Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Ötekine’ de adalet

25 Haziran 2017 Pazar

Bütün okurlarımın, Adalet mağdurlarının ve özellikle içerdekilerin Bayramlarını kutlarım.

***

Erdoğan-AKP iktidarının ülkeye yaptığı en büyük kötülük, toplumu düşman kamplara bölmek oldu.
Adalet, hak, hukuk, güvenlik, eğitim, iş hayatı ve hatta aile gibi kurumlar:
Yasalara, ilkelere, kurallara, geleneklere göre değil...
Kimlikler üzerinden... “Biz” ve “ötekiler” olarak...
Düşmanlık kavramlarıyla tanımlanmaya başladı.
Böylece, önce adalet, sonra demokrasi, sonra da devlet çöktü!
Hukuk ve adaletteki tahribatı, AKP-Erdoğan/Cemaat-Gülen ittifakı, “Birinci Silivri Trajedisi” ile başlatmıştı.
AKP-Erdoğan iktidarı ise, şimdi tek başına, OHAL ortamında, KHK’ler ve “İkinci Silivri Trajedisi” ile bu tahribatı tam bir çöküşe dönüştürdü.
Her iki trajedi sırasında da, bazı insanlar, düşman gördükleri “ötekiler” için, “Bazı haksızlık ve adaletsizlikler olabilir ama, bu temizlik için buna tahammül edeceğiz dediler, ve Adaletin ırzına geçtiler!

***

Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü bu tahribata karşı bir tepki olarak başladı.
Bu nedenle de, toplumda önemli bir karşılık buldu ve gündemi belirleme gücüne ulaştı.
Bu yürüyüşün sonunda elle tutulur, gözle görülür somut bir sonuç ortaya çıkmayabilir; büyük bir olasılıkla da çıkmayacaktır...
Ama siyaset, örgütlenme ve eğitim işidir:
Bu yürüyüşün, hem örgütlenme, hem de eğitim açısından, CHP’yi çok aşan bir muhalefet cephesini güçlendirdiği ve AKP-Erdoğan iktidarının sonunu hızlandırdığı açıktır.

***

Bu yazıda özellikle üzerinde durmak istediğim nokta, adaletsizlikten şikâyet edenlerin, Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü”ne karşı “kimlikler” üzerinden takındıkları tavır.
Haksızlık ve hukuksuzluklardan şikâyet edenleri, “kimlikler” üzerinden üç ayrı sistematiğe göre sınıflayabiliriz...
Elbette bu sınıflamalardaki grupların sınırları çok kesin değildir, bu gruplar birbirinin içine girer; yani pek çok kişi, birden çok gruba aidiyet hissedebilir. Ayrıca çok kabaca belirlenmişlerdir, daha fazla veya daha az olarak da düşünülebilirlerdi. Sadece bir öneri olarak, “öteki” fikrini açıklamak için bu yola başvurdum.
1) Siyasal-İdeolojik sistematik
a. Eski solcular, liberaller
b. Cemaatçiler
c. HDP’liler, Kürtler
d. Solcular, İnsan Hakları savunucuları
e. Atatürkçüler
f. Milliyetçiler
g. Muhafazakâr Demokratlar
h. Liberal Demokratlar
ı. Sosyal Demokratlar
i. Diğerleri
2) Mesleki sistematik
a. Medya mensupları
b. Üniversite mensupları
c. Öğretmenler
d. Yargı mensupları
e. Askerler
f. Polisler
g. Bürokratlar
h. İşadamları
ı. Öğrenciler
i. Ev kadınları
j. Diğerleri.
3) Partilere göre sistematik
a. CHP (İçinde en azından 2 ayrı grup)
b. MHP (İçinde en azından 2 ayrı grup)
c. HDP (İçinde en azından 2 ayrı grup)
d. Meclis dışındaki partiler (Hepsi birbirine düşman ve çok sayıda)

***

Şimdi gelelim bu yazının ana fikrine:
Özellikle AKP-Erdoğan iktidarının uyguladığı ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı, saldırgan siyasal dil ve politika, toplumu o denli düşman kamplara böldü ki, “ADALET ARAYIŞI” gibi evrensel bir eylem bile “kimlikler” üzerinden değerlendiriliyor...
Yukarda üç ayrı sistematiğe göre sınıfladığım grupların bazıları, kendileri için Adalet isterken, “Ötekiler” için Adalet istenmesine karşı çıkıyor!
Bazı kişiler, gruplar, Cemaat mensuplarının yaptıkları haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikleri anımsatarak bunlar için de Adalet istenmesini kabul etmiyor.
Bazı kişiler, gruplar, Altan kardeşler, Ilıcak gibi “Birinci Silivri Trajedisi” sorumluları için de Adalet istenmesine karşı çıkıyor, yürüyüşü aymazlıkla eleştiriyor. Bazı kişiler, gruplar, HDP’liler için Adalet istenmesine karşı çıkıyor, yürüyüşü bölücülükle suçluyor. Bazı kişiler, gruplar, Kılıçdaroğlu’nu eleştirdikleri, beğenmedikleri veya yeterince Atatürkçü bulmadıkları için yürüyüşe katılmıyor.
Bazı kişiler, gruplar, akıl sağlıkları hakkında bile kuşku uyandıracak biçimde, bugünkü Adalet uygulamalarını övdükleri için, yürüyüşü ihanetle suçluyor.
ARKADAŞLAR, ADALET KİMLİK SORMAZ:
Kimlikler üzerinden adalet dağıtmaya kalkarsanız, kimliklere göre demokrasi uygulamakla aynı hataya düşer, faşizmin tuzağına yakalanırsınız!
Ayrıca AKP-Erdoğan iktidarının bu “Düşman Ötekiler” politikası ile karşılarındakilerin aynı saftaki oylarını bölerek iktidara geldiğini ve iktidarını pekiştirdiğini, bu nedenle de bu gruplar arasındaki “Ötekileştirmeyi”, “Düşmanlığı” körüklediğini unutmayınız:
AKP-Erdoğan iktidarı, adaleti sadece kendileri için isteyip, “ötekilere de Adalet” diyenlere kızanların kavgasını, liderlerinin demeçleri ve Sosyal Medyada trolleri aracılığıyla, fiilen de tahrik ve teşvik ediyor...
Herhalde “Adalet Yürüyüşü”ne yapılan saldırı ve eleştirileri de ellerini ovuşturarak seyrediyordur.

***

Bayramınızı tekrar kutlarken anımsatmak isterim:
Düşman gördükleriniz de dahil, “ötekilere”, başkalarına, kendinize davranılmasını istediğiniz gibi davranınız:
DİREN ADALET...
DİREN DEMOKRASİ!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları