Karanfil Devrimi Pinochet Darbesi 61 Anayasası

Karanfil Devrimi Pinochet Darbesi 61 Anayasası

05.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

27 Mayıs harekâtına imza atanlar, Demokrat Parti iktidarının 27 Nisan Darbesi’ni durdurduktan sonra, benzerine ancak büyük devrimlerde rastlanabilecek ilerici bir anayasa getirdiler.

Aklı başında insanlar, demokrasi ve özgürlük sever. Ne darbe, ne militarist baskıcı rejim, ne dini totaliter rejim ne Sovyetler’de yaşanmış totaliter rejim, ne de sivil faşizm isterler... Çünkü her biri, vatandaşa farklı gerekçelerle de olsa, yasak, tehdit, ceza ve ölümle yaklaşırlar.

Şili darbesi ve Portekiz Karanfil Devrimi

Yer, Şili’nin başkenti Santiago… Yıl, 1973. 11 Eylül günü sosyalist devrimci ve çalışkan Başkan Salvador Allende, faşist General Pinochet’nin -CIA destekli- kanlı darbesinde çatışarak kahramanca öldü. Allende’nin yerine geçen emperyalistlerin kuklası, zulümleriyle 17 yıl iktidarda kaldı. Sayısız muhalifi öldüren, işkenceden geçiren bir katildi. Bu kanlı askeri darbe, özgürlükleri yok eden bir rejim getirdi. Halkın seçtiği ve sevdiği lider indirildi, solcular stadyumlara dolduruldu, infaz edildi.

Yer, Portekiz’in başkenti Lizbon. Yıl, 1974. 25 Nisan günü, faşist diktatör Salazar’ın 36 yıllık rejimi, General Antonio de Spinola’nın kansız Karanfil Devrimi ile son buldu. Sol görüşlü askerlerin kurduğu Silahlı Kuvvetler Hareketi, o gün stratejik noktaları kan dökmeden ele geçirdi. Ortada kurşun yağmuru yoktu; tank ve silahların namlularında karanfiller takılıydı. Aynen 27 Mayıs’ta olduğu gibi, darbe alt rütbeli askerler tarafından yapıldı. İhtilalden iki yıl sonra demokrasi tüm kurumlarıyla geldi. Portekiz’de her yıl 25 Nisan, “Özgürlük Günü” olarak parlamento ve ülke genelinde, resmi olarak coşkuyla kutlanmaya devam ediyor. Siz bugün gidip bir Portekizliye “Ama siz ne kadar faşistsiniz, askeri bir darbe hiç kutlanır mı?” deseniz, önyargınıza gülerek bakıp geçerler.

27 Mayıs 1960 İhtilali, Karanfil Devrimi’nde olduğu gibi hükmünü kendi eliyle yitirmiş siyasal rejime karşı yapılmış bir harekâttır. Üstelik demokrasinin -meşru seçimler dahil- tüm unsurlarının geri dönülmez şekilde yok edildiği bir ortama tekrar güneşi ve baharı getirmiştir. İlk günden itibaren, sokağa çıkma yasağına rağmen, her yaştan yüz binlerce insan tankların üstünde askerlerle marşlar söylemişlerdir. Tarihe geçen böylesi bir coşku, siparişle elde edilemez.

Diğer taraftan, işleyen bir demokraside serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist Başkan Allende’ye karşı Pinochet’nin yaptığı saldırı, faşist bir darbeden başka bir şey değildir.

27 Mayıs tam tersine diktatörlüğe karşı özgür bir anayasa getiren, hapisteki aydınları serbest bırakan, kısa zamanda demokratik ufuklara açılan rejimi hazırlayan bir devrimdir. Bir hareketin öncesinde ülkenin nasıl bir siyasi yapıda olduğunu ve sonrasında nasıl bir yönetim anlayışına geçiş yaptığının göstergeleri, hamlenin faşist mi, devrimci mi olduğunu kanıtlar.

1961 Anayasası: 1923 Devriminin güncellenmesi

1961 Anayasası’nı, Türkiye’nin bu konudaki en değerli profesörleri hazırlamıştır. Orgeneral Cemal Gürsel’in onlardan tek talebi olmuştu: “Her konuda ne yazacağınızı siz bilirsiniz. Bir hususta sadece sizden ricada bulunuyorum. Lütfen anayasaya öyle hükümler koyun ki, politikacılar, dini istismar edemesinler!” Bugün hâlâ saygıyla anılan ve dünyaya örnek o anayasayı yazanlar, hukukta Türkiye’nin yüz aklarıdır: Sıddık Sami Onar, Tarık Zafer Tunaya, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Nail Kubalı, İsmet Giritli, Ragıp Sarıca, Naci Şensoy...

1961 Anayasası, Türkiye’nin geleceğini etkiledi. Sol kitaplar yayımlandı, sol dergiler çıkmaya başladı. Türk aydınlanması ikinci baharını yaşamaya başladı; 1923 Devrimi modern dünya ile buluşup güncel şeklini buldu. 27 Mayıs’ın topluma kazandırdığı en büyük yapıt olan 1961 Anayasası ile laik devlet yapısına, sosyal devlet ve hukuk devleti kavramları girdi. Bu çağdaş anayasa ile ülkemizde ilk kez Anayasa Mahkemesi ve Cumhuriyet Senatosu kurularak yasaların anayasaya uygunluğu denetlendi, anayasa ihlallerinin önüne geçildi. Devlet Planlama Teşkilatı, Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu, Devlet Personel Dairesi, TSE, Basın İlan Kurumu, Ordu Yardımlaşma Kurumu gibi sosyal ihtiyaçlara cevap veren çok önemli teşekküller, yine 27 Mayıs’ın eseridir. 1961 Anayasası’yla yargı bağımsızlığını ve hâkim güvencesini sağlayacak Yüksek Hâkimler Kurulu oluşturuldu, sosyal devlet, sendikal haklar, grev ve toplusözleşme hakkı kurumsallaştırıldı, üniversiteye ve TRT’ye özerklik sağlandı. Sosyal güvenlik hakkı, idare işlemlerine yargı yolunun açılması, seçimlerde hâkim güvencesi gibi haklar kazandırıldı. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Yasası, Basın-Fikir İşçileri Yasası, Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası, İlköğretim ve Eğitim Yasası, fen liselerinin açılması, üniversitelerde uzaktan eğitim gibi sosyal ve hukuk devleti ilkeleriyle bütünleşen demokratik düzenlemeler yapıldı. 1961 Anayasası’nın en önemli kurumlarından biri Milli Güvenlik Kurulu’ydu. Bu sayede, hükümet ve TSK arasında her ay yapılan toplantılarla doğal bir iyi niyet diyaloğunun oluşturulması ve gerilime mahal vermeden olası sorunların daha en başından çözülmesi sağlanmıştı. 1961 Anayasası, aydınlanmamızın bir iftiharıdır.

Bir darbenin, faşist mi devrimci mi olduğunu gösteren üçüncü kriter, iktidarı elinde ne süreyle tuttuğudur. Gelir gelmez, ne zaman gideceğinin hesabını yapan bir müdahalenin uzaktan yakından başka bir emeli olamaz. Pinochet 17 yıl kalır, Spinola 2 yıl! İlki kanlı ve ağır bir bilançoyla ayrılır, ikincisi harika ve hâlâ kutlanan bir karanfil demokrasisi bırakarak. 27 Mayıs, faşizmi kullanıp iktidar elde etmek için gelmiş olsaydı, en az 6-7 yıl kalmaz mıydı?

Bugüne dönersek, siyasetin sürekli darbelerden söz açması patolojik bir durum. Apayrı bir dönemdeyiz. Zaten bugünkü TSK ile geçmiş arasında da bir benzerlik yok. Yassıada’nın “Demokrasi Adası” olmasına itirazım yok; bir ülkenin gerilimlerinden kurtulması, geçmişiyle barışması sıhhatlidir. Ama bu yaklaşım, hiçbir zaman başka gerilimler yaratmamalı, tek bir mercekten konuya bakmamalı.

27 Mayıs’ın artı ve eksilerini biliyoruz. Fakat 27 Nisan Darbesi’ne karşı 27 Mayıs Harekâtı yapılmasaydı, Türkiye neler yaşayacaktı, onun maliyeti hangi idamlar, hangi iç savaşlar olacaktı, demokrasi ve Atatürk’ün partisi bu kaosta nasıl yok edilecekti? Bu soruların yanıtını verebilecek kimse yok. Halbuki o gün ölüme götürülen Atatürk’ün partisi ve devrimlerdi.

Keşke Menderes’in istifa girişimlerine Bayar engel olmasaydı, keşke DP hükümeti seçim kararı alsaydı. Veya 27 Nisan Tahkikat Komisyonu darbesini yapmak yerine, ılımlı hareketlere gazetecileri serbest bırakarak başlasalardı. Dolayısıyla ne 27 Mayıs’a gerek kalsaydı ne de o korkunç üzücü idamlar olsaydı. 15 Temmuz’da yaşadığımız yobaz FETÖ çetesi kalkışmasının, 28 Nisan 1960’ta başlayan darbeler silsilesinin sonuncusu olmasını diliyorum.

Yazarın Son Yazıları

Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025