Devamını Oku
31.10.2024
İş işten geçmeden

İş işten geçmeden

Devamını Oku
17.10.2024
Dil Devrimi 92 yaşında

Dil Devrimi 92 yaşında

Devamını Oku
03.10.2024
Narinler, Sılalar...

Narinler, Sılalar...

Devamını Oku
19.09.2024
Bir kendimiz sevemedik

Bir kendimiz sevemedik

Devamını Oku
05.09.2024
Konuşmalıyız!

Konuşmalıyız!

Devamını Oku
22.08.2024
Düşünce özgürlüğü mü?

Düşünce özgürlüğü mü?

Devamını Oku
08.08.2024
Kuş uykusu bitti!

Kuş uykusu bitti!

Devamını Oku
25.07.2024
Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Devamını Oku
11.07.2024
Dilinizi eşekarısı...

Dilinizi eşekarısı...

Devamını Oku
27.06.2024
Tek sorun tabelalar mı?

Tek sorun tabelalar mı?

Devamını Oku
13.06.2024
Gençlerin ‘müfredat’ı

Gençlerin ‘müfredat’ı

Devamını Oku
30.05.2024