Adaylık Krizi: Meclis, İktidar ve YSK

21 Nisan 2011 Perşembe
\n

\n

Yasaları kim koyar?

\n

Meclis!

\n

Yasaları kim uygular?

\n

İktidar!

\n

Dolayısıyla bir toplumu bir arada tutan kuralların konulması ve gerektiğinde zor kullanılarak” “meşrubir biçimde uygulanması, meclislerin ve iktidarların sorumluluğundadır.

\n

***

\n

Meclis, bu yetkisini, meşruiyetini nereden alır?

\n

Bir toplumun kurduğu devlete vatandaşlık bağı ile bağlı seçmenleri temsiletmesinden!

\n

İktidar, meşruiyetini nereden alır?

\n

Meclis tarafından görevlendirilmesinden, yani mecliste oluşan iradenin çoğunluğunutemsiletmesinden.

\n

Demek ki gerek kural koymanın, gerekse bu kuralları uygulamak ve korumak için zor kullanma uygulamasının arkasında yatan sihirli kavramtemsilkavramıdır:

\n

Meclis vatandaşları temsilettiği, iktidar da meclisteki çoğunluk iradesini temsilettiği için meşrudur.

\n

Bu temsilyetkisinin getirdiği meşruiyet, bir toplumdaki bütün sorunların çözümünden meclisi ve iktidarı sorumlu kılar:

\n

Ordu, polis ve mahkemeler gibi gerektiğinde, kurallarıkaba kuvvetkullanarak işleten bütün kurumlar aslında meclisin koyduğu ve iktidarın uyguladığı anayasa ve yasalar çerçevesinde çalışır.

\n

Bu nedenle de bu kurumların kurallarını belirleyen meclislerin ve iktidarların o kurumların işleyişlerinden yakınmaya hakları yoktur:

\n

Aksaklık varsa, müdahale edilir, kurallar ya da uygulayıcılar değiştirilir, sorun çözülür.

\n

***

\n

Bütün bu sistemin işleyişindeki sihirli kavram, yukarıda da belirttiğim gibi, temsildir:

\n

Adaylık krizi işte bu sistemin merkezinde yer alan temsil hakkının zedelenmesinden doğmuştur.

\n

Meclis bütün vatandaş gruplarının, sınıflarının, farklı çıkarların, ideolojilerin temsiledildiği bir yer olacak ki, sorunlar demokrasi ve insan hakları çerçevesinde çözülebilsin.

\n

Bir yandan seçimlerdeki yüzde 10 barajı butemsilhakkını sınırlar ve kısıtlarken öte yandan zaten bu barajdan dolayı Meclise giremeyen BDPnin desteklediği bağımsız adayların veto edilmesi Meclisin temsil yetkisini zedelemiştir.

\n

Bu uygulama mevcut düzenin kurallarına göre yapıldığından, bu kuralları değiştirmek, düzeltmek Meclisin ve iktidarın görev ve sorumluluğundadır.

\n

Nitekim 2002 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğanın aday olamama sorunu, Meclis tarafından yapılan anayasal ve yasal değişikliklerle çözülmüştür.

\n

Bütün bu nedenlerle Kemal Kılıçdaroğlunun Meclis toplansın önerisi doğru, iktidarın, sorumluluğu YSKye atması yanlıştır.

\n

Sorunun pratik olarak yine YSK kararlarıyla çözüleceği anlaşılıyor ama bu çözüm ne Meclisi ne de AKP iktidarını sorumluluklarından kurtarır!

\n

***

\n

Bir de seçimlerin güvenliği var ki, o başlı başına ayrı bir sorun olarak görünüyor.

\n

YSKnin, seçimlerin bütün aşamalarının şeffaf olarak toplum tarafından izlenmesine ve denetlenmesine ilişkin kararları şimdiden alması ve bunları hemen ilan ederek toplumu rahatlatması gerekmektedir.

\n

Sandık bazındaki sonuçların, ilçe ve il toplamlarının YSKnin sitesinde anında ilan edilmesi, dürüst ve şeffaf seçimlerin önkoşullarından biridir.

\n

Yoksa seçmen listelerinin İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlandığı, seçim sonuçlarının Adalet Bakanlığı sistemiyle ilan edildiği bir seçimin meşruiyetine gölge düşecektir!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları