Silivri savcısı, müebbet hapisle cezalandırılmalarını istediği Genelkurmay Başkanı’nı, değerli komutanları, yazarlarımızı, bilim

adamlarımızı...

.....İmralı’daki 35 bin kişinin katlinden sorumlu Apo namıyla anılan, müebbet cezalı baş terörist, katillerin önderi ile aynı düzeye indirmeyi başardı.

Silivri savcısının bir diğer başarısı, “Ergenekon isimli terör örgütünün varlığının tespit edildiğini” ilan etmesi.

2009, hatta 2010 yılına kadar Silivri mahkemesinin devletin önemli kurumlarına yazdığı yazılara gelen yanıtların, Ergenekon adında bir örgüte rastlanmadığını bildirilmelerine karşın, Silivri savcısı birden Ergenekon terör örgütünün var olduğunu keşfetmiş oldu. Türk yargı tarihine, yasama erkine, çıkardığı yasaların emrettiği uygulamaları yerine getirmeyerek kafa tutan Silivri yargıçlarının yanına...

….düne kadar bilinmeyen bir terör örgütü keşfeden, 275 sanığın 64’ünün yani dörtte birinin ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını isteyerek eşine rastlanmayan bir rekora imza atan Silivri savcıları da adlarını yazdırmış bulunuyorlar!

Mütalaayı değerlendiren avukat Celal Ülgen’in dediği gibi, “şu anda savcıların okuduğu aslında 7-8 ay sonra göreceğimiz mahkeme kararlarının ta kendisi çıkarsa”...

….Silivri yargıçlarının okuduğu karar gerçekten savcılara koşut, hatta ünlü avukatın söylediği gibi aynı içerikte olursa bu müşterek sonuçtan herhalde Türk yargı dünyası değil ancak ve yalnız Silivri yargıçları ile savcıları iftihar edecekler! Devlet adına hükümetin eli kanlı baş teröriste kucak açtığı gün, devlete ve ulusuna kendi alanlarında hizmet etmiş insanlara baş teröristle aynı cezanın reva görülmesi ile... Ergenekon adı altında bir dava icat eden, hatta davanın savcılığını yaptığını övünerek açıklayan bu hükümet ve Başbakanı RTE, ileride hayırla anılmayacak!

***

İmralı ile çözüm sürecinin olumlu ilerlemelerle yürüdüğünü söyleyebilen Başbakan’ı, Apo parmağının ucunda oynatıyor.

Siyasal amaçlarını gerçekleştirmek için kurguladığı kapanın önüne, tabii RTE kapsın diye “Silah meselesini hızla ve zaman kaybetmeden, bir tek can dahi yitirilmeden çözmek istiyorum” içeriğinde bir yem koyuyor.

Ne ki “ufak” bir dayatmayla “Bütün bunların pratikleşmesi için yüce bir iradeyi temsil eden parlamentonun ve siyasi partilerin desteklemesini” istiyor.

İmralı’ya giden BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, SS Önder ve Pervin Buldan heyetine yazdırdığı ve açıkladıkları duyurudaki Apo’nun öne sürdüğü parlamento koşulunun ne anlama geldiği ve neyi amaçladığı sorulur ve tartışır oldu. Oysa Apo, Milliyet’in yayımladığı ilk BDP heyeti ile yaptığı görüşmede parlamento koşuluna açıklık getirdi:

“Çekilmeden çekilmeye fark var, tek taraflı çekilme olmayacak. Çekilme parlamento kararı ile olacak.

Başbakan’ın dediği çekilsinler, onlara karışmayız demesiyle olmaz. TBMM onaylayacak, çekilme komisyonla olacak” dedi.

Terörist başı, böylece PKK’nin yurtdışına çekilmesinin önkoşulunu açıklarken bu olgunun ancak TBMM’de kurulacak bir komisyonun kararı ile gerçekleşebileceğini dayatıyor..

Dayatmanın ayrıntıları da var. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bay Sezgin’in bir süre önce önerdiği gibi, TBMM’de “akil adamlar denetimindeki hakikat komisyonu kurulacak, köylere dönüş sağlanacak ve bunlar yapılmazsa geri çekilme olmayacak!”

***

Apo, parlamentoda öngördüğü koşulları gerçekleştirecek bir komisyon kurulmasını dayatırken acaba sadece PKK’nin yurtdışına çekilmesini hızlandırmayı mı amaçlıyor, yoksa bu önerinin altında başka bir amacı mı var?

***

TBMM’de kurulacak bu komisyon aynı zamanda PKK örgütünü meşrulaştıran bir komisyon olmayacak mı?