Kral’dan ‘Kral hareketi’ bizimkilerden bekliyoruz

İspanya eski Kralı Juan Carlos, “Kral bir hareket” yaptı ve görev süresinde Dubai Şeyhi Maktum’un kendisine hediye ettiği iki Ferrari otomobili devletine bağışladı. İspanya devleti de iki Ferrari’yi satışa çıkardı. Ferrarilerden birine 350 bin Avro, ötekine bir çiziği var diye 345 bin Avro isteniyor.

Satıştan elde edilecek yaklaşık 700 bin Avro’luk gelir (yaklaşık 2.3 milyon TL) İspanya hazinesine aktarılacak. Eski kral, tahtını geçen yıl oğlu Felipe’ye bırakmış, oğlu da pahalı hediye almayı yasaklamıştı. Yani artık İspanya kraliyet ailesi, böyle Ferrarileri, lüks eşyaları hediye alamıyor.

Bu haberi okuyunca, akla hemen Türkiye geliyor. Malum bizimkiler, zengin Arap liderlerle çok içli dışlı.

Suudi kralları, Dubai şeyhi, Katar şeyhi, Kuveyt şeyhi gidip geliyorlar.

Soralım:

13 yıllık AKP iktidarı boyunca, hiç böyle pahalı hediye alındı mı? Alındıysa, kimse eski İspanya kralı gibi “devlete feda olsun” dedi mi? Bu arada eski Cumhurbaşkanı Gül’ün Suudi Kralı’ndan aldığı hediyeler bir türlü açıklanmamıştı, onlar ne oldu?

Devlete gelir kaydedilen bir kalem var mı?

Eğer bir cevap gelirse, memnuniyetle yayımlarız.

Badem bıyık yönetmeliği

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik’te nasıl bıyık bırakılacağı açık açık yazılmış. Gelin beraber okuyalım:

“Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir.”

Okuyanlar, “Badem bıyık tarifi yapmışlar” diyor.

17 milyon Avro’ya AKP’li seçmeni sandığa Musa Serdar Çelebi taşıyor

Almanya’da yaşayan bir Türk gazeteciye, “Seçimler nasıl gidiyor” diye sorduk.

İlginç bilgiler verdi:

“Sandıklar kuruldu. AKP seçmenlerin, sandıkların olduğu kentlere taşınması organizasyonunu eski ülkücü Musa Serdar Çelebi’ye verdi. Çelebi’nin, işi 17 milyon Avro’ya aldığı söyleniyor. Seçmenler, 20-30 otobüs halinde her gün toplanıp konsolosluklardaki sandıklara getiriliyorlar. Oy kullandıktan sonra da alındıkları yerlere geri götürülüyorlar. Musa Serdar Çelebi’nin, ‘hayatımda ilk kez doğru dürüst para kazandım’ dediğini duyduk. Diğer partilerin seçmenleri de sandığa gidiyor ama ağırlık AKP’lilerde.”

Adı Abdi İpekçi cinayeti ve Papa suikastlarında geçen eski ülkücü militanlardan Musa Serdar Çelebi, o yıllarda Türkiye’den Almanya’ya kaçtı. O dönemden beri de Almanya’da yaşıyor ve pek çok ticari girişimle anılan bir işadamı oldu.

Bize yakışmayan yazarı tanıyalım

Adı Akif Pirinççi. 1959 İstanbul doğumlu ama 10 yaşında ailesiyle göç ettiği Almanya’da yaşıyor.

Polisiye ve gerilim yazıyor, ilk kitabı, 20 yaşındayken yayımlandı. Ancak bu yazar, Nazi meraklısı. Ayrımcılıktan, ırkçılıktan, ırkçı şiddetten, faşizmden en olumsuz etkilenen bir ulustan geldiği halde, bizzat kendisi ırkçılık ve ayrımcılık yapıyor.

Son olarak, Dresden’de PEGIDA adlı, mülteci karşıtı bir organizasyonun toplantısına katıldı. Avrupa’nın İslamlaştırılmasını önlemeye çalıştığını söyleyen örgütün toplantısında, mülteciler için Nazi kamplarını hatırlattı, şöyle dedi:

“Başka alternatifler de olurdu ancak maalesef konsantrasyon kampları şu anda hizmet dışında.”

Hakkında hemen soruşturma açıldı. PEGIDA başkanı bu konuşmadan ötürü özür diledi. Ve daha önemlisi, çalıştığı yayınevi, Pirinççi ile anlaşmasını iptal etti. Yıllar önce, Avusturya vatandaşlığına geçtikten sonra, bir Türk’e hissiyatını sorarlar.

İlk sözü şu olur:

“Yaa Avusturya’da amma çok yabancı varmış.”

Bu yazarınki de o hesap.