\n

\n

\n

\n

RTE’nin:\n

\n

Yeni anayasayı AKP anayasasına çevirmeyi parti gündeminden düşürmediği için…\n

\n

Başkanlık sistemi tartışmalarının

\n\n\n

yeniden açmasından sonra yoğun tepkilerle karşılaşınca ortamı yumuşatma çabaları, inandırıcı olmaktan uzak olduğu… kişisel amacı başkanlık sistemini demokrasimizin gereği gibi yutturmaya çalıştığı için… \n

\n

Darbelerden ve askeri vesayetten sürekli şikâyetçi görünür, üzerine giderken; aslında olanca ağırlığıyla koşullarını kurallarını uyguladığı sivil vesayetin sakıncalarını, ayıplarını gözlerden uzak tutmaya çalıştığı için...\n

\n

…vazgeçemeyeceği gündem: Yeni anayasa, başkanlık sistemi, darbeler!\n

\n

***\n

\n

Başkanlık sistemini sindirme görevini üstlenen sözcüleri de, ustaları gibi (örneğin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ), geçmişi karalıyor; 1950’lerden beri olan biteni bir hamlede silip bir kenara atıyorlar.\n

\n

İddialarına göre parlamenter sistemde “istikrar yok!”\n

\n

Dünden bugüne yaşanan 61 hükümet, 2 darbe, 2 muhtıra, birçok ekonomik sıkıntı, kriz. Sorumlu parlamenter sistem!\n

\n

Başkanlık sistemi olsaydı, 61 hükümetin gelip geçmeyeceğini, darbeler, ekonomik krizler yaşanmayacağını savunan ifadeler…\n

\n

Kurtuluşun yolu mu? Başkanlık sistemi!\n

\n

AKP’deki bir kısım sözcüler: Parlamenter sistemi sakıncalı, istikrarsızlığın kaynağı gibi göstermelerindeki neden; başbakanlığında yaşattıkları yetmiyormuş gibi, RTE’yi yedi yıllığına, ikinci bir kez seçilirse 14 yıl sıfatı başkan aslında bir diktatör olarak demokratik rejimin başına bela etmeye çalışıyor. 14 yıl -halk deyimiyle- milletin başında boza pişirmeye olanak sağlıyorlar...\n

\n

***\n

\n

Pek çok sorunu tek yanlı, kendi amaçlarına, kurguladığı nizama uygun oldukça savunur RTE.\n

\n

RTE; bir 23 Nisan’da koltuğuna oturan çocuk Başbakan’a salık verdiği gibi; astığı astık kestiği kestik icraatını bugün tu kaka dediği 82 Anayasası’na borçlu olduğunu…\n

\n

…askerlerin armağanı 2002’den bu yana değiştirmeye yanaşmadığı Seçim Yasası’yla tek başına iktidara geldiğini hiç ama hiç anımsamaz.\n

\n

Muhalefetin iyi niyetlerle evet dediği ama mutlaka başka hedefler peşindeki RTE’nin, oluşmasını desteklediği 1960’tan bu yana bütün darbeleri, muhtıraları araştıracak komisyon yine RTE biçimi, şayet tek taraflı bir araştırma yapacaksa… ne gerçeklere ne de tarihe hizmet etmiş olacak.\n

\n

Şayet darbelerin öncesi ve sonrası neler yaşandığı birlikte araştırılmayacak olursa; yalnız örneğin 27 Mayıs 1960 sonrası, yalnız 12 Mart, 12 Eylül gününü izleyen dönemler masaya yatırılacak olursa; araştırma komisyonunun çalışmaları şimdiden çöp sepetine!\n

\n

***\n

\n

Darbeleri araştıracak komisyonun ilk günü yaşananlar bu kuşkuyu körüklüyor.\n

\n

Vekil olmadan önceki mesleği askerlik olan emekli general; AKP Milletvekili Şirin Ünal -haberi veren gazeteye göre- sürpriz bir çıkış yaptı. Darbelerin çok çeşitli nedenleri olduğunu, gerçekçi bir değerlendirme yapabilmek için, “medya, eğitim, siyasi yönetim ilişkilerine bakılması gerektiğini” vurguladı...\n

\n

“Siyasiler -darbeden önce- siyasal, ekonomik, toplumsal sıkıntıları neden düzeltmedi” deyince; diğer bir AKP Milletvekili Selçuk Özdağ; “Sizden korktuk” diyor.\n

\n

O günleri yaşayanlar bilir. O günler korku gitmiş, bayram havası egemen olmuştu topluma!\n

\n

***\n

\n

Komisyonun darbelere kaynaklık eden çeşitli nedenleri araştırmaya pek gönüllü olmadığı, yalnız darbe sonrasını inceleyip araştıracakmış gibi bir izlenim, bir kanı oluşuyor.\n

\n

Darbeleri incelerken yarattığı siyasal, toplumsal, ekonomik açmazları irdelemek elbette gerekli.\n

\n

Ama AKP’li vekilin söylediği gibi, asker de “durup dururken darbe yapmadı”.\n

\n

Her şey güllük gülistanlık iken üç beş general bir iki yıl ülkeyi yönetelim diye darbe yapmadı herhalde.\n

\n

Darbelerin gerçek yüzlerini görmek, topluma göstermek istiyorsak madalyonun iki yüzüne bakmak gerekmiyor mu?

\n\n