Coşkun Özdemir

Kültür-Eğitim-Bilim

24 Nisan 2009 Cuma

Kültürden, sanattan uzak, eğitimden, bilimden yoksun bir toplum yaratıldı. Bunun kanıtlarına elle tutulur gibi her gün tanık olmaktayız. Okumayan, öğrenmeyen, sorgulamayan, düşünmeyen, eleştirmeyen, popülizme açık bir toplum.

Biz çok az okuyan, merak etmeyen, sorgulamayan, hakkını aramasını bile bilmeyen insanlardan oluşan bir toplumuz.

Japonya’da yılda 1 kişiye 25 kitap düşerken bizde 25 kişiye bir kitap düşmediğini biliyorsunuz eminim. Erdal İnönü fakültemizdeki bir konferansında “Bizde uzun yıllardan beri beyinsel merak çok yetersiz kalmıştır” demişti.

Büyük bir ilimizde bir üniversitenin asistan ve öğrencilerinden oluşan bir topluluğa konuşma yaptım. Eğitimle ilgili anılarıma öncelik veriyordum. Bunun için çocukluğuma kadar gerilere gittim.

Dinleyici gençler belki bir ya da iki istisna ile Hasan Âli Yücel’i tanımıyorlardı. Üstelik Köy Enstitülerini de duymamışlardı. Çok hazin değil mi?

Köy Enstitülerini, Halkevlerini yok edenleri vatan ihaneti ile suçlamak abartma olur mu dersiniz?

Topluma bu ağır darbe vurulmasaydı, bugün nerelerde olurduk... Tayyip Bey’i, nerede bulurduk acaba, düşünebiliyor musunuz? “Lenin’in ölüsünü görmek ne güzel, Japonya’da şu caminin açılışı belki de insanların hidayete ererek Müslümanlığı kabulüne yol açar, Müslüman cumhurbaşkanı istiyoruz” gibi inciler saçan Bülent Arınç Köy Enstitüsünde okusaydı neler söylerdi, bunu hayal etmek istemez misiniz? Kim bilir, belki de Darwin’i ve evolüsyonu gençlere anlatırken bulurdunuz onu.

Cumhuriyetimizin 86. yılında ortalama eğitim düzeyinin yaklaşık 4 yıldan ibaret olması, hepimiz için bir utanç nedeni değil midir? İnsanlarımız işsizlikten, yoksulluktan bunalırken, cinnet getirip karısını, çocuklarını kurşunluyor. İki zavallı çocuk acemice banka soymaya kalkıyor.

Bütün bu facialar yaşanırken, Başbakan ekonomiyi eleştirenleri felaket tellallığı ile, kredi kartından borçlananları dürüst olmamakla suçluyor.

Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun, böyle bir başbakanı sağduyu sahibi halk alkışlar mı? 60 yıldan beri ihanete uğramış bir halktan sıklıkla bahsederim. Yaşadım, çünkü elle tutulur gibi bu ihaneti; Türkiye’nin nereden nereye geldiğine, getirildiğine tanık oldum.

Bugün Türkiye’nin sorunlarını tartışırken bunları görmezden gelmek yurtseverlikle, halkseverlikle bağdaşmaz.

Büyük bir çıkmazdadır Türkiye. Tüm yurtseverlerin, aydınlanmacıların, halkçıların tam bir dayanışma ile darbesiz bir çözüm yolu bulmak ve kuşatmayı yarmak için çaba göstermesi gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları