Öfke baldan tatlıdır:

Başarısızlığı bireye bağlamak kolaydır...

Başarısız lideri linç etmek rahatlatır...

“Ben demiştim” demek, insanı bireysel sorumluluklarından kurtarır...

“Sürekli muhalif” kimliğin zırhı, kişiyi kolektif hatalara karşı korur...

Ama seçenek yoksa, önümüzdeki sorunu çözemez!

***

Önce önümüzdeki sorunu belirleyelim.

“Şahsım Devleti” iktidarı, toplumu dönüştürmek istiyor:

Çağdaş “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ne doğru gelişmek isteyen Türkiye Cumhuriyeti’ni, çağdışı bir Ortadoğu Diktatörlüğüne doğru, geri gitmeye zorluyor!

“Şahsım Devleti” 2023 seçimleriyle, bu hedefinde çok önemli bir aşama gerçekleştirdi:

Kılıçdaroğlu’nun sağa kaydırdığı CHP’nin liderliğindeki Millet İttifakı ve onun çevresindeki Demokratik İttifak seçimi kaybedince “Şahsım Devleti”, hem Demokratik Rejimi savunan güçleri moral olarak yıktı, hem de Meclis’te kendisine yakın bir yapı oluşturdu.

Şimdi bir yandan otoriter gücüne, bir yandan da Meclis’teki bu yapıya güvenerek, Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ni öngören Anayasa’yı tümüyle değiştirmek istiyor!

***

Peki, Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’nden yana olanlar, bu yapıyı, bu Anayasa’yı nasıl koruyabilir?

Bu sorunun biri uzun erimli, öteki kısa erimli iki yanıtı var.

Uzun erimli olarak, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” bağlamındaki eğitim ve örgütlenme etkinlikleri çok daha kararlı ve enerjik olarak sürdürülmeli...

Bu Devleti savunan partiler, sendikalar, Demokratik Toplum Kuruluşları, dernekler, gazeteler, televizyon kanalları bıkmadan, usanmadan desteklenmeli...

Sürekli olarak, adalet, hukuk, fırsat eşitliği, liyakat, şeffaflık, demokrasi, laiklik, sosyal devlet savunulmalıdır.

Kısa erimli olarak, önümüzdeki ilk seçimi kazanmak ana hedeftir.

Bu seçimi kazanmak için her türlü stratejik ve taktik önlem alınmalı...

Gerekli ittifaklar, sloganlar, etkinlikler için şimdiden çalışmaya başlanmalıdır.

***

Parlamenter Demokratik Rejime karşı olan “Şahsım Devleti”nin yöneticileri de mutlaka yukarıdaki hususları biliyor ve bunları engellemek için her türlü önlemi alıyorlardır.

Hiç kuşkusuz Demokrasiyi savunan partileri zayıflatmak, her türlü Demokratik İttifakı önlemek, ilk hedefleridir.

***

Önümüzdeki yerel seçimlere 9 ay kadar bir süre kalmıştır.

Bu sürede CHP’deki sağa kayış stratejisine yönelik eleştirileri (parti içinde) karşılayacak yapısal bir değişiklik için ne bir program, bir kadro, ne de bunların hazırlığı için zaman vardır.

Reel politika gerçekleri, parti içi bozgun havasının ve liderlik kavgasının derhal sonlandırılmasını ve yerel seçimlere hazırlıkların hemen başlamasını zorunlu kılmaktadır.

Kurultay bu amaca hizmet etmelidir!