Hükümet yeni bir yöntem uyguluyor.

Örneğin MİT Yasası hükümet tasarısı değil. Milletvekilleri önerdi.

MİT Müsteşarı ile birlikte Başbakan’ı koruyan, 17 saatte yasalaşan tasarıyı

Meclis’e hükümet göndermedi. Milletvekillerinin Meclis’e sunduğu öneri komisyona gelir gelmez Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bir koşu İstanbul’a gitti.

Evinde istirahat eden RTE’ye bilgi verdi, görüşlerini aldı, geldi ve öneride önemli değişiklikler yapıldı.

Öneri, tasarılaştı!

***

Aynı yöntem zorunlu eğitime uygulanıyor.

Zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa da milletvekillerinin hazırladığı bir öneri!

MİT Yasası’nda olduğu gibi hükümet bu konuda da arka planda görünüyor.

Ama 4+4+4 formülü içeriği karıştırıldıkça arka planda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in yüzü biçimleniyor.

Daha ilk gün gerçek amacın, genç nesillerin ulusalcı eğitim yerine İslamcı eğitime ağırlık sağlayacağı tartışma konusu oldu...

Öneri, dindar gençlik yetiştirmeye koşut bir öneri.

Böylece RTE’nin dindar gençlik tutkusunu içeren sözlerinin; öyle rastgele, muhalefete yanıt olsun diye söylenen sözler olmadığı anlaşıldı.

Milli Eğiitm Bakanı’nın TV’lerde önerinin öğrencileri daha verimli eğitim olanakları sağlamaya hizmet diye yorumlaması; minareye kılıf hazırlamak gibi bir şey!

Laik eğitimin üzerine örtü!..

Nitekim, 12 yıla çıkarılan zorunlu eğitimin, laik eğitime hizmet amacı taşımadığı, 4+4+4’ün ikinci 4 yılının kapatılan imam hatip liselerini yeniden devreye sokacağı, örneğin türbanlı eğitim çağına kapıyı aralayacağı öne sürülüyor.

***

Dindar nesil tartışması, RTE’nin AKP gençliğine seslenen son konuşmasındaki açıklamalarıyla boyutlandı.

İkinci aşamaya geçiliyor.

RTE, nasıl bir gençlik, kavramını genişletiyor. İşte aradığı gençlik:

“Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davası bir gençlik!”

Evinin kitaplığındaki en değerli eserlerden; Necip Fazıl Kısakürek’in bir kitabındaki “Gençliğe Hitabe”den aldığı bu tanımlamayı eksik okudu RTE.

Oysa o hitabede gerçekleştiremediği için -kuşkusuz- ıstırap duyduğu, ama vazgeçemeyeceği ilkeler bulunuyor.

RTE’nin istediği gençliği tarif ediyor Kısakürek: “Halka değil, Hakka inanan, meclislerin duvarında, ‘Hâkimiyet Hakkındır’ düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik.”

RTE’nin düşlerini özetliyor bu sözler.

“Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” temel ilkesi yerine; Meclis’te kürsünün arkasına “Hâkimiyet Hakkındır” yazılmasını ve adaleti de bu inanışta, Kuran’da bulan bu görüşleri öneren Kısakürek’ten alıntı yaparak dindar nesil yetiştirmekdeki ana hedefini açıklıyor RTE.

Çankaya’daki AKP’li gençlik yıllarında Kısakürek’in kapısından ayrılmadığını açıkladı. RTE de, herhalde imam hatipli yıllarında Kısakürek’in din devletine yelken açan konuşmalarıyla beslenerek büyüdü

***

Çin’in gelecekteki lideri, Devlet Başkanı Şi Cinping, Anıtkabir defterine “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, sonsuza kadar yaşa” diye yazdı

Bizimler ise, Atatürk yerine kendilerine layık bir önder, lider buldular: Kısakürek’in izinde yürüyorlar.