Güç Zehirlenmesine Bağlı İktidar Kaybı

17 Kasım 2013 Pazar

Altan Öymen, mesleğimizin duayenlerinden biri...
Aynı zamanda geçtiğimiz asrın şahidi...
Tanıklıklarını, birbirinden ilginç kitaplarda topluyor. Fotoğraflar, gazeteler, karikatürlerle süslü bu anılar, işlediği dönemi, tarih kitaplarından çok daha sıcak ve gerçekçi bir dille anlatıyor.
30’ları, 40’ları, 50’lerin ilk yarısını, Öymen’in ilk 3 cildinden okuduk.
Merakla beklediğimiz 4. kitap nihayet geldi:
“...Ve İhtilal” (Doğan Kitap, 2013), 1955-60 arasını, yani DP’nin çöküş devrini anlatıyor.
Ve okurken, “Tarih bu kadar mı tekerrür eder” dedirtiyor.

***

Altan ağabey, 750 sayfalık bu dev kitabı imzalayıp gönderirken her zamanki zarafetiyle bir iltifat notu düşmüş:
“Yakın tarihimizin anlaşılmasına yaptığın büyük katkılardan bir kısmının, bu kitabın da harcında yer aldığını görebilirsin (s: 466).”
Tahmin edebileceğiniz gibi kitabı o sayfadan okumaya başladım.
466. sayfada, Vehbi Koç’un arşivinden yararlanarak hazırladığım kitaptan (“Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç”, Doğan Kitap, 2006) bir bölüm var.
O bölümde, dönemin hükümetinin, Koç’a, üyesi olduğu CHP’den ayrılıp DP’ye katılması için nasıl ağır baskı yaptığını anlatmıştım.
Vehbi Koç, bu baskıları günlükleriyle belgelemişti. Günlüklere yansıyan iktidar sarhoşluğunu, kısaca hatırlatmak isterim:

***

Adnan Menderes, Vehbi Koç’u 23 Kasım 1958 günü kabul etti.
Vehbi Bey, 1956 yılında bizzat Menderes tarafından açılan Divan Oteli’ne ek kat çıkmak istiyordu. Talep, dönemin İmar Bakanı Medeni Berk’e havale edilmişti.
Berk, bu talebe karşılık Koç’un CHP’den istifa edip DP’ye girmesini istiyordu.
“CHP’den istifa etmezseniz birtakım müşkülatları göze almanız icap eder” diyordu.
Koç, işte bu tehdit üzerine Başbakan’a çıkmıştı.
Menderes o görüşmede temkinli konuştu:
“DP’ye geçersen memnun olurum, geçmezsen sevgimden hiçbir şey eksilmez, merak etme” dedi.
Koç bunun rahatlığıyla 28 Ocak’ta yeniden İmar Bakanı’na gitti.
Medeni Berk daha da sertleşmişti:
“Devlet teşekküllerindeki arkadaşları DP’ye almaya karar verdik. Beyefendi (Başbakan), ‘Tüccarlardan da alalım’ dedi ve sizinle görüşmemi söyledi.”
Koç, Menderes’le görüşmesini aktarmaya kalkınca üslup daha da sertleşti:
“O zaman düşüncelerimiz başkaydı, bugün başkadır. Eğer birçok tüccar DP’ye kaydedilir, siz girmezseniz, bankalardaki kredileriniz kesilebilir, kotalardan istifade etmeyebilirsiniz. Birçok işinizde müşkülat (zorluk) çıkarılır, haberiniz olsun.”
Koç’un CHP’den istifasıyla sonuçlanacak süreç, böyle başladı.

***

Altan Öymen’in anıları, bu yaşananları yorumsuz aktarıyor. Ancak okurken insan, bir anı kitabı değil, günlük gazete okurmuş gibi oluyor.
Miyase İlknur’un yerinde tabiriyle, DP dönemindeki “iktidarın güç zehirlenmesi”, doğrudan bugünü hatırlatıyor.
“Başbakan” ve “Koç” ilişkisi, yarım asır sonra aynı gerginliği yaşıyor.
Divan Oteli, yine hükümetle Koç arasında polemik konusu...
Gezi Direnişi sırasında, Divan’ın kapısının insani nedenlerle protestoculara açılması, hükümetin öfkesini çekiyor. Erdoğan hükümeti de tıpkı Menderes hükümeti gibi, boyun eğen işadamlarını ranta boğup ihya ederken, boyun eğmeyenlerin şirketlerine denetçiler gönderip ihalelerini iptal ederek, medyada hedef gösterip, uluorta tehdit ederek, türlü çeşit “müşkülatlar çıkararak” yola getirmeye çalışıyor.
Bu gözü karalığın Türkiye’yi nereye götürdüğünü hepimiz biliyoruz.
Bir daha oralara gitmemek için dualar ediyoruz.
Doğru okunduğunda tarihin bir ibret kitabı olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Öymen’in anılarının okunmasını tavsiyeyle, ders olmasını ümit ediyoruz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları