Karakol ve Mahkeme, Demokrasi’nin neresindedir?
İçinde mi...
Dışında mı...
Altında mı...
Üstünde mi...
Yanında mı...
Karşısında mı...
Önünde mi...
Arkasında mı...
Neresinde?

Demokrasi nedir:
Seçilmiş bir partinin, başbakanın, başkanın, mutlak iktidarı mı?
Yoksa başta muhalefet hakkı ve ifade özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin seçilmiş iktidarlara karşı da korunduğu bir hak ve özgürlükler rejimi mi?
Elbette seçilmişlerin mutlak iktidarı değil, bir hak ve özgürlükler rejimidir!

Karakol ve Mahkeme, Demokrasi’nin:
Dışında değil, içinde...
Üzerinde değil, emrinde...
Karşısında değil, yanında...
Önünde engel olarak değil, arkasında destek olarak...
Yer alır!

Karakol’un da, Mahkeme’nin de görevi, her şeyden önce Demokrasi’yi, gerektiğinde çoğunluğa ve iktidara karşı da korumak, temel hak ve özgürlüklere uygun davranmaktır...
Bırakın barışçı göstericilerin canını almayı, gözünü çıkarmayı, dövmeyi, onların mallarını, canlarını, özgürlüklerini ve eleştiri haklarını korumakla yükümlüdür...
Bunu yapmadığı zaman, hukuk karşısında da, siyasal olarak da, tarih önünde de, vicdanlarda da mahkûm olmaktan kurtulamaz!
..................
Yazıda Karakol, Mahkeme ve Demokrasi terimlerini büyük harfle yazdığıma ve ek aldıkları zaman yukarıdan virgülle ayırdığıma dikkat ediniz!