Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Egemenlerin Tarih veİdeoloji Saptırması
Endüstri Devrimi sonrası oluşan çağdaş dünyada, Batı Âlemi’nin gelişmesi ve dünya egemenliği, azgelişmiş ülkelerde çeşitli sonuçlar doğurdu.
\nBirinci sonuç, din-tarım imparatorluklarının mirasından kurtulamamış ya da bu mirastan bile mahrum olan azgelişmiş ülkelerin daha yoğun bir sömürgeleştirilme sürecine muhatap olmalarıydı.
\nİkinci sonuç, Batı modeli değişimin, tüm dünyada evrensel bir model haline gelmesi ve azgelişmiş ülkelerin de bundan etkilenmesiydi.
\nBu sürecin parçası olarak dünya pazarlarının paylaşım kavgası olan Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni düzenin temelleri atılırken sadece Türkiye Cumhuriyeti, ikinci sonucu, yani Batı egemenliğine karşı, yine Batı modelinden esinlenen, sömürgeleştirilmeye karşı bir direnişin doğurduğu çağdaş devlet modelini hayata geçirdi.
\nBu açıdan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve gelişmesi, tarihsel, toplumsal, siyasal ve ideolojik incelemeler için bulunmaz bir örnek ve bir laboratuvar niteliği kazandı.
\nElbette Batı sömürgeciliği, kendisine, yine kendisinin sahip olduğu laiklik, demokrasi, insan hakları, bağımsızlık gibi değerlerle karşı çıkan ve bunu başaran Türkiye Cumhuriyeti modeline kayıtsız kalamazdı.
\nBöylece Türkiye Cumhuriyeti ve onun temelinde yatan Kurtuluş Savaşı ile Atatürk Devrimleri, hem iç dinamik hem de dış dinamik öğelerinin diyalektik direnişiyle karşı karşıya kaldı.
\nOsmanlı’da bir “değişme dönemi” olarak başlayan Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bir “kuruluş dönemi” niteliği kazandı ve hem iç dinamik hem de dış dinamik öğelerinin etkileşimiyle kendi diyalektiği olan “değişme ideolojisini” yarattı.
\nDış dinamik öğeleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Batı’ya karşı bağımsızlık, laiklik, demokratiklik gibi Batı değerlerini kullanarak emperyalizme başkaldırmanın başarılı örneği olmasını engellemek için, bunların karşıtı olan dinci, geleneksel ve muhafazakâr değerleri “demokratiklik” maskesiyle geliştirdi ve bağımsızlık ile laikliği kötüledi:
\nTürkiye’ye de Huntington’un ideolojik ve siyasal öncülüğünü yaptığı “Ilımlı İslam” modeli biçildi.
\nBu arada içerdeki “gelenekçi-liberal” öğeler de Cumhuriyet’in “kuruluş dönemi” ideolojisine karşı direnişini sürdürdü ve dış dinamik öğeleriyle birlikte çağdaş yeni Türkiye’nin Ilımlı İslam’a doğru “değişme ideoloji” haline geldi.
\nİşte 2002’de başlayan AKP iktidarı bu geriye doğru “değişme ideolojisinin” kurumlaşma aşamasıdır ve artık yeni bir toplum yapısının “kuruluş dönemi” başlamıştır.
\nBu yapı içinde bir yandan devlet yeniden düzenlenirken öte yandan da toplum, yargı ve eğitim yoluyla yeniden üretilmeye başlamıştır.
\nİşte bu “yeniden üretim” yeni kavramlara, yeni bir tarih ve yeni bir ideoloji yapısına dayandırılmak isteniyordu:
\nYeni ideoloji “İkinci Cumhuriyetçilik” ve “Ilımlı İslam” adları altında, üzerine “demokrasi”(!) maskesi geçirilerek topluma empoze edildi.
\nBu yeni ideolojinin nasıl ve neden yanlış olduğu ve nelere yol açtığı Zülâl Kalkandelen’in “İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri” kitabında anlatılmıştır.
\nYeni bir tarih ise gerçeklerin, “Resmi tarih yalandır, saptırmadır” sloganı ile üretilen alternatif tarih anlayışı ile uygulamaya kondu.
\nBuna göre, örneğin, 31 Mart ayaklanması siyasal ve toplumsal bir irtica olayı değil, basit bir askeri isyandı…
\nKurtuluş Savaşı’nı başlatan, Mustafa Kemal değil, Padişah Vahdettin’di…
\nKurtuluş Savaşı ise emperyalizme karşı yapılmamıştı, sadece bir Türk-Yunan savaşıydı…
\nZaten Mustafa Kemal Atatürk de bir İngiliz ajanıydı(!).
\nBu tür bilinçli saptırmalara karşı en önemli yapıt, Turgut Özakman tarafından “Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele - yalanlar, yanlışlar, yutturmacalar” adıyla yazıldı ve Bilgi Yayınevi tarafından yayımlandı.
\nBir başka önemli yapıt, Sinan Meydan tarafından yazılan ve İnkilap Yayınevi tarafından basılmış olan “Cumhuriyet Tarihi Yalanları”dır.
\nBunlar hem “Resmi tarihin” eksik bıraktığı yerleri tamamlayan hem de yeni alternatif uydurma tarihin saptırmalarını sergileyen kitaplardır.
\nAlev Coşkun’un yeni kitabı “Devrimin İlk Karşıtları” da bu bağlamda çok önemli bir yapıttır.
\nTürkiye’deki çağdaşlaşma çabalarıyla buna karşı direnenlerin tarihsel çözümlemesini yapmakta ve 31 Mart olayını mercek altına almaktadır.
\nKitabın en önemli özelliklerinden biri, yerli ve yabancı kaynaklara yaptığı göndermelerle sadece bu olayın gerçek niteliğini değil, gerçeklerin hangi amaçlarla kimler tarafından nasıl saptırıldığını da okura aktarmasıdır.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu