Ayşe Emel Mesci

Tiyatro özgürleştirir

16 Ağustos 2021 Pazartesi

“Ayasluğ şehrinde pazar kurdular. / Yine kimin dostlar / yine kimin boynun vurdular?” 

Nâzım Hikmet’in “Şeyh Bedreddin Destanı”nda, “milletlerin ve mezheplerin kanunlarını iptal etmek” için yola düşen Bedreddin müridi Börklüce Mustafa’nın, Osmanlı’nın Ayasuluk Kalesi’nde boynunun vurulmasını anlatan bölüm bu dizelerle başlar. 

Ayasuluk ismi, kabrinin Ayasuluk/Selçuk’ta olduğuna inanılan Aziz Yuhanna’ya verilmiş Theologos (Theos: Tanrı, Logos: Söz, Kelam) unvanının Türkçede bozularak söylenişinden kaynaklanıyor. 

Selçuk ya da Selçuk Belediyesi’nin ısrarla vurguladığı adıyla “Efes Selçuk”, tarih katmanlarının üst üste biriktiği bir açık hava müzesi gibi. O ünlü Ayasuluk Tepesi Hitit yerleşimlerini görmüş, antik Yunan-İyon uygarlığını Efes’in ihtişamıyla yaşamış, Roma döneminde Yuhanna’nın Vahiyi’nde “yedi kilise”den biri olarak geçmiş, Osmanlı’nın Ayasuluk Kalesi’ne ev sahipliği yapmış...

EFES SELÇUK BELEDİYESİ

2-6 Ağustos tarihleri arasında Efes Selçuk Belediyesi’nin ev sahipliğinde, “Tiyatro Özgürleştirir” sloganıyla düzenlenen 14. Türkiye Tiyatro Buluşması’nın davetlisi olarak Efes Selçuk’taydım. Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, İzmir’in bu güzel ilçesinin temsil ettiği tarihsel mirasa vurgu yapan, sanata alan açan güzel işler yapıyor. Bir zamanların ünlü “diyalektik” tartışmalarının vazgeçilmez örneği “Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz” ve “panta rei: her şey akar”, “söz”lerinin sahibi Herakleitos’un adına düzenlenen “Efesli Herakleitos Felsefe Günleri”nden Ayasuluk Kalesi’ndeki Nâzım Hikmet anmalarına ve Tiyatro Buluşmaları’na kadar birçok örnek vermek mümkün bu konuda. Umarım tiyatro etkinliklerini 2006’da “Antigone”yi sahneleme mutluluğunu yaşadığım Efes’in antik mekânlarıyla buluşturacak bir proje de geliştirirler. Belediyenin icraatları içinde, yüzde yüz yerli tohumla ürettikleri “Efes buğdayı”na verilen önem de dikkatimi çekti. Tarımımızın hükümet politikalarıyla mahvedildiği, bu coğrafyanın binlerce yıllık kadim tarım ürünlerini bile ithal eder hale geldiğimiz, küresel kapitalizmin GDO’lu tohumlarına ve ürünlerine mahkûm edildiğimiz bir süreçte bu çabalar ayrı bir değer kazanıyor. Anadolu tohumlarının genetik şifrelerinin gelecek kuşaklar için de korunması gerekiyor. Hele bir anda her yerimizi saran, kötü yönetim ve kifayetsizlik ucubesi olarak tarihe kara leke gibi düşen yangınların ortasında koruma duygusunu canlandırmak, toplumsal karşılığını aramak, bulmak şart.

14. TÜRKİYE TİYATRO BULUŞMASI

Tiyatro Buluşması atölyeler, söyleşiler, sahnelenen oyunlar ve farklı kuşakları buluşturan, tiyatronun olmazsa olmazı “kuşaklar arası aktarım”a olanak sağlayan yapısıyla gerçekten iyi düzenlenmiş bir etkinlikti. 

Işıl Özgentürk, Levent Üzümcü, Cengiz Toraman, Ali Hakan Beşen, Murat Çidamlı, Meltem Yorulmaz, Yaşar Gündem, Orhan Aydın, Nazif Uslu, Orçun Masatçı, Zeynep Altıok, Ece Uslu, Gürol Tombul, yıllardır görmediğim eski dost Temel Demirer gibi isimlerin katıldığı buluşmada düzenlenen söyleşilere Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ve Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin de katıldı. Sanatın geleceği, pandemiyle birlikte oluşan/oluşacak dünya düzeninde tiyatronun yeri, tiyatro ve teknoloji, yerel yönetimler ve tiyatro politikaları gibi konular masaya yatırıldı. Bunun yanı sıra, Pamucak sahilinde kurulan kampta da çeşitli atölye çalışmaları düzenlendi.

İzmir Flamenko Derneği, Küçük Salon, Füsun Demirel Tiyatro 11 (yönetip başrolünü oynadığı Dario Fo oyununa hastalığı nedeniyle gelemedi, ekrandan bizlerle birlikte oldu, geçmiş olsun Füsun...), Yaşar Gündem’in Samsun Sanat Tiyatrosu, Perdeci Oyuncuları (Rutkay Aziz ve Taner Barlas) da oyunlarıyla seyirciye tiyatro keyfini hatırlattılar.

Efes Selçuk’tan ayrılacağım 7 Ağustos’ta, hava kararmış gibiydi, tuhaf bir pus vardı. Ege’nin öte yakasında, Yunanistan’da da yangınlar çıkmış. Havanın hem bizdeki hem de Yunanistan’daki yangınlardan gelen dumandan ve küllerden karardığı söylendi. 

Hava gitgide kararıyor mu gerçekten? Sanata ve tiyatroya daha çok sarılmak lazım o zaman.

Tiyatro gerçekten özgürleştirir, Efes Selçuk’ta buna bir kez daha inandım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dünya bir sahnedir 1 Nisan 2024
On yıl sonra... 18 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları