2014 savaşların, felaketlerin yılı oldu.
Dün yeni yıl 2015’in ilk günü, yeni yılın savaşların, felaketlerin olmayacağı bir yıl olacağı umuduyla yaşadık.
Oysa:
Geçen yıllardan bugüne iktidarda olanların, toplumsal, siyasal saplantılarının yeni yılda değişebileceğini umut etmek ne kadar fuzuli bir gayret!
Bazı saplantılarının bu yılda daha da yoğunlaşacağı korkusundan kurtulmanın olasılığı bile yok!

***

Bu yargıdan neden kurtulamayacağımızın nedeni:
Nazi Almanyası’nın lideri Adolf Hitler’in halka uyguladığı iktidar propagandasının yaratıcısı, uygulamalarıyla ünlü Dr. Goebbels kurallarının geçen yıllar ülkemizde uygulandığına, pek çoğunun yine bu yıl da daha yoğun biçimde uygulamada kalacağına inanamamızdan kaynaklanıyor.
Zira dünya ve yaşam koşulları değişebilir ama RTE ve yönetimindeki ekibin kafa yapıları, halka uyguladıkları Goebbels propaganda kuralları asla değişmeyecek.

***

İzmir’de yayımlanan Gözlem gazetesinde çok yıllardır bir araya gelip sohbet edemediğim dostum Öcal Uluç; 27 Aralık’taki “Ve Goebels’ten Esintiler” başlığı altındaki yazısında, bizimkinin ve kadrosunun ünlü söylemlerinin, Goebbels’in ünlü öğütlerinin, benzerlikten de öteye tamamen aynısı olduğunu yansıtıyor.
Goebbels’in bu söylemlerini okudukça...
...Alman halkına uyguladığı Nazi propagandasının ya aynısını ya da çok benzerlerini ülkemizde de izledik, yaşadık diyeceksiniz.

***

Goebbels diyor ki:
“(Bizimki gibi) Önemli olan aydınlar değil büyük halk kitleleridir. Çünkü onları kandırmak çok kolaydır.
İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğinizi yapabilirsiniz.
Amacımız doğruları söylemek değil, insanları etkilemektir.
Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar; Hıristiyanlığın (bizimkilerin inandığı gibi İslamın) bu kadar etkili olmasının sebebi iki bin yıldır aynı şeyi söylüyor olmasıdır.
Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin.
Bir insana yalan olsa bile bir söylemi (örneğin Gezi eylemlerinden rüşvet skandalına dek iktidar aleyhine olanları darbe diye durmadan yinelemek gibi) sürekli tekrarlarsanız, nereden geldiğini unutur ve benimser, sonra da kendi fikri gibi savunur.
Yalan ne kadar büyük olursa o kadar çok inanan olur.”

***

Goebbels’in söylemleriyle ülkemizde aynısını izlediğiniz propaganda uygulamaları bitmedi. Devam ediyor:
“Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
(Bizimki gibi) Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı (bizimki gibi) asla kabul etmeyin.
(Durmadan muhalefeti suçlayan bizimki gibi) Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin ve kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
Asla (bizimki gibi) kabahat ve suç üstlenmeyin; sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın. En iyi savunma, saldırıdır.
İlk sözü kim ne kadar güçlü ve (bizimki gibi) bağırarak söylerse, o kazanır.
(Bizimki de böyle söylüyor, düşünüyor.) Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
Etrafınızda daima bir dalkavuk ordusu bulundurun.
Düşünce özgürlüğü kötülüklerin anasıdır.
Bana bir vicdansız (bizimkinin yeterli miktarda elinde olan) bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.”

***

Goebbels’in söylediklerini ülkemizi 12 yıldır yöneten, şimdi de cumhurun başkanı olarak değil, tepedeki tek adam gibi emreden kişinin 13 yıldır uygulamalarını düşünerek okuyun lütfen.
Halkı gerçekleri saptırarak uyutmaktan tutun da yargıya, medyaya dek hemen her alanda iktidar uygulamalarının hemen hepsinin, Hıncal’ın sütunlarına aldığı Goebbels dersleriyle örtüştüğüne tanık olacaksınız

***

Bu ilginç örtüşmenin bizimkinin fıtratından kaynaklanarak yaşadıkça kafasını, oradan uygulamalarını kapsadığına inanmak ya da inanmamak tercihinize kalmış!
Evrensel bir kural: İnsanlar hür doğuyor ve ne yazık ki kimi, örneğin bizim gibi ülkelerde Goebbels öğütlerinin uygulamalarıyla yaşıyor ve...
...hür ölmeyebiliyorlar!