“Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporun icrasından ziyade ekonomisini önemsemiş olsa gerek, Spor Toto’nun başındayken kulüplerle iyi geçinen, öteki branşlara maddi kaynak yaratan Kasapoğlu’nu seçti. Elbette Kasapoğlu tercihinde, bu ismin akçeli skandallara karışmamış olması önem taşıyor.” 

Yaklaşık 5 yıl önce böyle yazmışız bakan Mehmet Kasapoğlu için. Ve şimdi Türk sporunda Kasapoğlu dönemi kapanıyor. İktidar, makam sadece hizmet değil test ortamlarıdır kişiler için. Arkanızda bırakacağınız izler sizi hayatınız boyunca takip eder. Kasapoğlu başladığı gibi bitiremedi iktidar sürecini. Bakan olduğunda onu Spor Toto Başkanlığı’ndan tanıyan neredeyse tüm federasyon başkanlarındaki olumlu hava 5 yıl sonra büyük bir kızgınlık ve kırgınlığa dönüştü, üstelik bu durum sadece federasyon başkanlarını kapsamıyor. Beraber yola çıktığı tüm bürokrasi yaka silkmiş durumda Kasapoğlu ve ekibinden. Nereden, nereye!

Ne oldu da özellikle son 2-3 senede Kasapoğlu böyle trajik bir değişim geçirdi? Alçakgönüllü teknokrat nasıl kibirli-sinirli siyasetçiye dönüşüp bakanlığında titanlaştı? Malum birilerine mi benzedi? Bunlar psikolojinin konusu bildiğimiz ise arkasında maddi ve manevi büyük bir enkaz bıraktığı.

Tarifeli uçaklarda seyahatlerin yerini aile işleri için kullanılan özel jetler alınca mı alışıyor insan çirkin siyasete? Ya da ihale verdiği kurumların patronları ile beraber ödül törenlerinde saatlerce pohpohlanmak mı bozuyor? Yoksa Saray’ın altın yumurtlayan (Spor Toto) tavuğu olmak mı? Peki kendi ev sahipliğinde yapılan bir ödül töreninde bu ülkenin gururu yüzlerce bedensel engelli sporcuyu umursamayıp yarım saatini ayıramazken, törenin yapıldığı AKM’den 300 metre uzaktaki TV kanalında canlı yayına çıkmak ve “Sporun sorunu futbol ve gösteriş odaklı gitmek” demek ne tür bir davranış bozukluğu? Oysa her makam, mevki bunlar geçici önemli olan bir hoş seda bırakabilmek bir de güler yüzler arkanızdan.

Geçen hafta Türk sporunun yeniden yapılanma sürecine girmesi gerektiğine dikkat çekmiştik. Çünkü, ülke insanının “adamcılık ve ranta dayalı tesisleşmeye” tahammülü yok. Konuyu CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Spor Kurulu Başkanı Kenan Nuhut’a sordum. “İktidara geldiğimizde” diyerek söze girdi ve devam etti: “Sporun spor insanlarınca yönetilmesi gerektiğine, bakanlığın ikiye ayrılmasının önemine dikkat çektik, dinletemedik. 14 Mayıs sonrası, Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçildiğinde yapısı değişecek bakanlıklardan biri de spor olmalı. Sporun yönetimine gelirsek, mevcut kadrolarla 2024 Paris Olimpiyatlarına gidilir, ardından federasyon seçimleriyle siyasallaşma biter, Türk sporu tesis, personel ve planlama ile de çağa ayak uydurur.” Daha önce GSGM’de genel müdür yardımcılığı ve Halter Federasyonu başkanlığı da yapan Nuhut’un dosyasında projeler var. Yazmaya kalksak sayfalar yetmez, olmazsa olmaz dediği 2 nokta liyakat ve özerklik.